Kimliğini Kişiliğe Dönüştüremeyen Müslüman
MAKALE
Paylaş
01.10.2023 14:54
640 okunma
M.C.Bâki

Din dersinin seçmeli olduğu 1970’li yıllar. Okul idarecileri, bu dersin seçilmesini istiyorlarsa, dilekçeyi  derse girmek istemeyenlerden;  şayet  istemiyorlarsa dilekçeyi  derse  girmek  isteyenlerden  alıyorlardı. Daha açık bir ifade ile  öğrenciler, idarenin tavrına göre din dersini seçiyorlardı. Şayet idare öğrencilere, “Din Dersini seçmek isteyenler dilekçe versin” demişse, din dersini seçenlerin sayısı az oluyordu. Zira öğrencilerin çoğu idareye gidip, ben “Din Dersini seçmek istiyorum”, diye bir dilekçe vermek istemiyorlardı. Ne de olsa okuyacakları bir ders azalmış oluyordu. Ancak bu konuda istekli olan, ya da velilerinin etkisinde kalan öğrenciler veya velileri dilekçe veriyorlardı. Okul idaresi, “Din Dersini seçmeyenler dilekçe versin” demiş ise, bu defa din dersini seçmeyenler az, seçenler çok oluyordu. Zira öğrencilerin çoğu idareye varıp ben din dersini seçmek istemiyorum, diyemiyorlar, ya da bunu deme cesaretini kendilerinde bulamıyorlardı. Ancak din dersini seçmeme konusunda bilinçli olan veya velisinin isteğine uyan öğrenciler dilekçe veriyorlardı. Bunların sayısı da çok olmuyordu. Bunun dışında kalan öğrenciler, dilekçe vermedikleri için otomatikman din dersini seçmiş kabul ediliyordu.

Benim görev yaptığım ortaokulda ise okul idaresi, derse girmeyeceklerden dilekçe alıyordu. Bu nedenle de öğrencilerin geneli  din dersine giriyor, çok az sayıdaki  öğrenci  ise girmiyordu. Okulumuzdaki öğretmenlerin çocukları da bu uygulamayı yansıtan bir görünüm arz ediyordu. Nitekim öğretmenlerden bazılarının çocukları  din dersine girmezlerken, bazılarınınki  giriyordu. Girenler arasında eşi doktor olan Fransızca öğretmeni bir bayanın oğlu da vardı.

Derste verdiğim teorik bilgilerin yanında pratiğini de yaptırıyordum. Sınıflar küçük öğrenci sayısı da kalabalık olunca, yapılan pratiği her öğrencinin görebilmesi amacıyla bir kaç öğrenciyi öğretmen masasının üstüne çıkartıyor ve iki rekat namazın nasıl kılındığını gösteriyordum. Sonra da; “Evlerinize gittiğiniz zaman namaz kılma tatbikatını tekrar ederek iyice öğrenin, şayet unuttuğunuz bir şey olursa babanızdan ya da annenizden yardım alın” diye de tembihte bulunuyordum. Ayrıca onlara  yazılıdan hariç iki rekat namaz kıldırarak sözlü notu  vereceğimi de söylüyordum.

 

 

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya