Tarih Bilmediğimiz ve Ondan Dersler Almadığımız İçin Üzerimizde Tarihin Tekerrürleri
I
Dünün 1918 – 1922 zaman diliminde, İngiliz askerleri ve benzerlerinin Edirne’den Kars’a kadar şehirlerimiz ve caddelerimizi işgalleri karşısında, İstanbul başşehir merkezli olarak yukarıda adları geçen yöneticiler, bu işgalleri önlemek ve defetmek için etkili tedbirler alamamışlar, çaresizlik ve acizlik içinde kalmışlar, bunun sonucu onlarla yer yer “işbirliği yapmak” halinin içine bile düşmüşlerdir.
II
Günümüz itibariyle de yaklaşık 1970- 2024 zaman diliminde ise, yine Edirne’den Kars’a kadar şehirlerimiz ve caddelerimizi, bu sefer de İngiliz askerleri ve benzerlerinin yerine “KÜLTÜR VE DİL EMPERYALİZMİ” nin bir göstergesi olarak, milli dilimiz Türkçede karşılıkları ola ola “zorunlu alımlar” dan değil de “özentili ve modalaşma alımları” ndan olarak caddelerimizi gittikçe artan İngilizce işyeri isimlerinin işgalleri karşısında bunları önlemek, defetmek için günümüzün Ankara başkent merkezli yöneticilerinin de hiçbir etkili tedbirleri almamaları, çaresizlik ve acizlik içinde kalmalarına bakılarak, bunların da dünün yukarıda adları geçen Osmanlı yöneticilerine benzetilebilecekleri üzerinde ciddi olarak durmak gerekmez mi?
III
Bu benzetmeden vareste olarak karşımıza çıkan tek siyasi lider, aşağıdaki ifadeleriyle Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olsa gerektir. Çünkü, şimdiye kadar hiçbir siyasi lider bu ifadeleri kullanmamıştır.
1-“CADDELERİMİZDE TÜRKÇE OLMAYAN TABELALAR VAR. BU KABUL EDİLEMEZ.”
2-“BUGÜN İTİBARİYLE TÜRKÇENİN KORUNMASI MİLLİ BEKA SORUNUMUZ HALİNE GELMİŞTİR. BUNU DA MİLLİ MÜCADELE RUHUYLA AŞACAĞIZ.”
Bunlar, en üst düzeyde çok doğru teşhis ve tedavilerdir ama, Sayın Cumhurbaşkanımız bunların içini bir türlü dolduramamakta, bu tavrıyla biz Türkçe severler ve sevdalılarının “havasın almak” veya “oylarını kendisini tahvil etmek” halleri içindedir sanki?
IV
Sayın Cumhurbaşkanımız yukarıdaki tedavi vaatlerini savsaklamadan ve istismar unsuru olarak kullanmamaktan olarak yerine getirirse, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıktıktan sonrasında kazandığı “BİRİNCİ BÜYÜK TOPRAK ZAFERİ” benzeri gibi bir zafer kazanacağından “VATAN VE MİLLETİMİZİN İKİNCİ KÜLTÜREL KURTULUŞ ZAFERİ” denilebilecek bir yapılanmaya imzasını atacağından adı tarihimize altın harflerle yazılacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanımıza yardım için “CUMHURİYET İTTİFAKI ORTAĞI” Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli de ne güne duruyor? Üstelik kendisi ve partisi de “Türk milliyetçiliği” kimliğini başrollerde oynadığı halde Sayın Erdoğan’ın yukarıdaki gibi, dün vatan topraklarının korunması yanında, bugün de milletimizi millet yapan, milli varlığına sebep oldan Türkçenin korunması uğrunda mesajları şimdiye kadar vermemesi, “Osmanlı yöneticileri benzetmesinden” olarak onun da “hata” hanesine yazılması, hem kendisi ve hem de bizler için hazmedilecek bir durum değildir.
Dileğimiz, Sayın Bahçeli’nin de Sayın Erdoğan’la birlikte “vatan ve milletimizin ikinci kurtuluş savaşı kültür – dil savaşını kazanmaları” dır. Bunu onlardan bekliyoruz. 3 Nisan 2024