FİLİSTİN’DE KAYNATILAN KAZAN! HİÇ HAYRA ALÂMET DEĞİL!
MAKALE
Paylaş
04.10.2024 16:28
64 okunma
Şakir Albayrak

 

 

İsrail’in saldırılarının savaş mevkiine çıkması ancak karşılarına kelimenin tam anlamıyla bir devletin çıkmasıyla mümkün olacaktır. Bu şartlarda, İsrail, sadece bir soykırım icra etmekte ve bunu da artırarak saldırı sınırlarını, birinin karşı duracağını umduğu bir ana ve uygun şartlara kadar sürdürmeyi planlamaktadır. İsrail yöneticilerinin beyanlarına bakılırsa işledikleri şenaate, dinî bir kılıf geçirmektedirler. Bu kılıfın gerekçesi, geriye bakarsak “arz-ı mevud” kavramıdır. Bu kavrama inanmak, bütün insanların öldürülmelerinin Yahudilere (özellikle Siyonistlere) sevap kazandıracağına inanmak gibidir. Yahudilere göre kendileri dışındaki insanlar, onlara köle olmak için vardırlar. Değerleri de buna bağlıdır. Olmalarında da ölmelerinde de sakınca yoktur.

Babillilerin bunları dağıtmalarından sonra, insanlığa hınçlarının ardı arkası kesilmemiştir. Bir yerden hır çıkararak bir yerlere varmaya çalışmaları kendilerinin güç ve cesaretinden değildir. Dünkü sahipleri (ve hamileri aynıdır. )ndendir.

Dinî anlamdaki beşerî mücadelelerin itibarsızlaştırılmasından sonra, bütün beşeriyet, bu ütopyaya inandırılıp kösülüp yasıldı. Buna rağmen, bu Siyonistler, dinî anlamada, cihana hâkim olma arzularından asla vaz geçmediler. Hassaten İslâmî hareketleri, gericilik ve yobazlıkla itham etmeleri, kendi uşaklarına itham ettirmenin sebepleri, karşılarına dinî manada kimsenin çıkmamasını sağlamak içindir.

 “Arz-ı mevud” tam burada anlam kazanıyor. Mevud, vadedilmiş anlamında olup arz da yer anlamındadır. Tamlamayı açınca Vadedilmiş yer, toprak anlamı taşımaktadır. Muharref Tevrat’a göre bunlara, inandıkları “Tanrı” Nil ile Fırat arasındaki arazileri vaad etmiş. Buraları almaları, bunlara sevap kazandıracaktır. Mesele budur, bu da  tamamen inançlarının âmir hükümlerine uyum sağlamak, ibadet etmek demektir.

Osmanlı ile uğraşmaları, Harb-i umûmiyi çıkarmalarının sebepleri bunlardan ibaret olsa gerek. Harb-i Umûmiyi bir Sırp prensinin katline bağlamak, gayet kolaycılık ve perdelemek olayıdır. Bu Siyonistler, asla ve kat’a kendilerini ibraz etmemişlerdir. Mütemadiyen kullanabildiklerinin maskesinin arkasında çalışmışlardır. Evvelâ, Güneş batmayan imparatorluk dedikleri İngiltere vasıtasıyla Dünya’yı herc ümerc etmişlerdir. Amerika’nın kuruluş yılı sayılan 1776’da İngiltere’nin peyki Amerika’ya, Londra çay gönderir. Bundan sonra Amerika’ya hâkim olma çalışmaları başlayacaktır. Boston Limanına gelen çay yüklü gemiler, Boston limanında tuzlu su ile demlenivermiş. Bu, Siyonistler için başlangıçtır. Maske değişimidir.

Harb-i Umûminin sonucunda ne olmuştur. Açıkça ismini duyduklarımız mı kazanmıştır? Hayır. Evvela, Osmanlı kaybettiği için Osmanlı mülkü pay-i mal edilmiş, ite köpeğe taksim edilmiş. Bölüşüm haritaları, masa üstünde cetvelle çizilmiştir. Sykes-Picot Anlaşması   dedikleri paçavra maalesef budur.

30 Ekim 1918 Mondros mütareke namesinden 1939’ kadar Afrika’da yalnız Liberya, Asya’da ise Türkiye, Japonya, İran, Siyam ve Çin fiilî sömürge olmamıştır…

Birinci Cihan Harbi’nin travmalarının atlatılamaması ve sömürgenlerin ve kemirgenlerin doyumsuzluğu 2. Cihan harbine sebep olmuştur. Bu harbin sonunda da Yalta’da yapılan bir anlaşma ile ABD ve Cihan harbinin sonlarında kurulan SSCB arasında ana karalar yeniden parsellendi. Bunun sonunda NATO ve COMECON, Varşova Paktı kuruldu. Bunlar, sömürgen ve kemirgenlerin göz boyamasından başka bir şey olmadı elbet.

 80 yıldır insanlık, biraz nefes aldı. Aldı almasına ama bu sömürgenlerin tatminine elverişli olmadı. Yeniden bir operasyona daha teşebbüse geçmeye çalışıyorlar. İsrail, bu Siyonistlerin işine yarayan, bunları gizleyen şahane bir aparat durumunda. Gazze, Lübnan, Suriye derken Türkiye’ye bulaştıkları zaman, olacakları biliyorlar ama hesap başka. Halen algılarımız bizi yanıltmıyorsa bu karışıklığa paydaş olduğumuzda, ekmeğimizi yavan yemeyeceğimizi biliyorlar. Biz, İsrail’in ağzını burnunu düzeltirken kafasını ezmemize engel olmaya çalışacaklar. Bizim vaz geçmeyeceğimizi bildiklerinden, biz savaş dâhil edip yine başa dönmeyi düşünüyorlar. Bizim bu şartlarda girdiğimiz bir savaş adı konulmasa da bir cihan savaşına dönüşecektir. Akl-ı selimi ihmal ve de imhal etmeden, bunların planlarının noktası konulmadan bozulması için gerekli beynelmilel tedbirlerin alınması gerekir.

Ne demiş ecdat, “İşte adûv karşıda hazır silah/ Hazır ol cenge istersen sulh ü salah” Özellikle bu uyarıya dikkat etmeli. Halkın bu tehlikeye karşı müteyakkız olması sağlanmalı, behemehâl Topyekûn harbin icapları da gözden geçirilmelidir.

Şakir Albayrak, 02.10.2024, 21.26, Çekmeköy-İstanbul

 

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya