Yuva kurmak ve o yuvaya sahip çıkmak aile fertlerinin temel görevidir. Öncelikle şunu ifade etmek isteriz ki ; hem kadın için, hem de erkek için yuvanın korunması ve mahremiyeti oldukça önemlidir. Bu konuda aile bireylerinin eğitimli olmaları gerekiyor. Bu, hem insani, hem de ahlaki bir konudur. Türk Milletinin sağlam bir aile yapısı vardı; maalesef bu yapıyı birileri bilerek ve isteyerek bozmaya başladı.
Öncelikle şunu ifade edelim ki: devletin sağlam kalesi olan aile yuvasının bozulmasına asla izin verilemez. Bunun için de iyi bir eğitim şarttır. Genç beyinlere aile ve aile sorumluluğu mutlaka verilmelidir. Eğitimin amacı da bu değil midir? Bireyi hayata hazırlamak, ailesine ve topluma faydalı bir insan olarak yetişmesini sağlamak. Bu konuda tedbir almada geç kaldığımızı ifade etmek isteriz. Genç neslimize aile eğitimini ve aile sorumluluğunu veremiyoruz. Onun için yuvalar dağılıyor.
Aile yuvası onurlu kutsal ve mahrem bir yuvadır. Bu kutsal yuvanın içinde cereyan eden olaylarda mahrem ve gizli kalması gerekir. Aile mahrumiyeti Yüce Allah’ın korumamızı emrettiği emanetlerdendir. Aile yuvası sevgi sadakat ve fedakarlıkla korunur. Ahlaki değerler, namus, haysiyet ve şahsiyetle değer kazanır. Eşlerin bir birbirine sadakati oldukça önemlidir.
Onun içindir ki: bugün yuvalar yıkılıyor, aileler dağılıyor ve çocuklar perim perişan oluyor. Kadına şiddet, kadın- erkek cinayetleri ve yuvaların dağılması bu eksikliğimizdendir. Belki de günümüzün en önemli konularından birisi de budur: ailelerin dağılması! Sağlam kalelerimizin birer birer yıkılıyor olması...
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının görevi ailenin korunması ve desteklenmesi değil midir? O halde ailenin korunması için, eğitim de dahil her türlü tedbirin alınması gerekir.
Bu manada şunu ifade etmek istiyorum: (Rahatsızlık duyduğum bir konudur bu) TV dizileri ve filmler de aile düzenin korunması için olağan çaba gösterilmeli; aile yuvasına ters düşen film ve dizilere izin verilmemelidir. Özellikle ahlaksız diziler ve ihanet- aldatma içeren filmler sansürden geçmeli ve yayınlanmasına müsade edilmemelidir. Aile düzenini koruma amaçlı diziler ve filmler teşvik edilmelidir.
Son dönemlerde aile içi kavgaları ve ihaneti ekrana taşıyıp kavga ve çekişmelerden reyting yapan yayınlar yaygınlaştı. Kavga ve gürültüden prim yapan izlenme rekoru kırma peşinde olan, Reyting delilerine ses çıkarmamak aile içi kavgaları körükler ve aile diye bir şey kalmaz. Bunun adı yayıncılık değil rezalettir. “Kötüden” topluma örnek olmaz!.. Ahlaksızlığı deşifre ederek ahlak dersi veremezsiniz! Buna müsade edilmemeli.
Seyredilme ve Reyting yapma adına yapılan bu tür yayınların topluma kazandıracağı hiç bir şey yoktur. Horuz döğüşünü andıran, bağırma, çağırma ve hakaret içeren bu tür yayınlara mutlaka müdahale edilmeli, yayınları durdurulmalıdır. Dedik ya: “Kötüden ” örnek olmaz !... Bu tür yayınlardan rahatsız oluyoruz.
Bizi yoktan var eden Allah’ü Teala aile gerçeğini Kur’anı Kerimin de bize şu şekilde belirtiyor: “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (Allah’ın varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rum Süresi-Ayet 21)
Öyleyse bir mutlu ailenin en temel özelliği, o ailenin içinde huzur bulmasıdır. Ailenin eşlere sevgi-rahmet pınarı olmasıdır. Bu ailede tüm bireyler huzura kavuşurlar. Çocuklar da bu huzurlu yuvada dünyayı anne ve babayı tanırlar hep beraber karşılıklı sevgi-rahmet ortamında şahsiyet kazanırlar. Eşler birbirine; çocuklar da anne ve babaya Yüce Allah’ın bir emanetidir. O emanete ihanet etmek sorumluluk vebal getirir. Devletin sağlam kalesi olan bu yuvanın korunması hepimiz için dini- milli ve manevi bir görevdir.