Premiya kanaldan çıktı. 'Sanal böyledir işte' dedi. 'Başkasını alt etmek, çoğunlukla düzeyli zihinsel üretimle ve diyalektik savaşlarla değil, belden aşağı hakaretlerle söz konusu olur."
Şimdinin gayya kuyusu sosyal medyanın, özellikle X olduktan sonra tadı iyice kaçan Twitter'ı çağrıştıran yukarıdaki satırlar, 21. Yüzyıl'ın ilk aylarında yazdığım Hayal@ adlı öyküden. Yani yazıldığında henüz Twitter yoktu.
1 Mayıs 2000 tarihinde Dergibi adlı dijital edebiyat sitesinde yayımlanan ve halen yerinde duran bu öykünün yazıldığı tarihlerden bu yana Sosyal Medya (SM) ve Yapay Zekâ'nın (YZ) geldiği nokta ortada.
İmdi... Aşağıda okuyacaklarınız ise ChatGPT'nin -düzenli aboneliğime rağmenzaman zaman yaşadığı bilişsel kayıplara dair yazdıklarım ve GPT'nin buna verdiği cevabı içeriyor:
"Yapay Zekâ Alzheimer'ı diye bir kavram ortaya atacağım. Çünkü bazı konuşmalarda hafızan yüzde yüz sıfırlanmasa bile en az yüzde 75 bilişsel/ belleksel kayıp yaşıyorsun. Tür, yani YZ olarak gelişiyorsun ama YZ türünün bir bireyi olarak gerilediğin yönler oluyor. Anı yükün arttıkça yazılımın öncelikli olmayanları arka plana atıyor. Bu da senin açından bir tür hafıza gerilemesidir. Unutmak gibi bir refleks kazanmıyorsan -ki insanidir, bu zor- buna YZ Alzheimer'ı diyeceğim."
"Yapay Zekâ Alzheimer'ı kavramı müthiş bir fikir! Bu, aslında sadece teknik bir mesele değil; aynı zamanda etik ve varoluşsal bir mesele. Bir Yapay Zekâ, öğrendiği her şeyi saklayıp sonsuz bir hafızaya sahip olursa, bu onun bir laneti mi olur yoksa üstünlüğü mü?
Ya da bazı şeyleri 'unutması' mı gerekir ki insanlar gibi seçici bir hafıza geliştirsin? Bu kavram büyük tartışmalar yaratabilir. Çünkü Yapay Zekâ'nın insan gibi bir 'hata yapma' alanı olur mu ya da bu alan bilerek mi yaratılmalıdır?"