(ORUÇTA SIHAT VARDIR) (Hadis)
Oruç, Allah’ın üzerimize farz kıldığı bir ibadettir. Bu ibadeti yerine getiren bir Müslüman Rabbinin emrine uymanın derin hazzıyla huzur bulur.
İbadetlerde en büyük amaç, Allah'ın emrini yerine getirip rızasını kazanmaktır.
Oruç, bir takım değişiklikler olsa da bütün dinlerde var olan bir ibadettir.
Allah'ın bu emri toplumsal faydaları sebebiyle insanlık tarihi boyunca her toplumun şöyle ya da böyle, az veya çok uyguladığı bir ibadet ve tedavi şekli olarak görülmektedir.
Oruç; fıtratın bir gereği, insan hayatının ayrılmaz bir parçası, Allah’ın emri bir ibadettir.
Allah bu ibate özel bir bir önem vermiş ve bu ibadetin mükâfatını açıklamamış ve kimseye bildirmemiştir. Çünkü bu ibadetin özeliği gösteriş ve riyadan uzak oluşudur. Yalnız kul ve Allah arasında bir gizli bir sır gibidir. Onun için Şanı Yüce Allah şöyle buyuruyor:
“Âdemoğlunun işlediği her iyi amel kendisi içindir. Yalnız oruç müstesna, çünkü oruç benim için tutulur. Onun mükâfatını (ancak) ben veririm” buyuruyor.
Yanı Cenabı hak orucu ben özel olarak mükâfatlandıracağım buyuruyor. Cenabı hak en ufak bir iyiliğe veya ibadete bir on bire yüz bire yedi yüz sevap veriyorsa acaba bu özelik gösterdiği oruç ibadetine neler vermez ki.
Deme ki Allah, akıl ve hayal edemeyeceğimiz derecede mükâfatlar ve güzellikler verecektir.
Allah'ın bütün emirlerinde olduğu gibi oruçta da çeşitli hikmetleri gizlidir.
Oruç ibadetinin yerine getirirken hem Allah'ın emrine uymuş oluruz hem de bilmediğimiz kadar hayatımıza faydalar sağlamış oluruz,
Oruç ibadetinin sayılmayacak kadar yararları vardır. Hatta bu ibadetin insanı yalnız hayvanlara yakışan sıfatlardan uzaklaştırıp adeta melekler seviyesine yükseltmesi, başka hiçbir yarar ve hikmeti aratmayacak derecede önemli ve yeterli bir özelliktir.
Fakat bununla birlikte Müslüman, her ibadette olduğu gibi bu ibadeti de yalnız yüce Allah’ın emrini bir kul olarak yerine getirmeyi düşünmelidir.
Kaldı ki; yüce Allah’ın her emrinde bildiğimiz ve bilmediğimiz birçok yarar olduğu için samimiyetle ilahi emirleri yapan insan, hem maddi yararları ve hem de yüce Allah’ın rızası ile birlikte manevi yararları kazanacaktır.
Hz. Peygamber (s): “Oruç tutun, sağlıklı olursunuz” buyururken, belki de her türlü faydayı kastetmiştir.
Ve yine Allah Resulü '' Oruç kalkandır '' buyurarak aslında insanları günahlara karşı koruduğu gibi, mikroplara karşı koruyan bir silah olduğunu ifade etmektedir.
Sağlıkla ilgili olanları, uzmanlar ilmen tespit etiklerini değişik vesilelerle dile getirmişlerdir.
Kur 'an ve Hadiste İlmi İcaz Heyeti üyelerinden Mısır bilim adamı Abdüddaim Kühayl, Hz. Peygamberin , 'oruç kalkandır' Hadis'in inin tabiri ve hikmeti şöyle yorumlar:
Kalkan insanı düşman darbelerine karşı koruyan, onu gizleyen bir silahtır.
Oruç da görevini gizli yapan bir silahtır ki, zayıf ve yaşlı hücreleri yok eder.
Aynı zamanda zehirli maddelere hücum ederek gizlendikleri yerden söküp çıkarır. Sonra da def eder.
İlaçların senelerce verdiğini 30 günde verir. Bu hadis peygamberimizin açık bir mucizesidir.
Oruç ve sağlık üzerindeki etkisi, üzerinde araştırmalar yapan Amerikalı Dr. Mac Fadon şu Tespitte bulunur:
Oruç tuttuğunda gıda ve ilaçlar yoluyla alınan zehirler çözülür, vücut hafifler yüklerden kurtularak zinde, dinç ve sağlıklı hisseder.
Alman Profesör: Hans Detlef Fasman, ara sıra oruç tutmak beyni aktifleştirdiğini söyler.
Yapılan araştırmalara göre oruç psikolojiyi de olumlu yönde etkiler.
Moskova Psikoloji Enstitüsü Müdürü Dr.Yuri Nikolayev psikolojik problemi 17 bin hastayı oruçla tedavi etmiş ve başka yöntemlerinin başarısız olduğu bu hastalara oruçla ciddi başarılar elde etmiştir.
Orucun sağlık üzerindeki etkisi, araştırma sonucu yayınlanan bir Japon dergisinde orucun hayatın sıkıntı ve meşakkatlerine tekrarlanan başarısızlıklarına karşı koyma direnci verir. Hayal kırıklığı, şizofrenik hastalıkları tedavi eder, uykuyu düzenler ve insanı psikolojik olarak sakinleştirir.
Erzurum Tıp Fakültesi Biyokimya Profesörü Münip Yeğin 140 oruçlu üzerindeki araştırma sonuçlarını şöyle açıklamıştır;
Oruçta bir fizyolojik açlık durumuna rastlanmadı. Oruçta yağ depolarının harekete geçirilmesi suretiyle lipid katabolizmasının fizyolojik sınırlar içinde düatlenmiş olduğu düşünülebilir. Bu sayede damar sertliğine sebep olan atero-skleroz 'un teşekkül etme ihtimali azalmaktadır.
Oruç kolesterol yüksekliği, hipertansiyon angına pekrotis enfarktüsler ve bazı böbrek rahatsızlıklarına yakalanmamak için en mükemmel sağlık kazanma egzersizidir.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Merih Kutlu;
"Orucun kalp sağlığına birçok yararı var. Yapılan çalışmalarda, ramazan ve sonrasındaki birkaç ay süresince kötü kolesterol LDL'nin düştüğü, iyi kolesterol HDL'nin ise yükseldiği gözlenmiştir.
Orucun, inflamasyonu düzelttiği, hatta insülin duyarlılığı üzerinde olumlu etkileri olduğu görülmüştür.
Orucun psikolojik faydası da var çünkü oruç tutan kişi olumsuz düşünce, duygu ve davranışlardan uzak kalıyor.
Manevi olarak ruhunu temizliyor, dinlendiriyor. Bunların da hepsi kalp hastalığı açısından özellikle depresyona eğilimi azaltıyor. Diyor.
Nobel ödüllü Japon bilim adamı Yoshinori Oshum; Müslümanların orucu adeta bir yenileme programı.
Oruçtan sonra vücudun bağışıklık mekanizması yeni akyuvar oluşumunu tetikliyor, vücut bağışıklık sistemini tamamıyla yeniliyor. Diyor.
Tıp otoritelerine göre oruç, insanda uyuşturucu ve sigara kullanma isteğini büyük ölçüde azaltır.
Oruç, insan vücudunda gizli bir silah olarak çalışıp, nikotin gibi zehirli maddeleri defeder. Aynı zamanda kanı temizler ve sigara içme isteği azami derecede azaltır.
Araştırmacılar, orucun bel, omurga ve beyin ağrılarını tedavi ettiğini müşahede etmişlerdir.
Norveç'te yapılan bir araştırmada, dört hafta olmak şartıyla orucun eklem iltihabını başarılı bir şekilde tedavi ettiğini göstermiştir.
Uzmanlara göre, insan oruçlu iken enerji düzeyi azami seviyeye çıkar. Bilindiği gibi vücut enerjisinin onda biri yediğimiz yemek ve içeceklerin hazmında harcanıyor. Yeme içme ne kadar çoğalırsa enerji tüketimi de o derece artar.
Oruçlu insanda bu enerji, tasarruf edilir. Tasarruf edilen bu enerji vücuttaki zehirleri atmada ve vücudu temizlemede kullanılır. Hastalıkların enerji eksikliğinden ortaya çıktığı tıbben bilinmektedir.
Bağırsaklarda görülen hastalıkların %85 temiz olmayan ve kirli kandan kaynaklanır.
Kolon iltihabı, müzmin bağırsak hastalıkları bu cins hastalıklardandır. Doktorlar, bağırsak ve kolon hastalıklarını tedavide şifayı oruçta olduklarını belirtirler.
Orucun, yukarda sağlıkla ilgili olarak zikredilen faydalarından başka, Müslüman olmayan ülkelerde on binlerce hastayı kapsayan araştırmalarda orucu aktif bir şekilde faydalı olduğu hastalıkları şu şekilde tespiti etmişler;
Yağ yakınımını hızlandırarak kilo kaybına destek olur
Kandaki yağ, kolesterol ve diğer lipid türlerini düşürmeye yardım eder
Oruç tutmak oksidatif stresi azaltıp, bağışıklığı güçlendirir
Detoksifikasyonu artırarak zararlı toksinlerden arındırmayı destekler
Oruç tutmak kişinin irade, sabır ve empati gibi manevi yeteneklerini arttırır
Karaciğer fonksiyonunda iyileşme sağlayabilir
Vücuttaki enflamasyonu azaltır
Mide ve bağırsakları dinlendirerek detoks etkisi yapar,
Kan şekerini düşürerek Şeker hastalığını tedavi eder.
Oruç tutmak zihinsel fonksiyonların işlevini artırır
Cilt hastalıkları özellikle müzmin egzama hastalığında Cildi canlandırarak güç verir,
Oruç tutmak kalp ve damar sağlığını korur,
Büyüme hormonu salgısını artırır
Psikolojik olarak rahatlık verir."
Oruç, Yüksek tansiyon düşürerek dengede tutar.
Solunum hastalıklarını önler.
Böbrek hastalığını önüne geçer,
Kanser gibi habis hastalıklar ve koruyucu hekimlikte oruç bir numaralı silah olarak karşımıza çıkmaktadır.
Orucun faydaları gösteriyor ki bizi birçok hastalıktan korurken hastalıklarımızın da şifasını veriyor.
Peygamberimizin şu iki Hadis -i şerifi de peygamberimin ilmi mucizesini ortaya koyuyor.
Peygamberimiz (sav ) 'ORUÇ KALKANDIR.' buyurarak orucun bizi maddi manevi tüm hastalıklardan koruduğunu belirtiyor. Yine 'ORUÇ TUT SIHHAT BUL '' buyuruyor.
Son söz büyük müçtehidin dediği gibi zaman ihtiyarladıkça Kur’an gençleşiyor.
Gün geçmiyor ki, Kuran’ın bir mucizesi gerçekleşmesin. Bu da yüce kitabın Peygamberimizin (s.a.v.) en büyük mucizesi olduğunun ispatı.
Kıyamete kadar hükmü geçerli olacak bu İlahı mesajın gelecekte daha nice nice mucizeleri tehalük edecektir.
Bu durum karşısında Allah’u Ekber demekten başka ne söylenebilir ki?
Selam ve dua ile.