Eylül ayı içinde Birleşmiş Milletlerin 80. genel kurulu yapıldı.Genel kurula Filistin meselesi damga vurdu.

Bu genel kurulda İsrail’in katliamlarına duyulan öfke zirve yaptı. Filistin’in devlet olarak tanınması noktasında önemli gelişmeler yaşandı. Tanıyan ülke sayısı 136 dan 156 ya yükseldi. Bu ülkelerin çoğu AB üyesi, Kanada ve Avustralya ile 12 ülke. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde halkın protestoları, sokaklarda yürüyen yüzbinlerce

vicdan sahibi insan İsrail’in zulmünü ve soykırımını lanetledi ve iktidarlarını zulme karşı tavır almaya zorladı.

Bu durum Avustralya dahil AB ülkelerini Filistini tanımaya zorladı.

Vicdan sahibi insanlar dünyaya

“ Ne mümkün zulm ile imhayı hürriyet,

Muktedirsen idraki kaldır ademiyetten”

Sözünün ne kadar önemli ve gerçekçi olduğunu dünyaya haykırdı.

Bu konuda İspanya, Portekiz, İngiltere, Norveç, İrlanda, Fransa, birçok AB üyesi ülke ve İtalyan işçi sendikaları.

Avustralya, Kanada, Latin Amerika ülkeleri ve AB’ nin Akdeniz çanağı ne kadar Netanyahu zulmü ve soykırımına karşı aktif olduysa, İslam ülkeleride sessis kalarak işe yaramaz olduklarını isbatladılar. Çünkü hepsinin yöneticisi ABD ye iradelerini ipotek etmişti.

80. Genel Kurulda, Netanyahunun savaş suçlusu ⁠ilanı ve o ülkelere gidemeyişi, yargılanma ve tutuklanma ihtimali. Dünya kamuoyunda İsrail ve Netenyahuyu yalnızlaştırdı. İsrail’in mağdur ve mazlum imajı yok olurken, zalim ve soykırımcı imajı dünya milletlerinin zihnine kazındı.

Netenyahu birleşmiş milletler teşkilatının genel kurulunda boş koltuklara konuştu, vicdan sahibi deleğeler salonu terk etti.

Bu durum yahudiliğin dünyadaki ekonomi, kültür, sosyal medya vs. hakimiyetine rağmen gerçekleşti. Çünkü hala vicdanları satılmamış milyonlar gerçeği görüyor ve

ğereğini yapıyordu. Bu gelişmeler Trump’ı İsrail’e olan koşulsuz desteğini terketmeye zorladı.

Trump Netenyahuya bu işin böyle gitmeyeceğini, barış anlaşması yaparak insanlığın tepkisini azaltmak gerektiğini anlattı. Netenyahu ve kabinesi bu antlaşmayı kerhen kabul etti.

Kış gelirken Gazzelinin temiz bir damla suya, bir lokma ekmeğe, çadırda olsa sığınacağı mekana ve bombalanmadan uyuyacağı yatağa ihtiyacı vardı.

Bugünden sonra dünya kamuoyunun desteğini canlı tutmaya çok ihtiyacımız var. İtibarı sıfırlanmış, yerlerde sürünen İsrail ve Netenyahuya meşruiyet kazandırmamalıyız.

Bu ateşkes ve barış antlaşmasının tuzaklarla dolu olduğunu, uyanık olmak gerektiğini bilmek zorundayız.

Çünkü Trump, Netenyahu. Ve bulundukları koltukları Yahudi sivil toplum kuruluşlarının desteğine muhtaç liderlere güvenemeyiz.

Atalarımız ne demiş “ Kırk yıllık

Yani, olmaz Kani”

Bu arada mazlum Filistin ve Gazzeli mücahidlerin yanında saf tutan, bu mücadelede canları ve kanlarını ortaya koyan Hamas’a koşulsuz destek veren Başkan Erdoğan ve ekinine teşekkür ediyorum.

Yusuf Erkoç