“Ben özgürüm kimse bana karışamaz” değil, bizim inancımız ve geleneğimize göre. Biz, “Rabbim beni bana bırakma” diye dua ederiz. Çünkü biliriz ki, nefsimize taht kurup oturmuş bir Şeytan var içimizde. Her gün defalarca onun şerrinden Allah’a sığınırız.
Mü’minler birbirlerinin velileridir. Aramızda istişare ve şûra yaparız. Bilenlere danışır, vereceğimiz kararlardan olumlu ya da olumsuz bir şekilde etkilenmesi muhtemel kişilerle konuşuruz. Allah’ın rızası ve Rahmeti bu iştedir çünkü. Onun içindir ki, “Ben yanıldığımda beni düzelten kardeşlerimi var eden Allah’a hamdolsun” deriz.
Ve biz deriz ki, “din nasihatla kaimdir.” Söz dinlemeyen, sınırları zorlayan, düşüncesinde inat eden insanlardan uzak durmamız öğütlenmiştir bize.
Rivayet edilir ki, kendine aşırı güvenen ve kendini beğenen biri dedi ki, “Bizde yanlış olmaz”. Dediler ki, “işte bu söz yanlıştır ve seni doğru bir yere götürmez. Bir sufi onu kendi cephesinden destekledi. “Bizim dergahımızın kapısından eğri odun bile giremez” dedi ve Yunus Emre’yi şahid gösterdi. Tapduk Emre dergahına bağlanınca, dağdan topladığı odunların bile doğru olanlarını seçip getiriyordu. Bir dervişin bu konudaki hassasiyetini anlarım, ama bunu bir dergahın tüm bağlılarına şamil kılmak ne mümkün. Oysa bu konuda Peygamberlerin evleri bile güvende değil. Hz. Adem’den başlayalım ve Habil-Kabil kavgasını hatırlayalım. Hz. Nuh’u, Hz. Lut’u, Hz. İshak’ı, Hz. Yakub’u hatırlayın. 4 Halife dönemine bakın.
Şeytan, bizden değil, Peygamberlerden bile vazgeçmek istemedi. 7 tarikatın postunda oturan padişahların çevresine bakın. Kimse bırakın camiasını, kendi nefsine bile güvenmesin, kibre kapılmasın, böyle bir şey gaflet halidir. Hiç kimse böyle bir şeyi garanti edemez. Bırakın başkasını, kendini Şeytanın hilelerine karşı garanti altında hissedemez.
Özellikle vekaleten iş görenler başkalarının da vebalini üstlendikleri için işlerini ve görev vereceklerini iki kere kontrol etmek zorundadırlar. Cam evde oturmaları gerekir. Denetim esastır. Güvenmek güzeldir ama, kontrol etmek daha da güzeldir. Denetim olmayan yerde Şeytan yuva yapar. Nefsine güvenen pişman olur. 3 şey insanı cehenneme sürükler, hasislik, nefse uymak ve kendini beğenmek. Nefsin şehvetinden ve öfkesinden emin olmak isteyen kişi nefsinin heva ve heveslerinden uzaklaşsın. “Nefsini hor gören dinine değer verir, nefsini aziz gören dinini horlamış olur. Dinin ise aziz olması gerekir. Nefsini besleyen dinini zayıflatmış, dinini besleyen, dinini de nefsini de beslemiş olur” buyurulmuştur.