1980 öncesi.. Sağ-Sol çatışmaları almış başını gitmiş. Evde, mahallede, okulda çarşıda pazarda her yerde anarşi, kavga, ölüm kol geziyor.
Gençler kamplara ayrılmış, kimse birbirini dinlemiyor... Herkes kendinin haklı olduğunu savunuyor, karşısındakini değil fikrine varlığına bile tahammül edemiyor.
Sonuçta binlerce gencimizi kara toprağa verirken, binlercesi hapishanelerde çürüttük. Anneler, babalar, kardeşler, eşler ve çocuklar her gün eşinin çocuğunun eve gelişini pencerelerden dört gözle bekler ve oh çok şükür bugünde evladım eve sağ salim geldi derlerdi.
İşte bu günlerde rahmetli Anam ısrarla bana bir cümle söylerdi: "Oğlum kendine dikkat et, sağa sola karışma ne olur" diye söyler nasihatlerini yaşlı gözlerle ifade ederdi.
Ben ana ülke tehlikede, Rus tehdidi kapıda... Solcular kötülük yapıyor dediğimde rahmetli anam "oğul dikkat et herkes kendi Muhammedine ağlıyor" dikkat et.
Bende ısrarla "Ana Muhammed bir tane sen herkes kendi Muhammed'i demektesin."
Anam "oğlum büyüdüğünde anlarsın. Elbette Muhammed bir tane. ...! Ancak bir gün anlayacaksın ki herkesin kafasındaki Muhammed kendine göre... Yani ne kadar insan var ise o kadar da Muhammed var...."
Evet aradan yıllar geçti. Büyüdük. Okuduk, duyduk, yaşadık..! Gördüm ki herkesin kafasındaki Muhammed aynı değil. Hepsi maalesef farklı farklı...!
İşte İslam dünyasının hali... İşte ülkemizin hali... Herkesin derneği, cemaati, tarikatı, partisi... Sokağı, çarşısı, pazarı....
İspatı ortada.. 6 yaşındaki kız çocuğu evlendirilir mi? Evlendirilmez mi?
Gidin sorun, konuşun... Hacısına.. Hocasına.. Alimine... Ulemasına.. Şeyhine...
Tek Muhammed duymayacaksınız...! Herkes kafasındaki Muhammed'i anlatacak...
Denemesi bedava.... Gidin ve sorun...!