Yusuf Akçura’nın (v. 1935), yıkılma sürecindeki Osmanlı devletinin kurtarılmasına esas Üç Tarz-ı Siyaset olarak formüle ettiği Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük, yeni Türkiye’nin devlet yönetiminde Batılılaşmayı hat olarak seçmesine rağmen, etkisinden çok az şey kaybederek bugüne ulaşmıştır.
Aynıyla, zaman içinde belli düzeylerde Batılılaşmadan pay alarak ya da Batılılaşmaya kendilerinden belli oranlarda bir pay katarak varlığını sürdüren Üç Tarz-ı Siyaset, doğal olarak toplumsal bir karşılığa sahip olduğundan, toplumun siyaset dışındaki ilişki tarzlarını etkilemiş ve bunlardan da etkilenmiştir.
Edebiyat, bu iki boyutlu yapılanmaların en iyi izlenebileceği sosyal bir ilim olarak her zaman keşfe açık bulunmuştur.
Necmeddin Turinay’ın, Üç İsim Dört Mevsim: Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Kaplan, Orhan Okay adlı kitabı (Ketebe Yayınları, 2022), söz konusu keşfin tek bir izinden elde edilmiş yeni bir değerli hasıla olarak okurlarına ulaşmıştır.
Turinay, birbirlerini takip eden ‘Üç Büyük Hocalar’ olarak nitelediği Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Kaplan, Orhan Okay’ı “Hem birbirinin devamı, hem de birbirinden hayli farklı şahsiyetler olarak” kendi tetkik merceğinin altına almış, bu çabasını da Önsöz’ünde ilgi, niyet ve süreç planında şöyle anlatmıştır:
“… Üniversiteye kaydımı yaptırdığım yıl Tanpınar henüz yenice vefat etmişti. Aradan bir buçuk yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen, derslerde ve ders aralarında onun adı sık sık zikredilirdi. Bizden büyük öğrenciler Tanpınar’dan ders almış oldukları için, biraz da imtiyazlı bir havaya bürünür, öyle konuşurlardı. (…) Dolayısıyla Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde devam eden öğrenciliğim sırasında, Tanpınar’a ait masal ve menkıbelerin arasında günbegün büyüdüğümü hissederdim.