Turan taktiği, savaş meydanlarında Mete Han'dan itibaren tatbik edilmiş, bu sayede pek çok zafer kazanılmıştı. 1922'de Büyük Taarruz'da da geleneksel Türk savaş taktiği olan Turan taktiğine benzer bir plan yapılarak Yunan ordusu yok edilmişti
Bozkır coğrafyasının zorlu şartları, Türk milletini dayanıklı, mücadeleci, savaşçı ve hızlı organize olabilen bir millet olarak ön plana çıkardı. Türkler, yaşadıkları coğrafyada var olabilmek için birlikte hareket edip her türlü tehdit ve zorluğa karşı mücadele etmek zorundaydılar. Bu yüzden her Türk savaşa hazır şekilde ordunun bir parçasını oluştururdu. Önce Türkler, sonra da Moğollar yay ve savaş atları sayesinde çok geniş coğrafyalara hâkim oldular. Türkler, bozkır coğrafyasının hem mahrumiyetini hem de avantajlarını ihtiva eden harp taktiklerini kurgulayarak muharebelerde başarılı bir şekilde uyguladılar.
"Turan taktiği" Türklerin muharebe alanlarında sıklıkla uyguladığı harp taktiklerinden biridir. Söz konusu uygulama literatürde "hilal taktiği, sahte ricat, kurt kapanı, bozkır taktiği" gibi isimlerle de ifade edilir. Türklerin kazandığı zaferler incelendiğinde bu taktiğin Türk milletinin harp tecrübelerine göre her dönemde geliştirilerek başarılı bir şekilde uygulandığı görülür.
DÜZENİNİ BOZ VE İMHA ET
Turan taktiğinin temeli, sahte ricatla karşı tarafın düzenini bozup hatların arasındaki bağı kopararak dağıtmaya, daha sonra da düşmanı pusu alanına çekip kanatlardan çevirme harekâtıyla arkaya sarkarak imha etmeye dayanır. Turan taktiğinde ordu genel olarak merkez birlikleri, merkezin iki tarafında süvari birlikleri olmak üzere üç kısımdan oluşurdu. İlk aşamada merkezdeki birlikler cepheden düşman ordusuna saldırırdı. Hızlı hareket eden birliklerin ani ve şiddetli saldırıları düşman ordusunun saf düzenini bozup yandaki kuvvetlerin merkeze kaydırılmasına kadar sürdürülürdü.
Birlikler daha sonra planlı ve organize bir şekilde düşmana bozgun görüntüsü vererek geri çekilirdi. Geri çekilirken at üzerinde geriye dönük etkili ok atışı yapan süvariler düşman ordusuna zayiat verdirirdi. Türk ordusunun bozulduğuna inandırılan düşman birliklerinin plansız taarruzuyla disiplin ve düzeni bozulurdu. Geri çekilme düşman birliklerini iaşe ve ikmal noktalarından uzaklaştırıp pusu noktasına getirilene kadar sürerdi. Pusu noktası için de düşman birliklerinin harekât ve manevra kabiliyetlerini sınırlayan yerler tercih edilirdi.