Kadınlarımızın, pozitif ayrımcılık adı altında muhtelif sektörlerde istihdam edilmesi gerçekte düşünülmesi gereken bir konudur. Pozitif uygulamalarda da negatif uygulamalarda da kadının öne çıkarılmasını bir marifet ve bir fazilet etkinliği gibi göstermek, dış memleketleri bilmem ama bizde modalaştı. Kadın bünyesiyle erkek bünyesinin tabiatının eşit sayıldığı, farklılığının inkâr edildiği bu çalışmalar kısa vadede marifet gibi algılatılsa da uzun vadede zararlı olduğumuz görülecektir. Keşke yanılmış olsam.
Her cinsin, behemehâl bedenen ve ruhen tartışılamayacak farklılıkları vardır. Bunu yok farz etmemek mümkün değildir. Bu cümleden, şu hususu da belirtmem gerekir. Kadın ile erkeğin eş olduğunu kabul etmek gayr-ı ilmî bir konudur. Karı koca birbirine “eşim” dediriliyor. Suretlerini de incelesek sîretlerini de tetkik ve tahkike tabi tutsak bir eşitlik unsuru bulunması mümkün değildir.
Nikah memuru, “Allah’ın emri, peygamberinin kavlince.” demeyip “Belediye başkanının bana verdiği salahiyete dayanarak evlenme masasında olanlara, bahusus, “Sizi karı koca “ ilan ettim, deyince mesele mevcut değil, bunun haricindeki yer ve zamanlarda “Karım ve kocam.” demek kabalık sayılıyor. Belki de bütün gerçeklerden, bu ve benzeri düşüncelerden mütevellit uzaklaşıyoruz. Her neyse…
Hâsıl-ı kelam, kadın erkeğe, erkek de Kadına eşit değildir. Bu yüzden eş de değildirler. İş âleminde, eşit sayılarak istihdam edilmesinin en önemli sebebi, kadının “Annelik“ vasfının muhtemelen bile değil, bu eşitsizlik ve “annelik“ hakikatinin göz ardı edilmesidir. Bu gerçekler göz önüne alınarak kadın istihdamı planlanmalıdır. Yıllar önce, Mazhar Osman Uzman’ın adını zikretmek istemediğim bir gazetedeki makalesinde, kadınların ancak ve ancak iş sahasında ayda bir hafta verimli olabileceğini anlatıyordu. Bu makale, arayınca bulunur. Burada ayrıntıya girmeyeceğim. Benim asıl vurgulamak istediğim konu, kadınların annelik vasfı, öncelenerek evlilik yapacak gençlerde evvela, en az süre hangisinde varsa o yüksek okuldan mezuniyet belgesinin evliliğe hazırlık dosyasına konması, aksi takdirde evlenemeyeceğinin ikaz edilmesi gerçeği, ta evvelden okul dersleri arasına konmalı. Tahsilli anne ve babanın müstakbel çocuklarının bakımı ve 3. sınıf bitirmiş bir öğrenci seviyesine kadar eğitim ve öğretimi annenin sorumluluğuna verilirken baba da evin geçimini temin edecek sorumluluğun sahibi yapılmalı. Bu urumdaki annenin memleketin şartları çerçevesinde çocuklarının bakım ve eğitimine mukayyet olması sebebiyle en azından asgari ücretle aylıklandırılması esas olmalı. Bu uygulama sayesinde erkek çalışanların da maaşı yükselecektir zira kadın istihdamından mütevellit, aileye giren iki veya daha çok maaş miktarı, kadınların bahsedilen şekilde istihdamı sayesinde ortalama her eve öncekinden daha çok imkân sağlanmış olacaktır.
Bunlar yapılışa ne olur? Evvelâ, ebeveyn, tahsilinden mütevellit bilinçli olup çocuklarının bakım ve eğitimi konusunda yeterli olur. Bunun için de “En az” sürede zikrettiğimiz okulun programlarında çeşitlilik olmalı, salahiyet verdiğimiz işlerin üstesinden gelebilecek vasfı kazanmalıdır. Bunları söylerken tahsil yapamayanlar bekâr mı kalacaklar? Sorusunun cevabı hayırdır zira bu grubun varlığı çokluk arasında etkili olacak sayıda olamayacaktır.
Buna bağlı eğitim ve öğretim, etkinliklerinin ekonomimize katkısı da şöyle olacaktır.
1,2,3. Sınıfların ikmalini, anneler kendileri yapacaklarından, bu üç sınıfın, Türkiye okullarında dersliği olmayacak, binadan tasarruf, bu çocukları okutacak öğretmene ihtiyaç olmayacak, öğretmen İstihdamından tasarruf, eğitim fakültelerindeki öğretmen yetiştirme faaliyetinden 1,2,3. Sınıf okutacak öğretmenlerin yetişmesine ihtiyaç kalmadığından üniversitedeki istihdam ve amfi tasarrufu sağlanmış olacaktır. Amfi tasarrufu sağlanırken bu mevzuun poflarının da tasarruf dahilinde olmaları, yüksek seviyedeki istihdamı da tasarrufa tabi kılacaktır.
Bakıyorum, bütün mesele, “Pozitif ayrımcılık.” mottosuyla kadına yük yüklemenin formülleri, tamamen bilimsel kalıplarda meşrulaştırılmaya çalışılıyor. El insaf, insafsızlık ancak bu kadar olur. Beyin bedava.
Şakir Albayrak,
08.12.2024,18.02 Çekmeköy