OKUMUŞ: Tartışılan tablo, dinden uzaklaşmayla aynı anlama gelen bir dünyevileşme değildir. Yaşanan dünyevileşme değil değişmedir. Hatta dindarlıkta da, dinin toplumsal hayatta, kamusal alanda görünür olmasında da önemli canlanmalardan bahsedebiliriz.
Dindar insanlar neden hep gözlem altında tutuldu?
Türkiye’de dindarlar hep gözlem altında. Önce modernleşmeye mani görüldüler, baskı gördüler. 28 Şubat 1997’de temel hak ve özgürlüklerini kullanan dindar insanlara karşı askeri darbe bile yapıldı! Oysa ne hayatın akışını durdurmak, ne toplumsal mühendislikle sonuç almak mümkündür. Alamadılar. Bu çevreden çıkan bir siyasi hareket iktidar oldu ve vesayetle birlikte baskıları sonlandırdı. Lakin gözlem sürüyor. Dün onları “fazla dindar” buldukları için baskılayanlar bugün “az dindar” olmakla suçluyor. Üstelik dindar çevrelerde de artan bir iç muhasebe var. Acaba dünyevileştik mi sorusu en temel soru. Durum hakikaten nedir, Prof. Dr. Ejder Okumuş ile konuştuk. Okumuş, Ankara Sosyal Bilimler Ün. Dini İlimler Fakültesi öğretim üyesi.
Türkiye toplumunun giderek daha mı dindar yoksa daha mı seküler olduğu mevzu bitmeyen bir tartışma konusu. Neden bu kadar çok merak ediyoruz biz bunu? Her toplum mu böyle, bizde mi böyleyiz?
Gerçekten merak edilen bir konu fakat sadece bizde değil, neredeyse bütün dünyada böyle. Bazı insanlar dinî inancı gereği endişe ediyorlar, acaba din toplumsal hayatımızdan uzaklaşıyor mu diye. Bazı kişiler, tam tersine din hayatımızdan çekip gitsin diye düşündüklerinden merak ediyorlar. Akademik ve entelektüel amaçlarla konuya yaklaşanlar da söz konusu. Aslında Batı’da sorunun kaynağında modernleşmeye paralel olarak dinin toplumsal hayattaki etkisini ve görünürlüğünü yitirdiğine veya yitireceğine dair yaklaşımlar var.