--Değişim, insanın dini ve sosyal gelişimini, bireyin ve toplumun dindarlaşmasını, ahlakiliğini, İslami kimliğin inşasını, zihni ve fikri kırılmaların azalmasını hedeflemelidir.
Bireysel ve toplumsal değişimin, insanın ve toplumların istikametinin belirginleşmesinde önemli rolü vardır.
Bu rol, insanların ve toplumların kaderlerini tayin eder.
İnsanın fikri gelişimine göre aldığı biçim, onun hangi istikamete savrulduğunu belirler.
Ya Hayra, ya da şerre!
--Tavsiye edilen değişim ise hayr istikametine doğru olan değişimdir. Bunu ayetin ifadesi ile "Ayakların İslam üzere sabit kalması" olarak algılamak mümkün.
--Eğer değişimin rotası hayra değil, şerre çevrili ise bu durum kişiyi ve toplumu çökertir.
Sosyal yıkıma sebep olur.
Rotası şerre çevrili bir değişim, kokuşmaya ve çözülmeye sebep olur.
Ters yönde değişime uğrayanlar ise hem dünya hem ahiret mutluluğunu kaçırırlar.
--Değişimi yanlış algılayıp geleneği yok etmemek, geleneğe saldırmamak gerekir.
Böyle yanlış algılama bin yılların imbiğinden geçerek oluşan mirası ret etmek, onu küçümsemek ve ona zarar vermek gibi bir durumun doğmasına sebep olabilir.
Değişim isterken böyle bir durumun meydana gelmesinden kaçınmak gerekir.
Değişimde geleneğin güzelliklerini korumak gerekir. Değişeceğim diye karşı tarafa geçmemeye dikkat edilmelidir.
--Değişim, mü’minleri sadece takva yarışında rekabete teşvik etmelidir.
İnsanların rekabeti yanlış anlamaları olumsuz sonuçların çıkmasına sebep olabilir. Dünyevi rekabette dostlar bile düşman olabilirler.
İslam ise rekabetle oluşabilecek haksızlık ve düşmanlıkları, hayırlarda yarışın talimatıyla engellemiş, rekabeti iyilik yarışına dönüştürmüştür.
Değişim hayırlarda yarışma esasına dayandırılmıştır. Bakara/148, Ali İmran/114
Değişmek isteyenlere Kur’an mükemmel yol göstericidir. Bakara/185, Enam/157
Mü’minler için yol göstericidir. Yunus/57, Neml/77
Arınma yolunda kendini sürekli yenilemiş, takva yolunda öne çıkmış muttakilere yol göstericidir. Ali İmran/138
--Değişimi yakalamak için Kur'an'ı anlamak, anlamak için de kesintisiz Kur’an’la dost olmaya çabalamak, dostun tavsiyelerini hayat tarzına dönüştürmek gerekir.
Böylece kendini değişime tabi tutan, Kur’an'la kendisini inşa ettikten sonra toplumun dönüşümünü sağlamak için sözlü ve fiili olarak gayret etmek, iyiliklerde, hayırlarda yarışmayı ilke edinir.
--Değişim sürecini iyi okumak, sorumluluk almak, iç mücadeleden kaçınmak, kardeşlerine karşı adil ve merhametli olmak, kendini, toplumu ve dünyayı şekillendirme şuur ve bilincini kuşanıp yola çıkmak değişim isteyen herkesin dikkat etmesi gereken hassasiyetlerdir.
Kur’an’da belirtilen değişim yasalarını vazgeçilmez ilke kabul edenler, kalplerdeki katılaşma ve marazları giderenler, dilin yumuşaklığı ile elde edilen güzelliklerin, İslami değişim duygularını arttırdığını, hem kendisinin, hem de toplumun değişime uğrayarak İslami hayat tarzını yaşamaya destek verdiğini unutmamaları gerekir.
--Bireysel ve toplumsal değişim, değerlerin korunması, yaşanması ve yaşatılması gerçekleşir. İslami kurallar insan ruhunun derinliklerinde yer bulabildiği sıklıkta insan değişimine katkıda bulunur. İslami terminolojide kişinin ve toplumun kendisini değiştirmesine hidayete ermek ve hidayet üzere olmak denilir. Hidayet üzere olanlar değişimi bir takva yarışı algılamalı ve bu yarışta kendine yer bulmalıdır.
--Kur'an insan ve toplumun dönüşümünü hedef alır. Mü'minlere de bu dönüşümde görevler verir, dönüşüme aracılık etmesini öğütler.
--Durağan bir hayat sürerken, başarı beklemek değişim yasalarına aykırıdır.
--Değişimi yakalamak için sözlü ve fiili olarak iyiliklerde, hayırlarda yarışmak esastır.
--Hz. Muhammed’in Mekke'de başlattığı değişim sürecinde RABB’e karşı olan teslimiyetin ve kulluğun yanında, insani çabaları, kararlı, sabırlı, tavizsiz duruşu ve güven veren kimliği dönüşümü hızlandırmıştır.
--Güzel sözlü oluşu, dilinin yumuşaklığı, yardımseverliği, şiddet karşıtlığı, uzlaştırıcı özelliği, eminliği insanlarda İslam’a aidiyet duygusunun oluşumuna destek vermiştir.
--Bu hareket tarzı, Mekke'de yepyeni bir insan ve toplum modelinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
--Günümüz tebliğcilerinin öfkeli, kızgın, sert, kavgacı irite eden üsluplarını terk etmeleri gerekmez mi?
--Allah’ın davasının sevdalısı, fikrini, zikrini, işini, çevresini değişim için hazır tutmanın ve gereğini yapmanın farkındalığını yaşar.
Hayatının her alanında köklü bir değişim öngören ve dönüşüm isteyen, uzun soluklu hareket etmek ve donanımlı olmak zorunda olduğunu unutmaz.
--Hayırlarda yarışarak İslami değişimi yakalayanlara Allah'ın vaadi ise cennettir.
Vahap Yaman
vahap3442@gmail.com