Bugün (1 Ekim) camiler ve din görevlileri haftası başladı. Hepimize kutlu ve mübarek olsun.
Bu vesile ile camilerimizdeki cemaat ve görevlilerin ilişkileri hakkında düşüncelerimi paylaşmak istiyorum:
Her şeyden önce İslam toplumunda "dini şuurun gelişmesinde" çok büyük yeri ve önemi olan CAMİLERİMİZİN ETKİNLİĞİ İÇİN, GÖREVLİLERİNİN DE YETKİNLİĞİ ÖNEMLİDİR.
Toplumumuzda, "Cami ne kadar büyük olsa, imam bildiğini okur" diye bir atasözümüz vardır. Bu söze günümüzde cemaatin imamına karşı tutumuna bakarak şöyle bir ilave yaparsak çok yerinde olacak:
Evet, İmam bildiğini okuyor ama; cemaat da istediğini yapıyor.
Maalesef günümüzün imam-cemaat ilişkisindeki gerçeğin özeti işte budur !
Kutsal görevinin adını, Peygamberimizin tensibi ile hadislerinden alan İmam,"öncü, önder" demektir. Buna göre imamın sadece camide namaz kıldırırken önde olması yeterli değildir; aynı zamanda imamın, camide olduğu gibi cemiyette de önde olması gerekir.
Günümüzde imamın toplumdaki konumu böyle midir? "Maalesef" değil.
İmam, cemiyet hayatımızdan çıkarılıp camiye hapsedilmiştir. Bu da yetmiyor gibi camide de köşeye (mihraba) sıkıştırılıp ağzı da Kur'an okuma dışında bantlanarak ETKİSİZ HALE getirilmiştir.
Öyle ki imam, görüşümüze uymayan, işimize gelmeyen ama İslami olan bir şey konuşursa hemen ŞİKAYET ediliyor. Şikayete de gerek görülmeden, "Hoca, fazla ileri gidiyorsun …" denilerek ikaz ve ihtar ediliyor.
Eskiden beri böyle olan bu durum, şimdilerde fiziki ve fiili saldırıya dönüştü. Geçenlerde Sosyal medyada gördüğüm bir paylaşımda, İmam cemaatin önünde toplu halde namaz kıldırırken secdeye gittiği anda, arkadan densiz bir cemaatin tabureli saldırısına uğradı. Caminin kamera sisteminde kayıtlı olan bu olay ve saldırgan kişi herhalde tespit edilmiştir. Öldüğünde bu densizin cenazesini görevli hiçbir imam yıkamasın ve namazını da kıldırmasın. Kendine bir imam bulsun.
Emekli bir Müftü olarak aktif görev hayatımda imamı, "çok ileri gidiyorsun, haddini bil.." şeklinde ikaz ve ihtar eden çok kişi ile tartıştım, imamını koruyor diye şikayet edildim.
Bu nedenle, görev yaptığım her ilde, ilçede görevli imam ve müezzin arkadaşlarımı yeri geldikçe sık sık şöyle uyardım:
"Arkadaşlar! Cemaatiniz ile iyi geçinin, takışıp sürtüşmeyin; yapılacak bir işlem kalmaz ise, neticede cemaatin tayini çıkmaz, sizin tayininiz çıkar!" demişimdir.
Görev arkadaşlarım buna şehittirler
Şimdi Emekli olduktan sonra, çeşitli vesilelerle görüştüğüm arkadaşlarımdan, kulaklarında adeta küpe olarak kalmış bu sözü, "tatlı bir tavsiye hatırası" olarak her zaman duymaktan mutlu oluyorum.
ÖZET OLARAK diyeceğim şu ki, *cemaate göre imam, İmama göre cemaat” galiba en iyisi !
Rabbim, imam ve cemaat olarak hepinize hayırlı, huzurlu ve UYUMLU makbul görevler nasip eylesin!
01.10.2024
Kemal CENGİZ
Emekli Müftü