Gençlik; sadece yaş meselesi değildir.
Gençlik, taraf olma cesaretidir.
Bir fikrin, bir davanın, bir idealin arkasında durabilme iradesidir.
Bugün gençlere en çok ne öğretiliyor biliyor musunuz?
Nasıl kazanacakları…
Nasıl yükselecekleri…
Nasıl “kendilerini kurtaracakları…”
Ama kimse şunu öğretmiyor:
Nasıl adam olunacağını.
Eğitim dediğimiz şey diploma üretme hattına dönüştü.
Okullar bilgi yüklüyor ama istikamet kazandırmıyor.
Gençler çok şey biliyor ama neden yaşadığını bilmiyor.
İşte tam burada dava devreye girer.
Dava; slogandan ibaret değildir.
Dava, zor zamanda doğruyu seçebilme iradesidir.
Dava, bedel ödemeyi göze almaktır.
Çünkü bilmelisin genç kardeşim:
İdeal taşıyan insan, rahat sevmez.
Konforun olduğu yerde çoğu zaman istikamet kaybolur.
İyilikten gelecek kötülük kaderdir.
Bu söz, eğitimli olmanın değil;
terbiyeli olmanın cümlesidir.
Eğer sen bilgini ahlakla beslemezsen,
zekân seni kibirli yapar.
Eğer davanı menfaatle kirletirsen,
bir gün savunduğun her şey seni terk eder.
Bugün nice okumuş insan var;
ama omurgası yok.
Nice makam sahibi var;
ama tarafı belirsiz.
Gençliğe düşen görev şudur:
Bilgiyi güç için değil, hakikat için kullanmak.
Başarıyı yükselmek için değil, hizmet için istemek.
Bu yol yalnız bir yoldur.
Bu yol zaman zaman nankörlükle karşılaşır.
Bu yol bazen seni, seninle aynı safta görünenlerden bile ayırır.
Olsun.
Gelecekse bedel,
gelecekse yalnızlık,
gelecekse iftira…
Başım üstüne.
Çünkü dava, bedelsiz olmaz.
Çünkü ideal, konforla yürümez.
Ve unutma genç kardeşim:
Bu ülkenin, bu milletin, bu ümmetin
bilgili olduğu kadar ahlaklı,
cesur olduğu kadar merhametli,
inançlı olduğu kadar adaletli gençlere ihtiyacı var.
Diploma bir kapı açar.
Ama duruş, tarih yazar.
21.12.2025
Hasan Günay