Cumhuriyet, Tanzimat’la başlayan Türk modernleşmesinin uzantısıdır: Bu iki yüzyıllık süreç, fetret dönemidir; çağ dışına düşüşümüzün resmi.
Çağı üretenler, kavramlarını ve kurumlarını geliştirenler yalnızca Batılılar; biz değiliz. Türk modernleşmesi, yeni bir başlangıç değil, Batı’ya eklemlenmedir: Tarihi Batılıların yapmaları, bizimse Batı’ya bakmamız, akmamız, kendimize olan güveni yitirip kendimizden kaçmamızdır.
ZİHNİMİZE VURULAN PRANGALAR!
Türk modernleşmesi, özellikle de Cumhuriyet döneminde kesin bir dönemece giren epistemolojik kırılma ve ontolojik kopuş süreci, bize anlatıldığı, ezberletildiği gibi çağdaşlaşmamız değil, ağ’daş’laşmamızdır.
Çağı, çağın çağrısını bizim üretmemiz değil, bizim tüketenler olmamız. Dolayısıyla Batılıları, “üreten” ve “özne” olarak kabul etmemiz, kendimizi ise Batılıların ürettiklerini -ne anlama geldiğini anlamadan- körkütük “tüketen” ve “nesne” konumuna yerleştirmemiz.
Nedir bu?
İrademizin elimizden alınması, zihnimize pranga vurulmasıdır.
AYASOFYA’NIN AÇILMASININ ANLAMI...
Cami olarak Ayasofya’nın neden kapatıldığını biri bize rasyonel bir şekilde açıklasın lütfen!
Ayasofya’nın kapatılması, Türkiye’nin sembolik olarak, zihnen bağımsızlığını yitirmesi demektir.
Ayasofya’nın açılması ise, abartmak istemem ama, İstanbul’un yeniden fethi gibi büyük bir hâdisedir: Türkiye’nin kendine gelmesi, kimliğine, tarihine ve ruhuna sahip çıkması, zihnen özgürleşmesi: Zihnen özgürleşemeyenlerin epistemik köleler olarak başkalarının inşa ettiği bir çağın ağlarında oraya buraya sürüklenmekten başka bir şey yapamayacaklarının farkedilmesi.
Batılıların belirlediği ve bizim de bile isteye girdiğimiz ağdan çıkıp çağ kuracak çağrımızın çağırdığı ve çıkardığı büyük yolculuğun kıvılcımının çakılması; büyük bir tarihî yürüyüşe çıkmamızı mümkün kılabilecek engellerin kısmen de olsa ortadan kaldırılması, bunun bütün dünya âleme ilan edilmesi.
Türkiye’nin yeniden çağ açacak, çağ inşa edecek kurucu-ülke konumunu elde etmesi, Türkiye’nin yeni bir dünyanın kurulmasında İslâm dünyasına öncülük edecek yegâne ülke olduğunun bütün dünyaya söylenmesidir Ayasofya’nın açılması.
Bu mesajı İslâm dünyası da aldı, Batı da. Ayasofya’nın açılışı, İslâm dünyasında coşkuyla karşılandı, Batı dünyasında üzüntüyle, bazen de öfkeyle.