Gazze milat oldu: Bundan böyle bir “Gazze’den öncesi”, bir de “Gazze’den sonrası” vardır, demiştim. Tarih artık buna göre, Gazze’ye göre yeniden yazılacak.
MTO Azerbaycan Temsilcisi Vuqar Azizov kardeşim, bu yazıları aldı, bambaşka boyutlara taşıdı. Bu yazılarda Gazze üzerine nefis bir düşünme çabası ortaya koyuyor Vuqar Azizov kardeşim.
Bu yazıyla birlikte “Gazze’den sonra” ne olabilir, sorusunun izini süreceğiz...
ÇAĞI ANLAMA SÜRECİNE KATKILARI
Gazze’nin ektiği leziz tohum üzerinde kafa yormak gerekiyor.
Bu tohum hangi zeminde inkişaf edecek? Bu soruyu görmezden gelemeyiz. Ne yazık ki merhamet, şu anda başka bir kavramsal dünyaya doğru yönlendiriliyor.
Modernite, bilimi tanrı konumuna getirdi; felsefeyi ve kiliseyi yıktı.
Nietzsche’nin kışkırtıcı tabiriyle “bilim kilisesi”ni kurdu.
Felsefesinin adı pozitivizm, pragmatizm ise bu düşüncenin egosantrik belirleyicisi oldu.
Yusuf Kaplan Hoca bunu, “Aklın çarmıha gerilmesi” olarak özetliyor.
Modernitenin hâkim kavramları:
“Bilim – Pozitivizm - Pragmatizm”
Her şeyi akla izafe eden bu mekanikleştirilmiş anlayış, aklı kendi yarattığı karşısında krize soktu; duygu patlamasını başlattı.
René Guénon’un tabiriyle bu bir “sahte patlama”dır.
Pozitivizmin hâkim olduğu zihniyet dünyasında katılaşma en üst düzeye ulaştı. Kuantumun ortaya çıkışıyla bilimsel temelin sorgulanması, modernitenin eleştirisini doğurdu. Ancak bu sorgulama da hakikatin yerine yine pozitivist temelde yürütülüyor; özgün bir anlayış doğmuyor.