26 Eylül 2014 yılı Washington'da HDP'nin düzenlediği bir konferansla başlayan CHP-HDP birlikteliğinin ilk adımlarının olduğu tarihtir.
Konferansın ana konusu "Ortadoğu'da yeni Kürt realitesi; riskler, beklentiler ve fırsatlar" başlığında toplanıyordu.
Konferansa katılan Demirtaş ve CHP'yi temsilen katılan Sezgin Tanrıkulu'nu görüyoruz.
O süreçten bugüne kadar karşılaşılan "riskler, fırsatlar ve beklentiler" başlıklarında elde edilen başarısızlıkların sebep-sonuç tahlillerinin uzunca bir süre masaya yatırıldığı ve yeni stratejilerin devreye konulması gerektiği üzerinde hemfikir oldukları görülmüştür.
Planları ve stratejileri alt üst eden karşı paradigmaları aşmanın yolları arandı.
Benenson stratejileri üzerinden kamuoyu oluşturma ve karşı tez geliştirme çalışmaları ile nihai sonuç elde edileceğine dair somut verilere ulaşıldığı görüldü.
Benenson'un ilk sınavının başarısızlıkla sonuçlanması hayal kırıklığı yaratmıştı.
CHP ve HDP eklemli bir oluşumun eşgüdümlü hareket etmesi gerektiğine dair tezler kuvvet kazanınca hem CHP hem HDP'nin seçim stratejilerini belirleyecek ortak mutabakata varıldı.
Bugünlere kadar gelindi.
Gelinen noktada "Millet İttifakı" çerçevesinde bir araya gelen unsurların ortak strateji ile hareket etmesi karara bağlandı.
Bu mutabakat metni 6'lı masanın temsilcilerinin de Benenson stratejileri ile hareket edeceğini göstermiş oldu.
Benenson'un AB ve ABD referans kodu ile hareket edeceğini öğrenmiş olduk.
Millet İttifakı'nın "dışişleri bakanı" yine ortak mutabakat metni ile Ünal Çeviköz olması aklımıza uygulanacak stratejinin derinliğini göstermesi açısından oldukça önemliydi. Zira Ünal Çeviköz'ün operasyonel kişiliği ve kaabiliyetinin tartışılması düşünülemezdi.
Benenson anlaşmaları ve stratejileri çerçevesinde "ortak mutabakat metninin" ilk etapta ABD'nin ileri karakolu AB temsilcilerine "arz" olduğu göz önüne alındığında stratejinin ana kurmay aklının neyi hedeflediğini görmemiz mümkün oldu.
Bakan Soylu yaptığı açıklamada 2014'ten beri devam eden eklemleme, işgal ve darbe planlarının nasıl akamete uğratıldığını ifşa etti.
Bu sebepledir ki Benenson tezgahının bozulduğunu gören muhalefetin "ön almak" adına yaptıkları girişim başarısız oldu.
Bunun bir yemleme olduğuna dair kuşkularım var. Ancak devletimizin konuyla ilgili karşı hamleleri olduğunu düşünüyorum.
Bu operasyon sıradan bir operasyon değil elbette.
Zira Benenson mühendislerinin harıl harıl son haftaya girerken farklı tezgahlar kuracağına dair gözlemlerim var.
Bu gözlemimde radara takılan ise Kandil ile irtibatı sağlayan CIA ajanı bir milletvekilinin bu süreçte Fetöcülerle birlikte nasıl bir hamle yapacağı...
Onların bilinemez zannettiğini bilenler var!.
Binnur Günay