PKK'nın Avrupa ayağında organizasyonları düzenleyen CIA ajanları ile eşgüdümlü hareket eden içerideki işbirlikçi unsurlarla (iş adamı, sanatçı, akademisyen, siyasetçiler, hukukçular ve medya sektörünün farklı birimlerinde yer alan elemanları) taksim bombacısının yakalanmasının ardından algı operasyonlarının devam ettiğine şahit oluyoruz.
Olayı İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere TSK ve emniyet birimlerimizi hedef alan itibarsızlaştırma operasyonuna dönüştürmeleri suç üstü olma gerçeğini kamufle etme çabalarıdır.
Zira bunun farkında olan Bakan Soylu'nun "bunun bedelini çok çok daha ağır ödeyecekler" demesi ve işin arka planında netleşen CIA operasyonu resmi üzerinden manifesto niteliğinde açıklamalarından anlıyoruz.
Stratejik hedefleri oldukça geniş bir sahada hayat bulacak bu operasyonun fail ve faillerinin sağ yakalanmasında CIA'nın oyun planlarını bozduğunu görüyoruz.
Türkiye'nin her noktada hamlelerini kısıtlayacak bu provokasyonun gerçek amacı; iç istikrarı sarsmak ve güvenlik algısı boyutunda iktidarı itibarsızlaştırmak olduğu gibi Türk Devletleri Teşkilatı'nın icraya dönük operasyonel hareket edebilme kararlılığını baltalamaktı.
CIA'nın Avrupa merkezli üssü olan Londra PKK beyin takımı (KCK) işbirliği ile şekillendirdiği son projede, Taksim'de yapılacak zamanlaması kararlaştırılan bombalama operasyonunun rastgele seçilmediği biliniyor.
Bunu nereden anlıyoruz?
CIA kontrolünde hareket eden içimizdeki işbirlikçi PKK taşeronları ve ajanlarının algı çalışmaları ve olaya göçmen politikaları ve iç güvenlik temalı propagandalarının oluşturduğu algı zemini üzerinden görmemiz mümkün oluyor.
PKK'ya stratejik hareket etme kabiliyeti ve bunu geniş kitlelere kabul ettirebilme politikalarının mimarı Alan Makovski'nin katkısı olduğu kanaatim giderek netleşiyor.
Zira Taksim bombacısı üzerinden Suriye Milli Ordusu ve bileşenlerinin bu kumpasa dahil edilmesi Makovski imzasının belirginliğine işaret ediyor.
Taksim bombacısının PKK, YPG ile bağının olmadığı(!), aksine Türkmen Sultan Murat Tümeni, Süleyman Şah ve Hamza Tümeni işbirliğiyle Afrin üzerinden Taksime gönderildiği dezenformasyonu üzerinde ağırlıkla duruluyor.
Peki neden böyle bir algı operasyonu yaptılar?
Çünkü adı geçen Türkmen tümenleri bir hafta öncesinde PKK'ya karşı Türkiye ile ortak hareket edeceklerine dair karar almışlardı.
Türkmen silahlı gruplarının belirlenen zaman içerisinde PKK'ya karşı bitirme harekâtına dahil olmalarının önü kesilerek, PKK'nın manevra alanının daralması ve yok olmasının önüne geçilecekti.
Hedeflerine ulaşamadıklarının deklaresini Soylu Bakan yaptı. "Olayın asıl faillerinin kimler olduğunu biliyoruz. Cevabımız çok ve çok ağır olacak!"
İşin arka planında içeride ve dışarıda kim varsa ayırt etmeden, hedef gözetmeksizin temizlenecek!
Bu düğümü çözecek olan devletimiz ve ordumuzdur.
Suriye ve geniş bir coğrafyaya neşter vurma zamanı gelmiştir.
İntikamın taksimi olmaz. Topyekûn her kim düşmansa telef edilir!
Rabbim ordumuzu, muzaffer devletimizi baki kılıp, muhafaza etsin.