​Daha iyi bir dünya mümkün (mü?)
MAKALE
Paylaş
16.06.2024 09:02
327 okunma
Prof.Dr. Mustafa Tekin

Önceki yazımda İslamcılığın başarısızlığının ardından atılması gereken iki adımı belirtmiştim. Bunlar; öncelikle daha iyi (başka) bir dünyanın imkanına inanmak. İkincisi, de, Tanrı, insan ve dünya ile daha ahlaki temelde bir ilişki kurmak.

İslamcılık Kur’an ve Sünnet’e dönmek ifadesini dillendirince, bizim bundan anlamamız gereken şey, tekrar eşya ile ahlaki bir ilişki kurmaktır. Fakat islamcılar büyük oranda yolda giderken kapitalizmin aparatlarını toplayarak islami olanı araçsallaştırdılar. Bunun sonucu olarak varmak istemedikleri bir menzile (destinasyon) ulaştılar. Ancak görünen o ki, bu menzilden büyük oranda memnundurlar.

Yolda rastladıklarını ve önlerine çıkan hasılaları ahlaki temelde sorgulamaları gerekirken, tam tersine onları meşrulaştırarak bugünlere kadar geldiler. Tam da bu sebeple ana söylemlerin tersine bir çok hasılalar önümüzde arz-ı endam etmektedir. Fakat hasılaları dışarıda bırakınca elde kalanlar teoride dillendirilen “hayat” elde kalmadı.

İslamcılık hareketi 19. Yüzyılda başladığında bütüncül bir perspektif olarak sömürüye son vermek; kısaca müslümanları ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel tasalluttan kurtarmayı hedeflemekteydi. Kur’an ve Sünnet’e dönüş çerçevesinde (İ)c(t)ihad’a atıfta bulunmakta idi ki, bu aynı zamanda hem sömürü ile mücadele etmek hem de kendisini kuşatan devasa sorunlara çözümler bulmayı içeriyordu. Hakikaten bugün geldiğimiz noktada, modern dünyanın içindeki sorunları geleneksel dünyadan iktibaslarla çözmek imkansızlaşmıştır.

İslamcılık bir takım kesintilerin ardından 1970’li yıllarda yeniden kristalize olmaya başladı. 1970’lerden 2000’lere kadar Türkiye’de İslamcılık, hem periferide bulunması hem de kendi varlık şartları açısından muhalif bir tavır almıştır. Adaletten, liyakate, tarımdan eğitime, adil paylaşımdan birlikte yaşamaya kadar insanı kuşatan sorunlar karşısında söz söylemeye çalışmıştır.

Fakat bu süreçte bir arızanın oluştuğunu belirtmemiz gerekir. O da kendi paradigmasından hareketle kültürel ve toplumsal temelde ve aşağıdan yukarıya bir islamilik inşa etmesi gerekirken, “siyasal” olana odaklanarak ve hatta ona merkezilik atfederek güç merkezli hareket etmeye başlamıştır. Bugün islamcılığın kültürel ve toplumsal açıdan kuvvetli olmaması ve söylemlerinde güç üzerine odaklanması bunun en kuvvetli delilidir. Dünyaya retorikler dışında önereceği bir tez bulunmamakta ve argümentatif bir tartışmadan çok uzak bir mesafede durmaktadır.

 

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya