Yaratılışı değiştirmek, İblisin vadidir. İnsanlar, peygamberler aracılığıyla indirilen ilahî mesajı büyük ölçüde kulak ardı ettikleri, hatta bazı dönemlerde tamamen terk ettikleri halde, varlığa egemen olan tabiat kanunları doğrultusunda bir hayat sürdürürlerdi. Bu durum, batı medeniyetinin dizginleri ele almasına kadar bir şekilde devam etti. Ama batı medeniyeti, "insanlığa önderlik etme" konumuna geldikten sonra, İblisin vadini yerine getirircesine, insanlığın varlık yasasına göre süregelen hayat tarzını tamamen yok edip yeni bir hayat tarzı empoze etmeye başladı. Edward Said'in "Oryantalizm" adlı eserinde yaptığı uzun değerlendirmeleri özetleyecek olursak, hayatı, eşyayı, insanı, medeniyeti, kültürü adeta "sıfırladı". Batı, ekonomik kalkınmışlığının cazibesine kapılan milletleri, bu "sıfırlama" işini kendi elleriyle yapmaları için yönlendirdi, teşvik etti. Direnenleri de türlü şekillerde yola getirdi. Mesela aç bıraktı, terörize etti, ambargolarla terbiye etti. Bitmez tükenmez anlamsız savaşlarla dize getirdi. Türlü aşağılayıcı yaftalarla damgalayarak, sistem dışına iterek mahrum bıraktı. Doğal olarak batının vadettiği yeryüzü cennetine kavuşmak için milletler, kendi elleriyle eğitimden dine, kültürden geleneğe bütün hayatlarını "sıfırlama" yarışına girdiler.