"Allah müminlerin dostudur; onları karanlıklardan ışığa çıkarır. Kafirlerin dostları ise düzmece tanrılardır; onları ışıktan çıkarıp karanlıklara sokarlar" (Bakara, 257).
İslam düşünürleri, "karanlık, bir varlık değildir; ışığın yokluğundan ibarettir" derler. Onun için "mevcudun ademiyyun" (yoksal bir varlık) ifadesini kullanırlar. Kara bir boşluk yani. Bir isminin olması, var olduğundan değil; insan zihninin olguları mutlaka tasnif edip tanımlama özelliğinden kaynaklanıyor. Mesela putperest toplumların gerçek varlıklarmış gibi kulluk sundukları putları için yüce Allah, "Bunlar sizin ve atalarınızın uydurduğu boş isimlerden ibarettir" buyuruyor. Gerçek varlık olan ışık ile boş bir isimden ibaret karanlığın her gün tekrarlanan en somut örneği gece ve gündüzü düşünün. Sabahleyin güneş doğunca, karanlık dağılıveriyor. Akşam da güneş çekilince, simsiyah bir boşluk kaplayıveriyor alemi. Karanlık geldiği için güneş kaybolmuyor, güneş battığı için, ürkütücü boşluk oluşuyor. Karanlık aslında var olmadığı için bir gelişi, bir fiili, bir gerçek etkisi söz konusu değildir. İnsan zihninin tasnif özelliğinden dolayı karanlığa atfedilen bütün varlıklar, ışığın yokluğunun sonuçlarıdır bu yüzden. Karanlık oluşunca, ışığın ötelediği, örttüğü, gizlediği, yaşama imkanı vermediği varlıklar uygun bir zemin buldukları için de ortalığı kaplarlar. Vahşiler, yırtıcılar, çakallar, hırlı hırsız, tekinsiz insanlar, türlü günahlar cirit atar. Bunun yanında vehim menşeli başka ademî (yoksal) varlıklar da doldurur ışıksız, nursuz kalmış zihinleri. Gulyabaniler, devler, periler gibi. Ya da birer gerçek varlık olan cinlerle, şeytanlarla ilgili asılsız hikayeler, esatirler ürkütücü boyutlara ulaşır.