‘’Fetö Öldü!’’ Derken…
MAKALE
Paylaş
28.10.2024 12:39
7 yorum
997 okunma
İbrahim Gülsu

                                                        ‘’Göz, o ki herkesin aynada gördüğünü, o tuğlada göre.’’

 

Elinle büyüt, milletin ve ülkenin imkânları ile geliştir, sonra devlete düşman olsun. Birey ve toplum bu halin farkına varmasın. Kısacası hipnozlanalım. Sonra uğraş dur. Sonra da sınırı belli olmayan insan, beyin, can, mal, para… kaybı.

Bu milletin’’ kaderi’’ hep elimizle yaptıklarımız değil mi?

Üç yüz senedir fetret dönemi yaşayan milletim, devletim halâ bu çukurdan çıkmış değil.

Çok önceden plânlanarak kotarılan, sosyal, siyasi, ekonomik, askeri olaylar önümüze konuyor. Adeta boğa güreşlerinde kullanılan şallar gibi, oyun kurucular, profesyonel matadorlar, özellikle de Siyonistler gündemimizi belirliyor. Biz de ahmakça o şallarda yıllarımızı heba etmişiz ve halâ ediyoruz. Sayayım:

Tanzimat Fermanı, Meşrutiyet Hareketleri, 31 Mart Vakası, 1. Dünya Savaşı, on yıla bir yapılan ihtilaller, sağ-sol kavgaları, Ermeni Meselesi, Kürtlerin olmayan Kürtçülük Meselesi, FETÖ… gibi.

FETÖ,  ‘’ boğa’’ yı uğraştıran, boğanın enerjisini bitiren son şal. Ama bu şal kırmızı değil yeşil. Renk benden olmasaydı zaten bu hareket bu kadar büyümezdi. Bunlar hep ‘’İslâmın İslâm tuzakları.’’ Konunun analizinin, çok detay ve ciddi boyutta yapılması gerekiyor. Yani dini aldatılmışlık, bireyin vesayeti, aklı öncelememek, tâbi olma kültürü, sosyolojik, psikolojik boyutu ile incelenmeli. Bunu geleceğimiz açısından çok hayati buluyorum.

Siyaset bu işi sulandırıyor, çamurlaştırıyor.  Siyaset önce Fetö’ ye övgü yarışına giriyor, sonra ‘’Ne istediler de vermedik?’’ kırılganlığı ve ’’ Kandırıldık.’’ oluyor. Bu nasıl basiret, feraset? Ülkemde bir şeyler dönüyor, ama…

Bu konuda aydınlarımızın birçoğu korku, siyasi baskı ve panik içinde susmayı tercih ediyor. Cumhuriyetten önce başlayan bu durum Cumhuriyet döneminde de devam ediyor.

Ülkemdeki ihtilallerin, aydında, halkta oluşan bu sosyal ve fikri kırılma için yapıldığını unutmayalım.

Üniversitelerimin millet, devlet, bilim, sosyoloji diye bir kaygısı yok. Fildişi kulesinde otuyor.

Üniversitelerimden FETÖ konusunda sağlıklı, kapsayıcı, çözümleyici araştırma, kitap, yazı göremedim. Konu devletin varlık ve beka meselesi ise bu konuda; yani FETÖ gibi ekonomik, askeri, siyasi, ezoterik özellikli, dış bağlantıları olan hareketleri, STK’ları sosyologlar, strateji uzmanları araştırmalı ve eserler vermeli.  Üniversitelerim kürsüler kurmalı. Ama bu çalışmalar siyasetin gölgesinde değil; bilimin, sosyolojinin, psikolojinin gölgesinde yapılmalı.

Reaksiyoner tarz, bilimin, büyük ve köklü devletin tarzı değildir. Bilimin ve devlet aklının olaylar karşısında aksiyoner tarzı yoksa bilim de devlet de günlük yaşıyor demektir. Yiğitlik bugünü dünden görmekti. Bugün sonucu konuşmak ahmaklıktır, boşunadır.

Üç yüz senedir devam eden Fetret Döneminden çıkmamamız için, Batı’ya alternatif medeniyet diriltmememiz için bu ülke başıboş bırakılmıyor. İki yüz yıldır ‘’okumuş’’umuz Batılılaşma sevdasıyla komplekse girmiş, özgüvenini, milli kimliğini kaybetmiş; kültüründen ve coğrafyasından kopmuş, silikleşmiş. Bu gecenin sabahından da hayır olmamış.  Aksi kısık seslere rağmen bu durum ülkem için  sosyolojik bir gerçektir.

Milli diriliş milli kimlikle olur.

Osmanlı’nın devşirme sisteminin intikamını, Batı ve Vatikan, Fetö’nün devşirme sistemi ile almıştır. Çok ciddi boyutta potansiyel beşeri servetim, aklım heba olmuştur

Arka plânda ABD’yi, Siyonizmi, Küresel Çeteyi görmeyen Fetö tepkileri de konuya analist, çözümleyici yaklaşmayan sövgüden ibaret. Ve daha çok siyasi tepkiler. Bu konuyu sadece Erdoğan –Hoca kavgası olarak görmek çok saflık olur.  Fetö’nün ‘’ Pakruduni, Yahudi, Ermeni, Sabatayist, Mason…’’ olduğunu şimdi mi öğrendik? İşte siyasi tepkiler yel ve sel gibi. Bilimsel ve sosyolojik hiçbir değeri yok.

Uyandığımı zannederken, hitabetle, söylemlerle halâ uyutuluyor muyum yoksa, diyesim geliyor.

Türkiye çok stratejik bir konumda ise, devletim kendisini koruma refleksini diri tutmak istiyorsa, bilimi, bilim adamlarını, devlet aklımı harekete geçirmeli.

Ülkemde bu iş siyasete bırakılmamalı. Çünkü siyaset güvenilirliğini kaybetti. Şu an kaygan bir zeminde yoluna devam ediyor. Bu işe devlet- millet aklı el atmalı.

Bakın Fetö’ nün hocası, yönlendiricisi, Fetö’den önce Kestane Pazarı’nın vaizi, Türkiye’nin en karanlık isimlerinden biri olan mason, Tapu Kadostro mezunu; ama Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı, hatta başkan adayı olan Yaşar Tunagür’ ün cenazesine (2006) kimler katılmış: Recai Kutan, Temel Karamollaoğlu, AKP’liler, Özal ailesi o dönemin büyükşehir belediye başkanı Kadir Topbaş, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu… cenaze namazını da Hayrettin Karaman kıldırmış. Yaşar Tunagür ’’Muhterem Hoca Efendi bizim için büyük bir kayıp.’’ denerek mezara konmuş. Doğruysa buna basiretsizlik veya saflık denir. Veya…

Yaşar Tunagür’ün öğrencisi Fetö’yü de  Kasım Gülek, MİT Müşteşarı Fuat Doğu, Abromowitz, Graham Fuller, Thomas Michel, CİA, Vatikan bulmuş, yetiştirmiş, büyütmüş.

Fetö Vehbi Koç’un evinde yapılan bir toplantıda kuruluyor. Fetö’ nün doğduğu ev de öldüğü ev de bizim değil. Hatta cenazesinin Kardinal arabasıyla taşınması bize onun da Kardinal olabileceğini düşündürüyor. Eğer öyleyse tarih ve sosyologlar bu müthiş aldatılmışlığımızı nasıl yazacak? Bir ‘’ Müslüman’’ın yukarıdaki isimlerle ne işi ola ki?

Cenaze duasında ‘’ Lord’’ isminin kullanılması, cenazeden sonra Fatiha’nın okunmaması , tabutuna Siyon yıldızlı örtünün sarılması… bana Lawrensleri, Binbaşı Noelleri, Şeyhülislam olan Frederick Vambery’ i (Reşit Efendi) hatırlatıyor. Ve ‘’ Bu millet nelerle, kimlerle kaç defa aldatıldı? Aldatılmalar daha ne kadar devam edecek?’’ soruları beynimde yankılanıyor. Şimdi çok profesyonel sabatay, dönme, devşirme aldatıcılar sırada bekliyor.

Yorum sizin. Kim, kim?

Meclis kürsülerinde yapılan konuşmalar çoğu zaman ‘’ gaz almaya’’ yönelik. Ben devletimin kendisini koruma reflekslerinin ilmi alanda kurumsallaşmasını istiyorum.

Bu büyük devlet, kişiyi veya bir örgütü karşısına alacak, onu taydaş yapacak kadar küçülmedi.

Aradan yetmiş yıl geçmiş. Örgüt, yüzbinlerce eleman yetiştirmiş; öncelikle eğitim, ekonomi, siyaset, askeriye… gibi her alanda kurumsallaşmış, devletin kılcal damarlarına kadar girmiş; ama ‘’ kalp gözü açık’’ liderler, önderler, ülema ve devleti yönetenler bunu görememiş, fehmedememiş. Bunda bir terslik yok mu?

Şu an Fetö’ nün ölümü ile ilgili reaksiyoner tavırlar bir işe yaramayacaktır. Testi kırıldıktan ve Bağdat harap olduktan sonra…

Ülkemin geçmişten bugüne yöneticilerine, aydınlarına, liderlerine, ülemasına, Diyanet İşlerine 15 Temmuz’la fark ettiğimiz bu örgüt ve lideri için hiddetle ve şiddetle   ‘’Günaydın!’’ demek gerekiyor.

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Toplam 7 yorum yapıldı
İnşallah uyanırız
Temennim bu necip milletin küllerinden tekrar necat bulması,ama ferasetli liyakatlı,özü sözü bir siyasetçisi ile ayİbaşı giden bilim adamları ile olur.İbrahim makalene teşekkürler
Yorum Ekleyen: Hanifi kurt     31.10.2024 09:08:23
KALEMİNE
Kalemine ve yüreğine sağlık İbrahim hocam Çok güzel bir değerlendirme olmuş keşke baştakiler de bunları anlayabilseler silkinip gaflet uykusundan uyanabilseler
Yorum Ekleyen: Şevki     29.10.2024 12:18:42
Tebrikler
İbrahim Hocam Harika blr yorum ancak Liderler içinde Edibali bu işin vahametini haykırdı ama sağır olanlar anlamak şstemedi
Yorum Ekleyen: Haklı öğüt     29.10.2024 11:52:19
Teşekkürler kardeşim.
Eline,diline sağlık. Allah'ım uykudan uyanan kullarından eylesin.
Yorum Ekleyen: İbrahim     29.10.2024 11:23:15
Basiret
FETÖ gibi pirincin içindeki beyaz taşları ayıklayabilmek için basiret sahibi yöneticilere ihtiyacımız var. Hocamın belirttiği gibi FETÖ'nün şimdiye kadar bilimsel olarak incelenip ortaya konması gerekiyordu.
Yorum Ekleyen: Hüseyin sayın     29.10.2024 10:25:12
Teşekkurler
Hocam yüreğinize kaleminize sağlik
Yorum Ekleyen: Adnan     29.10.2024 09:44:35
Teşekkür ediyorum
Yazılanlarıntamamına yürekten Katılıyorum.Nesli tasfiye planıdır. Malesef iki aşamalı Planın ikinci kısmı devam ediyor. Devlet aklı kendine düşmanı çoğaltmaz azaltır!
Yorum Ekleyen: Yaşar ŞAKALAR     28.10.2024 19:40:09

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya