1931’de Suriye’nin Culan (Golan) bölgesindeki Bîr’u Acem köyünde dünyaya gelen -yani miladî takvime göre 90 yaşında olan- Cevdet Said, 1960’lı yıllardan beri yazdığı kitaplarda ve verdiği konferanslarda bilhassa “Dinde zorlama yoktur” ve “Bir topluluk kendi nefsinde olanı değiştirmedikçe Allah o topluluğun halini değiştirmez” mealindeki ayetlerin tefsirine yoğunlaştı, yoğunlaşıyor.
Şiddet düşkünlüğünün tedavisine ve şûrâ ilkesinin ihyasına (bu çerçevede demokratikleşmeye) hayati önem atfediyor.
Belgeselde de Cevdet Said’in daha ziyade bu yöndeki gayretlerinin üzerinde duruluyor.
Deniyor ki, mesela:
“İlk kitabı 1966 yılında ‘Adem’in İlk Oğlunun Mezhebi – İslami Harekette Şiddet Sorunu’ başlığıyla yayınlandı. Maalesef bu şiddet meselesi günümüzde bile önümüzde durmaya devam eden ciddi bir sorundur. Cevdet Said’in şiddete ilişkin fikirleri günümüze dek hep yalnız kaldı. Kitabın bölümlerinden biri ‘İkna etmek için değil duyurmak için’ başlığını taşımaktadır. Bu bölümde Cevdet Said, nebîlerin barışçıl yöntemi benimsediğini ve değişim sürecinde şiddet kullanımını reddettiğini anlatmaktadır… (Şöyle demektedir) Elektrik, yasası gereği kuru nesnelerde ve ahşap malzemede iletilmez. Aynı şekilde insan da -yasası gereği- baskı, zorbalık ile değişim yöntemine kapalıdır. Şiddet ile düşünce arasında zorunlu ters bir ilişki mevcuttur. Düşünce arttıkça ve insan aydınlandıkça şiddetin ne kadar yararsız ve anlamsız olduğunu o denli derinden keşfeder.”
Belgeseli izlemenizi tavsiye ederim.
Sadece 15 dakikanızı alacak.
Sosyal Medyadan
Mehmet MUTLUOĞLU'nun değerlendirmesi