Seyahat etmenin insan biyolojisi üzerindeki etkisini konu alan ve ilk gösterimi yapılan belgesel de yakında izleyiciyle buluşacak.
Lansman ve tanıtım etkinliğine Aslı Enver, Fahriye Evcen, Kaan Urgancıoğlu, Sinem Kobal ve Ümit Erdim'in yanı sıra sanat dünyasından yerli ve yabancı çok sayıda isim katıldı.
Dört karakterin hikayeleri üzerinden seyahat etmenin insan biyolojisi üzerindeki etkisini konu alan projenin belgeselinin yönetmenliğini, BAFTA ödüllü Jennifer Peedom üstlenirken, görüntü yönetmeni olarak ise Renan Öztürk görev aldı.
Eser, bir Amazon yerlisi olan Brezilyalı Tuikuru'nun Tokyo'ya, Kenyalı Esther'in İstanbul'a, Avustralya'da yaşayan Sahar'ın Göbeklitepe ve Kapadokya'ya, İzlandalı Sigurbjörn'un ise Ürdün'e seyahatleri sonucu elde edilen biyolojik verilerinin işlenmesiyle meydana geliyor.
"Projenin içinde bilim ve teknoloji de var"
Medya sanatçısı Anadol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, projenin dört ay önce ilk defa İsviçre'de Art Basel'de Türk Hava Yolları ile sanatseverlerle buluştuğunu belirterek, "Çok heyecanlıyım. Çok değerli ve çok kıymetli bir proje. Özellikle hayalin başındaki fikrin yola çıkışı, hayata geçişi, hayatı boyunca hiç seyahat etmemiş dört kişiyle yaptığımız projeyi, sonunda İstanbul'da herkesin bir araya geldiği bir şekilde kutlamak çok anlamlı. Özellikle projenin içerisinde sadece sanat yok. Bilim ve teknoloji de var." dedi.
Projenin Art Basel'de çok büyük ilgi gördüğüne değinen Anadol, şunları kaydetti:
"Sanıyorum Art Basel tarihinde belki de en çok gezilen işlerden biri oldu. İstanbul'a, doğduğum büyüdüğüm şehre ve dünyanın en güzel şehrine işimizi getirmek çok kıymetli. Bugün burada Türk Hava Yolları ile beraber bu galada, özellikle yaklaşık 30 dakikalık bir eserle de işin arkasındaki yolculuğu, heyecanı bu dört kişinin yaşadığı hisleri daha gerçek ve canlı olarak hani çok gerçekçi bir şekilde görmek çok kıymetli. Umarım herkes görebilir işimizi ve aynı heyecanı yaşayabilir."
Projenin bir yıl kadar uzun bir sürede hazırlandığına işaret eden Anadol, kişilerin bulunabilmesi, hayal ettikleri yerlere gidebilmeleri, veri toplamak ve daha sonra da enstalasyonu tasarlamanın zor bir süreç olduğunu söyledi.
Anadol, ilk seyahati yapmanın çok zor olabileceğini aktararak, "Bu dört kişinin çok enteresan şekilde beyin sinyallerine baktığımız zaman, her biri farklı ülkelerden ve kültürlerden olduğu halde, hayatlarında ilk defa gittikleri yerde, çok benzer beyin sinyalleri yaşadı. Aslında ne kadar birbirimize benzer olduğumuzu da kanıtlayan bir proje." şeklinde konuştu.
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat ise "Inner Portrait"in seyahatin yalnızca bir yolculuk değil aynı zamanda insanın içsel dünyasında dönüşüm oluşturan derin bir tecrübe olduğunu dile getirerek, "Türkiye'nin bayrak taşıyıcısı olarak, sanat ve kültür alanında ülkemizin değerlerini tüm dünyaya taşıma ve tanıtma misyonunu benimsiyoruz. Bu misyon çerçevesinde her uçuş noktasında sanatı destekleyen ve sanat aracılığıyla farklı kültürlerle köprüler kuran bir marka olmaktan gurur duyuyoruz." ifadelerini kullandı.
"Inner Portrait" hakkında
Dijital sanat projesi, daha önce yurt dışına seyahat etmemiş 4 kişinin içsel dünyalarına yolculuğa çıkıyor.
Projenin veri toplama sürecinde, EEG sensörleri ve ileri teknoloji cihazlarıyla yolcuların deneyimleri sırasındaki biyolojik ve nörobiyolojik verileri toplandı. Bu veriler daha sonra Refik Anadol ve ekibi tarafından sanat eserine dönüştürüldü.
Eser, yolculardan biyolojik ve nörobiyolojik verilerin toplanmasıyla başlıyor. Kalp atış hızı, cilt iletkenliği ve EEG çıktıları gibi unsurları içeren veriler, neuroelectrics gibi ileri izleme cihazları kullanılarak kaydedildi. Yolculuk boyunca devam eden bu kayıtlar, katılımcıların yeni ortamlara ve deneyimlere anlık tepkilerini yakalayarak eserin temelini oluşturuyor.
Türk Hava Yollarının, kültürel değişimi ve yeniliği teşvik etmek amacıyla hayata geçirdiği ve dünyanın her yerinden 220 kişinin yapımında görev aldığı proje, seyahatin dönüştürücü gücünü ortaya koyuyor.
Dünyanın başka bölgelerinde de sergilenmesi planlanan eserin belgeseli 2025'te dijital platformlarda yayınlanacak.