Osmanlı Tecrübesi
MAKALE
Paylaş
18.12.2024 11:29
1.139 okunma
Şazeli Çügen

Bir ülkeyi YÖNETMEK ve sistemini İNŞA etmek o ülkesi FETHETMEKTEN çok daha zordur

OSMANLI nın yıkılışının ve de I. Dünya harbinin hesaplaşması yeni başlıyor

Gözün aydın Türkiye m gözün aydın Suriye m gözün aydın olsun BİLADI İSLAM yarım asrı aşkın bir zaman dilimi neticesinde çekilen kahir ve çileler sonunda eskimiz küflenmiş putçu zorba rejimlerin yıkılışının ilk meşalesi SURİYE özelinde yakılmış oldu

Şimdi zaman İNŞA zamanı şimdi zaman İMAR zamanı şimdi zaman ÜMRAN zamanı

Bir ülkenin fiziki alt yapı ve üst yapılarının İMARI çok basit ve kolay çalışmalardır önemli olan o ÜLKENİN yönetim sistemi İNŞASININ sağlam temeller üzerinden BİNA edilmesidir

Kısaca sistem İNŞA süreci çok zor bir süreçtir ve de çok fazla uzun bir zaman dilimine de yayılmaması gerekmektedir ki fitne fesat kazanları kaynatılarak sabotajlar ve suikastlar ile ülke yeniden bir KAOS bir ÇATIŞMA ortamına sürüklenmemesi gerekmektedir

Görünen realite odur ki

TÜRKİYE cumhuriyeti devleti istihbarat başkanının Şam Emevvi camiinde heyeti ile birlikte NAMAZ kılarak halkın içindeki ziyaretleri Suriye halkının çok büyük bir teveccühüne ram olması olayı TÜRKİYE devletinin NUFUZ mücadelesinde bölgesel ve küresel güçlere meydan okurcasına Suriye nin yeniden İNŞA ve İMAR sürecinde hadisenin tam da merkezinde OYUN kurucu olarak rol aldığının kesin kanıtı olarak görülmelidir

Çünkü TÜRKİYE devleti çeyrek sırdır gönül coğrafyalarımızda yumuşak ve sert gücü ile edilgen değil çok yönlü ETKEN bir dış politika uygulaması ile hem Ortadoğu da hem Afrika da ve hem de Asya da dünyanın gözü önünde açık ve net olarak oyun kurucu gücünü göstermektedir

İşte tam da burada Türk devletinin OSMANLI yönetim ve devlet tecrübesi birikimlerinin aktarımının yapıldığının sahadaki karşılıkları da görülmektedir

OSMANLI yönetimi biladı İSLAM olan tüm coğrafyalarda İSLAM hukuku uygulamasının ifrat ve tefritten uzak en mütedil en adil ve en insani bir HUKUK uygulaması olduğunu tüm BATILI dünya tarafından da tescil edilmiş bir gerçekliktir

Osmanlı

DEVLET teşkilatlanmasını ÖRF üzerinden inşa ederken YÖNETİMİNİ ve HUKUKUNU İSLAM ın hukuk düzeni ve yönetim ilkeleri üzerinden inşa ve tatbik edebilmiş müstesna bir nizamı alem gücü olabilmiştir

Müslüman Türklerin kızıl elması DEVLETİ NİN ebed müddet oluşu HUKUKU NUN nizamı alem hukuk sistemi oluşu en temel gayesinin de İLAHİ kelimetullah uğruna gaza aksiyonu olmasıdır

İşte bu nedenledir ki YEDİ asır süren bu hükümranlık SULH ve BARIŞ süreci olarak başta KÜDÜS-Filistin olmak üzere tüm buladı İslam coğrafyalarında söz konusu olabilmiştir

Konuyu biraz daha açmamız gerekirse

OSMANLI

İRAN yönetiminden DİVAN vezirlik teşkilatlanmasını doğu Roma-Bizans tan bürokrasi teşkilatlanmasını kendi ÖRFÜ temelinde yoğurarak ve de tüm biladı İSLAM olan bağlı coğrafyalarda ise İSLAM hukuku ve yönetim ilkelerini uygulayarak bir cihan devleti olabilmiştir

İSLAM devlet yönetim ilkeleri yanında İslam hukuk sisteminin ana omurgası olan zaruratı diniye den de bahsetmeden geçmek elbette ki olmaz

Emanet ehliyet şura adalet emniyet gibi yönetim ilkeleri yanında zaruratı diniyye dediğimiz can akıl din aile-nesil mal ticaret ve seyahat hürriyetlerini muhafaza olan maslahat ilkeleri olmazsa olmaz İslam YÖNETİM ve HUKUK sisteminin ana omurgasını teşkil etmekte idi

İSLAM hukukunun bu temel omurgası başta “ehli kitap” olmak üzere tüm inanç mezhep meşrep ve kavmiyet farklılıklarına itidal ile yaklaşılmasını ve de ALLAH IN kitabında ki “la ikrahe fi din” ilkesinin uygulanmasının zorunlu uygulanmasından başka bir sistem değildir

Özetle ifade etmem gerekirse

Osmanlı devlet tecrübesi ve de İslam hukuk ve yönetim sistemi uygulaması ne İran ne Afganistan ve ne de Sudilerin devlet tecrübesi ve yönetim sistemi uygulamalarına benzerlik teşkil etmemektedir

OSMANLI asla İmamet ve Hilafet itikadı üzerinden bir hukuk sistemi ve de kraliyet mantığı ile bir devlet teşkilatlanması uygulaması yapmamıştır kısaca yönetimini TEOPOLİTİK ve BATINI bir akideye dayandırmamıştır

Netice olarak

Yukarıda tadatını yaptığımız İSLAM ın yönetim ve hukuk ilkeleri temelinde yapılan SEÇİM neticesinde uygulanan BİAT töreni

Seçilen kişi ve heyeti ile seçimi yapanlar arasında yapılan karşılıklı bir İTAAT ve DENETİM sözleşmesidir ki buradan yapılan BİAT töreni kayıtsız ve şartsız bir İTAAT değildir şartlı bir itaat demektir ve özünde ilkesel bir DENETİM vardır

İşin KADER boyutuna geldiğimizde

İnsanların iradeleri HÜR olmadıkça asla kendi kaderlerini tayin hakkı söz konusu olmamaktadır yukarıda tadat ettiğimiz İslam HUKUK sistemi tüm insan nevilerine can akıl inanç aile-nesil mal-ticaret ve seyahat hürriyet ve imkan demek olduğundandır ki insanlar tüm katmanları ile ve çoğulculuk içinde birlikte yaşayarak kendi KADERLERİNİ tayin hakkını sonuna kadar kullanma hürriyetine sahip oluyorlar

Maalesef Batının sömürgeci düveli muazzama devletleri yaklaşık iki asır boyunca bilad ı İslam coğrafyalarında kukla zalim diktatörler eliyle böl parçala yönet ve sömür politikaları ile Müslüman halkların HÜRRİYET leri elinden alındıklarından dolayıdır ki kendi kaderlerini tayin hakkı sürekli olarak ellerinden alınmış ve kölelik düzenlerinde yaşamaya mahkum edilmişlerdir

İşte bu ana nedenle dir ki SÜRİYE devrimi çok hayati önem taşımaktadır

Netice şu ki her şey aslına rücu ediyor tarih akıyor ve yatağını da buluyor

Ne yaparsanız yapın darbeler yapın diktatör rejimler uygulayın soykırımlar yapın asla tarihin coğrafyanın medeniyetin omurgasını bozamıyorsunuz ve de milletlerin hafızalarını silemiyorsunuz

Güzel bir söz vardır

DEVLET demek ORDU YARGI İSTİHBARAT ve EMNİYET demektir gerisi bakkallıktır diye ancak elbette ki EĞİTİM SAĞLIK ve de İMAR uygulamalarını da yok saymıyoruz

İşte bu ana nedenle diyoruz ki

SURİYE nin

 ORDU YARGI organlarının teşkili ile EMNİYET ve GÜVENLİK teşkilatlanması demek olan SİSTEMİNİN inşasında serbest DÜZEN seçimlerinin hürriyet ortamında yapılarak meşru bir ANAYASAL düzene kavuşmasında kısaca DEVLETİN anayasal düzeninin tüm KURAL KURUM ve KADROLARI ile yeniden teşkilatlanmasında TÜRKİYE devleti en başat rolü oynayacaktır ve de oynamalıdır diyoruz

SURİYE

Bölgesinin ve küresel güçlerin FİTNE FESAT HASET ve DÜŞMAN ülkeleri tarafından sürekli olarak çakallar sofrası kurularak TAZYİK altında tutulacak ve yeni yönetime de eskiden olduğu gibi satanist ve Siyonist politikalar dayatılmak istenecektir

Söz buraya gelmişten

“İçimizdeki beyinsizlerin yüzünden bizi helak etme ALLAHIM” diye dua ediyoruz

İçimizdeki narko terör diktatörü zalim Esed rejimi ile PKK seviciler yaslarını tutarken ideolojik ruh hastalarından ve muhalif mankurtlardan da bahsetmek gerekmektedir ki bir Müslüman figürü ya da bir başarı gördüklerin de hemen cihatçı ya da diktatör damgası vurmaları yabancı ülkelerin ajanları iftirası ile afişe etmeleri kendi etki ajanlıklarını gizlemeleri için bir kamuflaj sütresi olmaktadır

Tüm hasetçiler haset ateşleri içinde yanmaya devam etmekte ısrarcı gözüküyorlar

TÜRKİYE gerçekten yeni Türkiye yüz yılına girerken tüm gönül coğrafyalarında sağlam temeller üzerinden bölgesel ve küresel ENTEGRASYONUNUN tamamlamaya doğru hızla ilerlemekte KERVAN yoluna emin adımlarda devam etmektedir

TÜRKİYE Irak tecrübesini de göz önünde bulundurarak

Suriye nin toprak bütünlüğü egemen devlet olmasını ve de tüm devlet kurumlarının bütünlüğünün muhafazası kısaca SURİYE tüm çoğulculuğu ile Suriyelilerin olacak temel TEZİ küresel ve bölgesel güçlerin Satanist ve Siyonist planlarını ters yüz etmektedir

Eğer küresel güçler

Suriye özelinde “özerk KANTON bölgeler” dayatması söz konusu olduğunda

TÜRKİYE başta “Türkmen kartını” masaya sürerek “Misak ı milli ” denilen doğal sınırlar istikametinde bölgesel savaşı dahi göze alabilecek irade güç ve kararlılığına da sahip olduğunu hem masada ve hem de sahada göstermelidir

ABD dış işleri ekibinin tam da TÜRKİYE nin Fırat ın doğusuna kapsamlı operasyon yaptığı bir anda Türkiye ye gelmesi

2019 aldatmacasına düşmeden söz ve vaatlerine kapılmadan Fırat ın doğusunun RAKKA DEYRİZOR ve HASEKİ bölgelerinin tüm terör örgütlerinden silahsızlandırılarak kayıtsız ve şartsız temizlenmesi iradesi ve operasyonundan vazgeçmemelidir

Sahadaki GÜCÜN masaya gölgesi düşmedikçe verilen sözlerin hiçbir kıymeti yoktur

DÖRT günlük bir ateş kes verilmesi ardından ateş kesin hafta sonuna kadar ikinci kez uzatılması bölgenin asıl sahipleri olan Arap aşiretlerin iradesini gevşetmek ve de Türkiye den umutlarını yitirmesini sağlayarak ABD ve uşaklarının Haseki-Kamışlı bölgesinde ki özerk bölge planlarını kabule zorlamak için şeytanca bir geri çekiliş oyunundan başka bir şey değildir

TÜRKİYE asla Suriye özelinde ne güneyimizde PKK terör koridoruna ne de İsrail in Golan ın işgali ile Deyvid koridoru açmasına asla izin vermesi gerekmektedir

İlahi plan işliyor ALLAH zamanı ve mekanı çevirip duruyor

TÜRKİYE önce Irakta terör kilidini kapattı sonrasın da ise İdlip te kuluçka sürecini tamamlayan huruç hareketinin Suriye halkının ekseriyetinin katılımı ile zafer yürüyüşünün önünü açmış oldu

Bu gün 13 Aralık CUMA 12 yıl aradan sonra Şam büyükelçiliğimiz de açılmış oldu

Suriyeli Müslümanlar bir taraftan ülkelerine sevinç ve şükran duyguları ile dönerken

 İlk defa Şam ve Dera da Halep te Hama ve Humusta Lazkiye de Afrin ve Mümbiç te hürriyet içinde coşku içinde CUMA namazlarını kılarak Suriye halkı tüm farklılıkları ile Emeviye meydanında toplanarak hak ettikleri coşkulu zafer kutlamalarını HÜRRİYET ortamında yapmaya devam ediyorlar

Müslüman halklarının kardeşliği ve kader birlikteliği sağlanmış SURİYE özelinde PKK ve tüm SOL örgütlerin kuluçka makinası ve ana rahmi olan Baas REJİMİNİN çökmesi Türkiye merkezli gerçekleşmiştir

Doğu Akdeniz deki NUFUZ mücadelesi kıyasıya devam edecektir

Ancak her NUFUZ mücadelesi sadece asla yalın bir GÜÇ mücadelesi değildir muhakkak surette bir NUFUS mücadelesidir ki bu sosyolojik temel asla göz ardı edilemez halkın desteği olduğunda aşılmaz duvarlar aşılır yıkılmaz duvarlar da yıkılır

Elbette ki çok maddi bedeller ödedik ancak manevi temellerde çok büyük kazançlar sağladık

TÜRKİYE bir yüz yıldır güneyinde örgülenen KUŞATMA zincirinin ilk halkasını SÜRİYE özelinde kırmıştır el ham dü lillah içimizdeki beyinsizler anlamasa da hazmetmese de bu hakikat böyledir

İşte yeni bir MEDENİYETİN inşa süreçlerinde böylesini kutlu doğum sancılarını da çekmek kaderi ilahinin bir tecellisi olarak elbette ki gerçekleşecekti

Vesselam

SM Şazeli

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya