Edebiyatçı Tarık Tufan'ın davetiyle sosyal medya üzerinden eklemlendiğimiz "Edebiyatçıların Deprem Yardımlaşması", kısa bir sürede yürek seferberliğine dönüştü. Bölgeye ulaşan edebiyatçı arkadaşlarımızın verdiği sıcak haberlerle kısa sürede koordine olan grup, depremzedelerin güvenli yerlere ulaşabilmeleri adına da çırpındı durdu, kimisi evini açtı, kimisi yazlığını, kimi ilaç topladı, kimi soba yollayabilmek için kolları sıvadı. Elbette vefat eden edebiyatçı dostlarımızla birlikte sarsıldık, ağladık, dualarımız tüm vefat eden kardeşlerimizle, Allah rahmet mağfiret eylesin...
Maraşlı yazarlarımızdan Aydın Doğan Bey, son yazısında, türkülerle gezilmeli Maraş'ın dört bir yanı dedikten sonra şöyle devam etmiş; ...Arkamdan ağlayanlar, Maraş'ın şu yanık türküsünü söylesinler: "Ufak taşınan da uy amman amman bina yapılmaz/ Valla bir ben ölmeyim Maraş yıkılmaz/ Kardaş kalk gidelim, yoldaş kalk gidelim/ Yollar çamurlu, kurusun da gidelim'... Edebiyatçılara has güçlü sezgi bu olsa gerek, son yazısında Maraş'ta ölümü terennüm etmiş Aydın Doğan bey, yazısı sanki yazgısı olmuş, arkamdan ağlamayın derken... Ağlamamak olur mu?
Şairler, edebiyatçılar, akademisyenler, kütüphaneler, kitaplar da toprak altında kaldı Maraş'ta, Adıyaman'da, Malatya'da, Antep'te... Öyle ki enkaz altından çıkan kuşlar, kediler bile ağlıyor.