Zelenski'nin son "NATO zirvesi"ne davet edilmesinin ardından, söylediği cümle; şimdi daha çok anlam ifade ediyor.
Zelenski diyor ki: "NATO'ya üye olmak için, topraklarımızdan vazgeçmeyeceğiz!"
Bu cümleyi kullandığı gün, yazımda yazdığım gibi, bu cümle; Zelenski'ye görünürdeki tekliflerin ötesinde bir teklif sunuldu mu?
NATO yetkilisinin yeni cümlesi ise, NATO toplantısı sonrası medyaya Zelenski'nin kullandığı cümle gibi, tesadüf değil.
Amerikan siyasi elitinde, kongre ve medyada çıkan eleştiri seslerinin çoğalması da, seçim öncesi Amerikan kamuoyu için önemli bir durumdur.
ABD-İngiltere projesi olarak meydanda olan Ukrayna krizi, Avrupa açısından da giderek "söylem değişimi"ni ortaya çıkarmaktadır.
Ukrayna yönetimi haliyle, desteği "zinde tutmak" için, Batılı ortaklarına mücadele kapasitesini ve başarılı olma gayretini ispat etmektedir.
Zelenski'nin son noktada "topraklardan vazgeçme durumu"na düşmek istememesi de, "doğal bir durum"dur.
Gelinen noktada ise, şöyle bir tablo var ortada;
Donbas ve Lugansk üzerinde, Kiev hakimiyetini kaybetmiştir.
Rusya açısından olaya bakıldığında ise, NATO'nun sınırlarına gelmesi konusu püskürtülmüştür.
Moskova için "başarı olarak görülen" nokta, işte tam da burasıdır.
Kiev'in Kırım köprüsüne yönelik saldırıları da, olayın Kiev açısından histerik boyutunu göstermektedir.
Batı, savaşın gidişatı ile Rusya'yı "zor durum"a sokmayı hesaplamaktadır. Haklı da olabilirler. Ama olayın başka bir boyutu da, "aynı zor durum Avrupa içinde geçerli".
Rusya bu durumu kullanıyor ve "yorma politikası"nı zinde tutuyor.
Rusya, savaşı zamana yayarak, karşısındaki ittifakı yormayı hedefledi!
Batı da savaş ile Rusya'yı yormayı hedefledi...
Şimdi kim, kimi yoracak onu göreceğiz...