Afrika'da küresel aktörlerin "büyük mücadelesi"ni, "iktidar değişimleri"ni ve "savaşın ayak sesleri"ni, artık "yüksek sesle" duymaktayız.
Fransa konunun esas taraflardan biri olarak karşımızda durmaktaydı. Lakin bu defa sürece açık bir şekilde ABD girmiştir
Rusya'nın, Çin ve Afrika sahnesinde gösterdiği boy, uzun süredir Fransa'yı "tedirgin" ve ABD'yi de "rahatsız" ediyordu.
Rusya üzerinden "Ukrayna kozu" üzerinden gelen Batı, Afrika'da "sorun oluşturma" yoluna girdi.
Afrika siyasi liderlerinin "başkaldırı söylemleri"nin, "sokak olayları"na, belki de "savaş alanı"na dönüştürme gayretini de, açıktan görüyoruz.
Afrika, mücadelenin "merkezi" haline geliyor.
Fransa açısından olaya bakıldığı zaman, Afrika'dan kolayca çıkmasını beklemek "abes" bir beklenti olur.
Ama önceki etkisinin de "azaldığı"nı açık bir şekilde gözüküyor.
Fransa'nın gelecekteki "etki" ve "otoritesi"ni, hiç kuşkusuz Afrika'daki durumu belirleyecektir...
Rusya kendisine yönelik tüm hamleleri, farklı coğrafyalarda "engelemenin" gayretinde..
Sadece engellemek de değil, gelecekteki "paylaşım"da ciddi taraf olmanın esas "anahtarları"ndan biri olarak Afrika ön plana çıkıyor.
Fransa kendi geleceği açısından Afrika'daki mücadelesini "ölüm-kalım" olayı olarak tasvir ediyor. ABD, "tam desteği"ni bu hususta Fransa'dan yana kullanmaktadır.
Vekaleten "savaşan örgütler"in yerini, "vekaleten savaşacak" ülkelerin tutması, sürece ağır bedeller ödetmektedir.
Rusya'yı küresel sistemden "tecrit" etmenin, Çin'i yeni küresel "tehdit" olarak göstermenin esas gayesinin de, bu büyük paylaşım savaşı olduğunu unutmamak lazım.