Batı diye ifade edilen kültür, medeniyet ve sistem havzası içinde yaşayan insanların dinlileri ve dinsizleri, her iki grubun da sonu gelmez çeşitleri ve farklı yönleri vardır. Bu farklılıklar içinde yer alan insanların İslâm hakkındaki bilgi ve kanaatleri, ona karşı tavırları konusunda genelleme yapmak hatalı olacağı gibi Müslümanların Batı insanı hakkında genelleme yapmaları da doğru değildir. Kanaat, tavır ve ilişki, insanları ve gurupları doğru olarak tanıdıktan sonra belirlenmelidir.
Batı’nın İslâm Doğu’ya karşı -kültür ve uluslararası ilişkiler politikası bakımından- tutumu Batı insanının tavır ve tutumu kadar karmaşık, teşhisi ve tayini güç bir mahiyette değildir. Batı, kendine göre kalkınmasını gerçekleştirirken ve gerçekleştirdikten sonra İslâm Doğu ile iyi/adil/insani ilişkiler kurmak yerine onu sömürme, gücünü ve zenginliğini onun zararı ve zayıflaması pahasına elde etme yolunu seçmiştir. Dün sömürgecilik yolu ile yaptığı gibi bugün de yeni dünya düzeni/küreselleşme formülüne (hilesine) dayanarak İslâm ülkelerini sömürmeye, onları kendi menfaati istikametinde yönlendirmeye devam edebilmek için Batı’nın uyguladığı plan şudur: “Ne kendileri olsunlar, ne de bizden olsunlar”.
İslâm ülkeleri, hangi bütünleşme grubu içinde olursa olsun Batılı ile eşit hale gelirse sömürenler sofrasına çok nüfuslu yeni üyeler oturacak, pasta küçülecek, büyütme imkânları da daralacaktır. Müslümanlar kendileri olur, kimlik ve kişiliklerini bulur, öz kültür ve medeniyetlerine sahip çıkarlarsa dünyanın güç dengesi bozulacak, güdülen koyunlar çoban olacak, piyonlar şahlığa, vezirliğe soyunacaklar, Müslümanlar “kültürde, medeniyette, bilimde, teknolojide, askeri güçte, dünya nimetlerini meşru paylaşmada... biz de varız” diyeceklerdir. Böyle bir oluşum bütün düzenleri altüst eder, düzenbazların oyunlarını bozar. Şu halde Batı ne edip edecek, İslâm Doğuya karşı uygulamakta olduğu planı engelleyecek her teşebbüsün, her gelişmenin önüne geçecek, bütün yolları deneyerek buna mani olacaktır.
Sömürgeci Batı’ya göre AK Parti’ye/Erdoğan’a iktidar olma şansı baştan verilmemeli idi, madem bu engellenemedi devamı engellenmelidir. Onun iktidara gelmesi, Türkiye’deki laik rejimin çökmenin eşiğine gelmesi ve Türkiye’nin Batı lehine olan ilişkilerinin tehlikeye girmesi anlamına gelir. Bu yüzden Türkiye’deki seküler güçler, İslâm tehlikesine karşı birleşmek zorundadırlar...