İsrail ve destekçilerine karşı Filistin/Gazze’deki işgal ve vahşeti durdurmak için “..savaş açmak bedeli ağır hüsran getirir bugün.. Bu sebeple elimizden geleni yapıp, zafer kazanacak güce gelene kadar çaba göstermeliyiz.” Yani sabretmeliyiz. Sabrın; korkuya kapılmadan, yılmadan, boyun eğmeden, vazgeçmeden inanç ve eylemlerle direnmek olduğunu bilerek…Evet Sabır; pasif kalıp beklemek değil, aktif, aksiyoner bir eylem, bir duruş ve tavır göstermektir. Teslim olma, razı olma, pes etme hiç değil! Sıkıntılara direnme, riskleri de göze alarak mücadele etmek olduğunu da unutmadan…
Asr suresinde Cenab-ı Allah diyor ki:
“Asra yemin ederim ki; insan gerçekten ziyandadır. İman edip iyi işler yapanlar, birbirlerine hakkı ve SABRI tavsiye edenler müstesna!”
Bugün Filistin/Gazze’deki tablo lafın, sözün, lanetlerin, tel’inin, kınamanın, protestonun bittiği tahammülü imkansız bir trajedidir. Müslüman olmanın ötesinde insan, insanlık olarak kabul edilemez, ertelenemez, sınırlardadır. Dört aydır devam eden bu korkunç vahşete, bu orantısız gözü dönmüş saldırı ve dünyaya kafa tutan pervasız işgal ve insafsız teröre karşı bugüne kadar yapılanlardan daha öte bir şeyler yapmalı! Bu görev; öncelikle İslam ümmetinin koruyucusu, tarihi bir misyon olarak Türkiye’nindir. Arap alemi, Müslüman dünya ve insanlık bu mesuliyetten kurtulamaz!
Ama biz burada Türkiye ne yapabilir? Neler yapmalıdır? Bunu irdeleyelim:
1.Dünya Savaşı’nda da olduğu gibi Filistin/Gazze savaşı, Türkiye için ciddi ve hayati bir tehdittir. Sonraki hedef Arz-ı Mevud üzerinden içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışılan Türkiye’dir. İsrail Filistin/Gazze’de kırmızı çizgileri çoktan aşmıştır. Direkt ya da dolaylı bir müdahale kaçınılmazdır.
Türkiye; 1.Dünya Harbi ve sonrasından, son iki yüz elli yılın siyasi, ekonomik, askeri savunma kapasitesi ve stratejik olarak jeopolitik konumunun da avantajı ile en güçlü durumdadır. Haklı olarak övündüğümüz ve Dünyanın(dost-düşman) gıpta ile izlediği savunma sanayimizdeki gelişmeler, Türkiye’nin bölgesel gücünü önemli bir caydırıcılık seviyesine taşımıştır.
Her yıl dünya devletlerinin askeri güçlerini yakın mercek altına alarak küresel güç sıralaması yayınlayan ABD merkezli Global Firepower adlı şirket, 2024 yılına ait paylaştığı askeri güç sıralamasında “Dünyanın En Güçlü Orduları” listesinde 145 ülke yer almıştı. Sıralamada ülke ordularının teknoloji yönünden gelişmişlik, insan gücü, sahada uzun kalma ve hareket kabiliyeti gibi özellikleri dikkate alınmıştı. Global Firepower’ın yayınladığı 2024 listesinde Türkiye, bu yıl yaşadığı yükselişle 8. Sırada yer aldı. Yani Türkiye, “Dünyanın En Güçlü Orduları” sıralamasında Dünyada 8., NATO ülkeleri arasında ABD, Birleşik Krallık (İngiltere)tan sonra 3. Sırada bulunuyor.
Türkiye; mevcut müttefiklerinin (NATO, AB) imkanlarını, potansiyel ittifaklarının alternatiflerini akıllı bir diplomasi ve becerikli bir strateji ile kullanabilirse bu ateşi durduracak çareler üretilebilir.” Strateji çare bulmak ilmidir.” Uluslararası kurum ve kuruluşlar etkili bir çaba ile yönlendirilirse, isyanda olan büyük Dünya insanlık vicdanı tepkilerini yönetebilirse etkili olunabilir. Zira şimdiye kadar yapılanların yeterli olmadığı görülüyor!
Batıdaki İrlanda, İspanya, İsveç ve Güney Afrika kadar gösterilebilecek tepkiler bile çok faydalar üretebilir. Uluslararası Adalet Divanına, insanlık ve savaş suçu işleyen İsrail’e suç duyurusu yapmak gibi..
İsrail’e karşı siyasi, diplomatik, ticari, ekonomik hatta askeri net tavırlar gösterilebilmelidir. Sadece sözde kalan tel’in, protesto ve boykotlardan tavizkar, çekingen, edilgen, sözü boşa düşüren eylem, görüşme ve sair işlerden öte bölge ve dünyada en net ciddi ve sert tavrı gösterebilmeliyiz! Gazze’ye giden sivil yardım gemisi “Mavi Marmara” ve sonrası için yaşananlar İsrail’i küstahlaştıran bir örnek olmuştur. İsrail ile reel politik adına yapılan “Normalleşme” çalışmaları Filistin/Gazze gerçeklerine rağmen Türkiye için bugün yapılacaklar için elimizi küçülten gelişmeler olduğunu da kaydetmeliyiz.
İnsani ateşkesten öte kesin acil ateşkes ve barış için uluslararası, diplomatik, siyasi, ekonomik, psikolojik bütün çabaları en son limitine kadar (askeri kuvvet kullanma haddine kadar) kullanmalıyız.
Bütün bu çabaların sonucunda bir sonuç alınmazsa,
Son kertede bütün risklerini de göze alarak İsrail’in hak ettiği kuvvet kullanmayı illegallegal, içeriden dışarıdan aynen Kıbrıs’ta olduğu gibi göze alabilmeliyiz. (Kıbrıs’ta garantörlük gibi özel şartlar vardı ancak Filistin/Kudüs içinde Türkiye’nin elinde tarihi haklar ile tehdit ve bölge istikrarı için diplomatik imkanlar vardır.) Kıbrıs’ta olduğu gibi batıdan (ABD-İngiltere) ambargo ve baskılar gelebilir bunu da göze almalıyız. Neden Irak ve Suriye’ye müdahale ediyorsak, niçin Libya ve Azerbaycan Karabağ’a ABD, Fransa, İngiltere, Rusya’ya rağmen bir vesile ile müdahil olup neticeler elde etmişsek Filistin/Gazze’ye de askeri güç tavrı koyabilmeliyiz. Ortak neden, gerekçe, tehdit ve riskler hepsi için caridir..
Türkiye’nin göstereceği dikkatli, kontrollü, orantılı askeri tepki bile çok şeyi değiştirebilir. Bunun birçok yöntem ve usulleri vardır. Daha ilerisi; bir bölge savaşı hatta Dünya savaşı bile olabilir! Böyle bir ihtimale bugünkü bölge ve Dünya stratejik dengeleri ile jeopolitik konjonktür müsaade edemez sanıyorum. Bu aşama kolay kolay göze alınabilecek bir istikrarsızlık değildir.
Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değildir. Türkiye’ye yönelik baskı, tehdit, kışkırtma, algı her zaman vardır. Dün de bugün de vardı yarın da var olacaktır.
Türkiye’nin bu tavırları alabilmesi için öncelikle içeride iktidar, muhalefet ve halk olarak; milli birlik beraberlik, dayanışma içinde ve ortak akılla, bilinçli, bilgili, ilgili, duyarlı, uyanık, dikkatli ve müteyakkız olmalıdır. Yetki, mesuliyet ve karar sahiplerinin önce içeride barış ve milli duruşu sağlamaları gerekir.
Türkiye bugün Filistin/Gazze vesilesiyle tarihin, coğrafyanın, inancının ve tehdit algısının hakikatleriyle bir kader anındadır.
İnançlı, cesur, kararlı ve dirayetli bir çıkışla ülke savunmasını sağlayacak, bölge kuşatmasını kıracak çevresindeki tehdit ve istikrarsızlıkları bertaraf edecek güç ve kudrettedir. Filistin/Gazze’nin feryatlarını, yok edilişlerini seyredemeyiz. Üzüntümüzden bakamadığımız videoların, canhıraş hıçkırıkların utancını daha fazla taşıyamayız.
Türkiye İsrail’i Durdurabilir!
12.01.2024
AYDIN BOLAT