Amerikalı Papa 14. Leo ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye yaptı. Ankara, İstanbul ve İznik’te bir dizi etkinlik ve toplantılara katıldı. Kiliselerde ayinler ve sembolik seremoniler de yer aldı. Batı Katolik dünyasının ruhani lideri Papa; Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin davetiyle değil, tüm Ortodoks dünyasının temsilcisi Rum Ortodoks Kilisesi ekümenik patriği sıfatıyla Bartholomeos’un davetiyle Türkiye’ye geldi. (Patrikhanenin ekümenik otoritesi/statüsü Lozan’da tanınmıyor. Ancak Batı bunu ısrarla tanıyor!)

Ziyaret Kapsamında Öne Çıkan Semboller ve Mekanlar

Türkiye ziyareti ve İznik Ayini için tanıtım logosu: 

Yorumlar:

Doğu Roma/Bizans ve Batı Roma Hristiyanları artık barışmalı ve birleşmeli, boğaz köprüsü barış köprüsü olmalı.

Hristiyanlığın (Haç’ın) yükselişi! Köprünün bir tarafında İslam bitiyor, güneş Hristiyanlık için doğuyor. Lozan bu mu?

Haç belli, Hristiyanlığı temsil ediyor, lalenin batıda değişik sembolik anlamları var.

Lale; yüzyıllarca Kraliyet yollarını ve bahçelerini süslemiştir. Doğu ve Batıyı temsil ediyor. Sembolik anlamı yenilenme ve onarım olduğu gibi soyluluk, asalet ve romantizmi ifade ediyor. Mükemmellik, aşk, sevgi ve barış da var.

Kanal İstanbul-İstanbul Boğazı arasının “Ecumenopolis İstanbul” olarak adlandırılması

Teo politik yeniden doğuş kurgusu hezeyanını yansıtıyor.! 

Ayasofya’ya Haç tutan el! 

“Ayasofya bizimdir” provokasyonunu ve “3. bin yıl, kıyamet çağı” stratejilerinde sembolik bir kod.

Bu elin arkasındaki zihniyet “Müslüman dünya meşruiyet ve güç üretemiyor ama biz üretiyoruz.” kafasıdır. İşte Filistin/Gazze, işte Ortadoğu... (Papanın tarihi yarımadada Ayasofya’yı değil de Sultan Ahmet Camisi’ni ziyareti ilginç değil mi? Ayasofya’nın mevcut haline tepki sayılmaz mı?)

Ankara’da Anıtkabir’i ziyaret etti. Özel deftere Atatürk’ten hiç bahsetmeden şöyle yazdı:

“Türkiye’yi ziyaret edebildiğim için Tanrıya şükrediyorum, bu ülkeye ve insanlarına barış ve refah bolluğu diliyorum.”

Cumhurbaşkanlığı külliyesi Millet Kütüphanesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte sazlı, sözlü, bol kostüm ve ritüelli bir toplantıya katıldı.

İznik konsilinin 1700. Yıldönümü kutsama ve kutlama amacıyla İznik’te yoğun basın ve güvenlik ordusu ve özel ritüel ve kostümlerle bir program icra edildi.

Vatikan Papası İznik’te farklı kiliselerde ve İstanbul Volkswagen Arena’da şatafatlı ayinler düzenledi.

Bartholomeos da bu programlarda birlikte yer aldı. Haçlı seferi ve misyonerlik faaliyeti çağrışımları yapan bu toplantılara kalabalık katılımlar oldu.

Teolojik Arka Plan Nedir?

Papa’nın İznik ziyareti:

Hz. İsa’nın öğretisinin ve gerçek İncil’in rafa kaldırıldığı, yürürlükteki güncel Hristiyanlığın temelini oluşturan Pavlus’un (Saint Paul) öğretisinin temel alındığı İznik Konsili’nin (MS. 325) 1700.yıl dönümü kutsanması ve kutlanmasıdır.

MS 325 İznik Konsilinde; Hristiyanlığın Hz. İsa çizgisinden koparılarak resmen Doğu Roma İmparatoru Konstantin’in himayesine girdiği tescil edilmiştir. Papa 14. Leo bu Konsil’in 1700. Yıldönümünü kutlamak için geldi!

Pavlus’un Doktrini:

İncil’deki ilkelerin yerine ona ilave edilen “Elçilerin İşleri” denilen mektuplarla Hristiyanlığın amentüsü tamamen değiştirilmiştir. Bugünkü Hristiyanlık Pavlus’un eseri olan Muharref İncil’dir.

Hz. İsa’nın Öğretisi: (Hz. İsa’nın üvey kardeşi Yakup (James) çizgisi)

• Tevhitçi (Tevhide dayalı)
• Musevi şeriatına bağlı
• İsa’yı peygamber olarak gören “Yahudi-Hristiyan” çizgisi
• Şeriat ve sünnet zorunlu
• İman+amel bir bütündür
• İsa Tanrı değildir.

Pavlus’un Öğretisi: (Muharref İncil)

• İsa “Tanrının oğlu”, “Kurtarıcı/İlahi varlık”, “Ezeli Logos” ,Tanrısal bir doğaya sahip
• Şeriat yok
• İman tek başına yeter
• Yahudi olmayan (Gentiles) şeriata girmeden kurtulur.

Ziyaret Gündemine Dokunduran Konjonktürel İlginç Mesajlar

“hedefimiz, türkiye’de eylül 2026’da heybeliada’da ruhban okulunu yeniden açmak.” Tom Barrack/ABD Türkiye Büyükelçisi

ABD ziyaretinde Erdoğan; “Heybiliada Ruhban Okulu konusunda üzerimize düşeni yaparız.” dedi. Karşılığı “meşruiyet” ve “iktidar” mı diyenler var!

Bizans Selanik merkezinin açılışında Patrik Bartholomeos; “53 yıldır kapalı olan Heybiliada Ruhban Okulu açılacak.” (Papaz yetiştirilecek)

“Church is bigger than Turkey” (Kilise/Hristiyanlık Türkiye’den daha büyüktür.) Bu ne kadar masum bir hezeyandır!

Papa 14. Leo’nun İznik/Türkiye Ziyareti Teopolitik, Jeopolitik ve Stratejik açılardan aşağıdaki başlıklarla okunabilir mi?

• Hristiyan Birliği/Katolik ve Ortodoks alemini barıştırma operasyonu
• Barthelemeos/Fener ekümenikliği iddiaları
• Katoliklerin Ortodoks Kilisesi’ne nüfuz üzerinden Ortodoks Hristiyanlara ve devletlere etkisi
• Ukrayna Savaşı (Kiliseler Savaşı)
• Dinler arası diyalog ve medeniyetler ittifakı projeleri (FETÖ Modeli versiyonu)
• Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Etnik, dini, coğrafi parçalanma
• Suriye Ortodokslarının çoğunluğunun Antakya Kilisesi’ne bağlılığı
• İbrahimi dinler-İbrahimi anlaşmalar
• İsrail’in güvenliği
• Suud’a verilen diyalogcu misyon
• Katolik inanışındaki milenyum çağı (3 bin yıl) ve Anadolu bağlamı
• Türkiye’nin egemenliği
• Küresel ve bölgesel jeopolitik konjonktür (Ulus devletler, Türkiye’nin üniter yapısı, Terörsüz Türkiye, İsrail-Ortadoğu, Suriye-Lübnan Teo politik sahası
• 28 Kasım İznik’in kurtuluş günü ile 27 Kasım Haçlı Seferleri başlangıç tarihinin ve 1700 yıl sonra İznik Konsili hatıra ayininin bilinçli çakıştırılması
• Papa’nın mesajının “Anadolu Hristiyanlığın kök coğrafyasıdır” teması ile kurgulanması!

Sonuç:

Papa’nın ziyaretinin tanıtım, prestij, diplomatik ve ekonomik değeri yüksek, magazinsel, görsel efekti bol, ilginç ve eğlenceli olması ve hatta Papa’nın şahsı önemli değil. Ancak hepsi bu değil elbette! Papa’nın gelişinin sembolik arka planını gözden kaçırmamak gerekir.

Bu ziyaret; Türkiye’nin egemenliğine, bölgesel statüsüne, Lozan’a, İstanbul’un anlamına, Anadolu’nun Teo politik merkez oluşuna, jeopolitik konjonktür ve konuma, İslam dünyasındaki ağırlığına, Fener Rum Patriğinin hukuki konumuna dokunan çok anlamlı ve önemli bir güncel meydan okumadır.

Papa’nın İznik ziyareti; diyalog, barış, birlik laflarıyla makyajlanmış olsa da ancak arka planında; Hristiyanlığın 1700. yıllık tarihi jeopolitik hafızasıyla Batı’nın güncel stratejik aklının buluştuğu bir hamledir. Bu “ biz burada yeniden varız” mesajıdır.

Soru: Bu ziyaret, bütün bunları analiz eden, dinamik tahlil yapabilen akla düşündürüyor. O halde şimdi biz ne yapmalıyız? Karşı tezimiz ve savunma stratejimiz ne olmalıdır? Ve buna ne kadar hazırız?

( Not: Bu analizde Abdulkadir Karaman ve Abdullah Ağır’ın yazılarından yararlanılmıştır.)

02.12.2025

Aydın BOLAT