Son günlerde kamuoyunu en çok meşgul eden konuların başında henüz TBMM’ne gönderilen bir metin olmasa da düzenleneceği belirtilen yeni vergi paketi geliyor. Toplumun tüm kesimlerinde önemli sonuçlar doğuracak düzenlemelerden bahsediliyor. Aslında bu ve benzeri düzenlemelerin konunun muhatabı olan sivil toplum kuruluşlarınca meslek odalarınca ve konunun uzmanlarınca yeterince tartışılması ve yasa koyucular tarafından bu değerlendirmelerin dikkate alınması son derece önemli. Geçmişte de yeterince tartışılmadan yürürlüğe koyulan birçok yasanın uygulamadaki sıkıntılar nedeniyle daha sonra değiştirildiğini biliyoruz. O nedenle bu konuların tartışılması ve önerilerin dikkate alınması son derece önemli
Getirilmesi Düşünülen Düzenlemeler
Hayata geçirilmesi düşünülen ve henüz taslak olan vergi paketi kapsamında KDV Ve ÖTV artışı öngörülmezken Gelir Ve Kurumlar Vergisine İlişkin bazı düzenlemeler var. Engelli bireylerin otomobil alımına ilişkin olarak ÖTV ve KDV'de istisnanın kaldırılması, yurt dışı çıkış harcanın 150 TL'den, 3 bin TL'ye çıkartılması, kiracılar ve ev sahiplerine ilişkin olarak; kira gelirlerinden yüzde 20 stopaj kesilmesine ilişkin düzenleme ,Yaklaşık 700.000 basit usülde vergilendirilenlerin bu kapsamdan çıkarılması gibi düzenlemeler var. Bunların dışında Kamuoyuna yansıyan ve belki de en çok tartışılan uygulama, getirileceği ifade edilen gider bildirimi uygulaması. Vergi mevzuatımızda geçmiş dönemlerde servet beyanı, hayat standardı esası, gider bildirimi gibi uygulamalar daha önce yer almıştı.
Taslakta yer alan bu ve benzeri düzenlemelerin ne ölçüde yasalaşacağı henüz belli değil.Toplumun vereceği tepkilerde dikkate alınarak bazı düzenlemelerin taslaktan çıkarılacağı bazılarının da değişikliğe uğrayacağı kuşkusuz.
Bu yazımızda bu düzenlemlerle ilgili genel görüşlerimi beyan etmeye çalışacağım.
Vergide Tablo
Maalesef uzun yıllar vergi konusu ciddi bir şekilde ele alınamadı. Bugüne kadar yapılan düzenlemeler Ormanı gören bir anlayış yerine ağaçlarla uğraşan bir yaklaşım tarzıyla ele alındı. Oysa bu konu ülkemiz açısından son derece önemli bir sorun olarak duruyor. Bu gün hala Dolaysız Vergilerin Toplam Vergi Gelirleri içindeki payı %27 Dolaylı Vergiler ise %73. Oysa OECD üyesi ülke ortalamalarına baktığımızda bu oranlar tam tersi(Dolaysız Vergiler %65,Dolaylı Vergiler %35)Bu yapıyı değiştirmediğimiz sürece istediğimiz başarıyı elde etmemiz mümkün görünmüyor. Yine en önemli sorunlardan biri de Kayıt dışı Ekonomi: burada da tablo maalesef içler acısı. Gelişmiş AB ülke ortalamaları %10’ların altında seyrederken bu oran bizde %32’lerin üzerinde. Bu gerçekleri dikkate almadan günü kurtarmak için yapılacak düzenlemelerin önemli katkılar vereceğini düşünmek doğru değil.
Bu anlamda sorunun ciddi bir şekilde ele alınması kısa orta ve uzun vadeli bir perspektifle masaya yatırılması gerekiyor.
Gider Bildirimi Uygulaması
Yukarıda belirttiğim anlayışın hayata geçmesinin önünü açabilecek Taslakta yer alan ve en önemli gördüğüm düzenleme Vergi mevzuatımızda geçmiş dönemlerde servet beyanı, hayat standardı esası, v.b adlarla anılan gider bildirimi gider uygulaması.
Getirilmesi planlanan düzenleme ile bildirilen gelirler ile gider veya servette meydana gelen artışı izah edemeyenler için, fark tutarı üzerinden vergi tarifesine göre vergilendirme yapılacağı öngörülüyor. Bu uygulama yıllardır önlenemeyen vergi kayıp ve kaçağınının giderilmesinde teknolojinin getirdiği imkanlarda düşünülürse etkin sonuçların alınabileceği bir uygulama olabilir. Ancak bunun zamanlaması da getirilecek düzenleme kadar önemli. Ekonominin kendi içinde ciddi sorunlar yaşadığı bir dönemde bu uygulamaya geçiş ciddi sorunlarda doğurabilir. Bu uygulamanın ekonomik göstergelerin olumlu seyrettiği ,önemli yapısal reformların hayata geçirildiği bir dönemde toplum kesimlerinin de ikna edilerek yapılması başarıyı da beraberinde getirecektir. Aksi halde çok daha ciddi sorunlarla karşılaşma ihtimalimizde yüksek.
Yine böyle bir düzenleme getirilmeden önce kişilere belli bir süre verilerek kayıtdışı servet unsurlarını son kez bir defalık cüzi bir vergi ödemek veya geçmişle ilgili hiçbir mükellefiyet ve sorumluluk yüklenmeyerek bildirmelerine imkân sağlanması uygulamanın sağlıklı bir şekilde hayata geçmesine zemin hazırlayacaktır.
Kayıtdışı İle Mücadele
Daha önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi Kayıt dışı ekonomi ile mücadelede başarı büyük ölçüde gerçek ve tüzel kişilere ait servet unsurlarını kapsayan para ve mal hareketinin kontrol altına alınması ile gerçekleşecektir. Gerçek ve tüzel kişilere ait tüm malvarlığını ifade eden iktisadi kıymetlere (Bankalardaki para hareketleri, tapudaki gayrimenkul bilgileri, altın ve döviz piyasasındaki tüm işlemlerin kayıt ve belgeye dayanması, trafikteki taşıt bilgileri v.b) SGK, GİB, v.b. kuruluşların tek tuşla ulaşabileceği bir alt yapıyı hazırlamak ve bu bilgilerin gelişmiş ülkelerde olduğu gibi vatandaşlık numarası gibi tek numara ile izlenir hale gelmesini sağlamak, bu konudaki sorunu büyük ölçüde ortadan kaldıracaktır. Bu yapılırken yukarıda ifade ettiğim gibi geçiş döneminin sağlıklı olması, sermayenin ürkütülmemesi için tüm mükelleflerin yapılan çalışmalar konusunda sağlıklı bir şekilde bilgilendirilmeleri ve geçmiş dönemlerle vergisel anlamda bağ kurulmaması son derece önemlidir. Çünkü kayıt dışı sorunu bugünün sorunu değildir. Yılların birikimi olan bu sorunun çözümü yapıcı yaklaşımlarla çözülebilecektir.
Kayıtdışı sorununun çözümünde yukarıda belirtilen çözüm önerisi dışında,
-
Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK müfredat proğramları ile yeterli bilincin oluşturulması,ve toplumun bilinçlendirilmesi,
-
Kurumlararası iletişim ve işbirliği teknolojik altyapısının oluşturulması
-
Vergi ve Sosyal Güvenlik Müfettişlerinin etkin ve verimli çalıştırılması
-
3568 Sayılı yasa ile faaliyet gösteren yaklaşık 130.000 YMM,SMMM meslek mensubundan yeterince yararlanılması
-
Sayıları yaklaşık 9 milyonu bulan yeşil kartlılar sorununu çözülmesi
-
Tarım sektörü başta olmak üzere kayıt dışılığın yoğun olduğu sektörlerle ilgili özel eylem planlarının hazırlanması
-
Kayıtdışıyla mücadelede önemli kurumlar GİB ve SGK kurum personelinin özlük hakları ile ilgili düzenlemeler yapılması,
v.b önlemlerin alınması kaçınılmazdır.