Bozkurt, tarihimizin ilk dönemlerinden itibaren, 2 bin 200 yıldan beri tarih kayıtlarında vardır. Türk tarihinin ve kültürünün sembollerinden olan “Bozkurt” ilk defa MÖ 170’lerde Türk boylarından Wu-sun’lardan bahseden bir kayıtta geçer. Göktürkler döneminde kullanılan altından “kurt başlı tuğlar” ise hükümdarlık, yani hâkimiyet alametiydi
Türk tarihiyle ilgili önemli araştırmaları ve "Bozkurt" hakkında da bir kitabı olan rahmetli Tahsin Ünal, "Türk tarihinde vatan, millet, egemenlik, hâkimiyet, şan, şeref, kendine güvenme ve güçlü olma ne ise bozkurt da odur. Bunları sembolize eden bir mefhumdur. Türk milletini kurtuluşa çıkaran, karanlıktan aydınlığa çıkaran hakanın, komutanın adı, Türk tarihinde bozkurtları, bozkurdu, Türk kültüründen, felsefesinden ve tarihinden ayırmak ve ayrı mütalaa etmek mümkün değildir... İngilizler için aslan, Ruslar için ayı, İranlılar için pars yahut kaplan, Japonlar için ejder, İtalyanlar için kurt ne ise Türkler için de bozkurt odur. Bir aydın kişinin bozkurdu kabul etmemesi, aydın geçinen bu insanın kendi milli tarihini bilmemesi, milli tarihi ret ve inkâr etmesi demektir. Kendi milletini ve onun bayrağını kabul etmemesi demektir. Kurdu kabul etmemek, en azından büyük ecdadı inkâr etmek, tanımamaktır" der.
Bozkurdun Türk tarih ve kültüründeki yerine dair Ahmet Taşağıl, Tahsin Ünal, Doğu Perinçek, Aslı Kahraman Çınar, Volkan Özkan, Mehmet Tütüncü'nün araştırmaları vardır.