1960'ların başında oluşamaya başlayan bir yapının kült lideri toprağa gitti. Bir yaşla başlayıp, bir yaşın sona ermesiyle de vaktini tamamladı. Çünkü paralel yapı, kişi kültü ile doğdu. Bu kült etrafında ütopyaya ve teşkilata dönüştü.
Gülen'in en büyük özelliği ona yükselen masumiyet ve olağanüstü anlamdı. Onun peşinde gidenler için "kainat imamı"ydı. Tasavvufun batıni yaklaşımından esinlenmişti. "Kutb'ul Aktab" olarak algılandı: Her şeye tasarruf edecek doğaüstü varlık. Bu nedenle kimse hatalarını görmedi ve sorgulamadı. Bilinçlerini ve şahsiyetlerini ona feda ettiler. Şimdi ölünce, ona doğaüstü anlam yükleyen kolektif bilinç de ölecektir. Her şeye tasarruf edemediği ve kâinat imamı olmadığı gerçeğiyle karşılaşacaklar. Müntesiplerinin ruhunda mutlak kudret haline gelen bu kültü ve peşinde gidenler nasıl ortaya çıkmıştı? Üzerinde durmamız gereken soru budur.
Gülen kültünü ve yapısını ortaya çıkaran olgu, Türkiye'nin modernleşme siyasetiyle yakından ilgili. Din ve siyaset kültürümüzün batınilik, mehdiyet ve isyan bilinçaltı tarafından da besleniyor. Ancak çoğunlukla Türk modernleşmesinin pratikleri etkili. Bu modernleşmenin uyguladığı sekülerleşme, ürettiği din devlet ilişkileri ve soğuk savaş döneminin şartlarında ortaya çıkıyor. Bu şartların ortaya çıkardığı çarpık din anlayışıdır, figürdür, teşkilattır.
Türk modernleşmesinde sert sekülerleşme uygulandı. Baskıcı sekülerleşme projesinde hem devlet hem de toplum dinden arındırılmaya çalışıldı. Çeşitli kadrolar, partiler ve aydınlar eşliğinde adeta dinsiz bir toplum icat edilmek istendi. Halk da buna karşı kızgın ve öfkeyle doldu. Çeşitli din figürleri, bu dini sosyolojiyi etrafında topladı. Gülen de bunu yaptı. Vaiz ve örgütçüydü. İnsanlara sürekli sahabeleri ve Osmanlı dönemindeki dinin ihtişamını anlattı. Buradan kitlelere bir ütopya sundu. Yaşanılan şartlara karşı bir alternatifti bu. Dinden anlam bekleyen ve dine susayan insanlar da ona kulak verdi. Gözyaşlarıyla, insanların laiklikle yaşadıkları travmatik duygularına dokundu. Dinin yeniden yükselişine karşılık gelecek duygular ve tutumlar icat etti.