‘’Fruktoz Avrupa’da sıfır
Amerika’da yüzde iki buçuk,
Türkiye’de yüzde on beş.’’
Türkiye bir deprem yaşadı. O, bir fiziksel olaydı fark ettik. Fark edemediğimiz sağlık, gıda, ahlâk, dürüstlük, eminlik… depremleri devam ediyor.
Devletimin meselelerin önünden gitmesi; yani meselelerin yol haritasını çıkarıp aksiyoner tavır sergilemesi gerekirken; devletim, olaylar meydana geldikten sonra, işe yaramayan reaksiyoner tavırlar sergiliyor.
Ülkemin erken uyarı sosyal mühendislik radarları olmalı. Radarlardan gelen uyarılara da devletim kulak tıkamamalı.
Ülkemde sağlıksız gıda operasyonları yapıldı, yapılıyor. Binlerce üründe hile görüldü. ‘’Kendi’’ olmayan ürünler tespit edildi. Firmalar kamuoyuna duyuruldu; ama cezalar caydırıcı olmadı.
İNSANLAR NEDEN EĞİTİLİR?
Demek ki bu ülkenin eğitim kurumları yeterince, namuslu, dürüst bürokrat; teknokrat, girişimci, iş adamı… yetiştirememiş. Hatta eğitimliler sahtekârlıkta, hırsızlıkta, vicdansızlıkta daha becerikli.
Sözgelimi bugün, gazlı içecekler ne durumda? Zararlı içeceklerin ülkede üretimini yasaklamıyorsan, alternatif içeceğin yoksa’’ boykot, yasak..’’ kavramları bir anlam ifade etmez. Öğrenci okulda içmez, dışarda içer.
Vatandaşın neslini ve sağlığını korumak devletin birinci görevi.
Onlarca yıldır zehirlendiğimizin farkına sanki yeni vardık?
SAVAŞIN ŞEKLİ DEĞİŞTİ
Siz savaşların sadece cephede silahla mı yapıldığını sanıyorsunuz?
Küresel Gıda ve İlaç Çetesi, bugün daha kolay, daha ucuz olan biyolojik, kimyasal harbi tercih ediyor.
Gıda terörü, uyuşturucudan, silahlı terörden daha eşettir.
Ülkemde helâl harama karışacak, zehirleneceğim; ama diyanet uyuyacak, devlet uyuyacak…
Bir sosyolog çıkıp da bu ülkede artan, büyüyen hastane, hapishane, adliye sayısını neden konuşmuyor?
Bu kurumların çoğalması hayra alâmet değil. Bu hal toplumsal krizin, depremin, çürümüşlüğün bir göstergesidir. Bunun alt yapısının yıllardır gıda ile sağlanmadığı ne mâlum ?
‘’Deniz yanar mı yanar.’’ derler. Deniz yanıyor gözümüzü açalım.
Ülkemde hasta sayısına, ilaca odaklı bir sağlık politikası var. Hastalar ömür boyu ilaç bağımlısı olurken ülkenin milli serveti sağlıkta, ilaçta tüketiliyor. Sağlık hizmetleri konuşulurken, neden hastalandığımızın da konuşulması gerekir.
‘’Gıda Emperyalizmi’’ ni 1950’lilerde yazan bir gıda mühendisi, o yıllarda şehirlerin su şebekelerine kısırlık ve hastalık yapan klor karıştırıldığını iddia etmişti. Olur mu olur. Zeytinyağının yasaklandığını düşünürsek…
Bugün kısırlık oranı %25 i geçti. Çocuksuz aileler hızla çoğalıyor. Birileri ülkemde nüfus artışını engelliyor.
Unutmayın gıda savaşı füze savaşından daha tehlikeli. Vicdanı, ahlâkı olmayan kapitalizmden her şey beklenir.
‘’HARP HİLEDİR.’’
‘’ Avrupa aşıda bize yetişemedi.’’ diyen sağlık bakanları, bugün aşıdan dolayı ölenleri neden söylemiyor?
Salgında, bir terör örgütü olan Dünya Sağlık Örgütü’ nün emir eri gibiydik. Halâ da öyleyiz. Şu an da iklim yasasını kim dayatıyor?
Çin’de üretilen virüs ses hızıyla dünyanın her tarafına nasıl yayıldı? 2013 yılından beri Dünya Sağlık Örgütü’nün gündeminde olan bu proje, ürettiği virüsün aşısını da önceden hazırlamıştı. Pandemi dünyaya yutturuldu. Hastaları virüs değil, tedavi süreci ve verilen ilaçlar öldürdü. Ayrıca tembihli ekran keklikleri ‘’ uzman’’ lar ne de profesyonel rol yaptı.
Yeni virüslere de hazırlıklı olalım. Küresel Çete, silaha dönüşen bu virüslerden vazgeçmeyecek.
Gıda, ilaç, gübre, aşı emperyalizmin, Küresel Çete ’nin ‘’masum’’ alanları. Bu masum silahlarla dünya kontrol ediliyor.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Öyle ki bazen siyasetle ve hitabetle; bazen dinle, tarihle; bazen de gıdayla, hipnozlanıyoruz, uysallaştırılıyoruz.
Uyanık olma cehdimiz, coşkumuz, basiretimiz, ferasetimiz nerede?
‘’Harp hiledir.’’ Hileyi sezmek de basiret, feraset işi. Onu da özellikle helâl-haram çizgisi belirler.
Gıda , ilaç, gübre bu devletin KOZMİK ODASIDIR.
Şimdi kozmik oda kimin elinde? Maalesef yabancı firmalar bu alanda cirit atıyor.
‘’Gıda terörü kırmızı çizgimiz, varlık beka meselemiz’’ diyoruz, devlet konuşuyor; ama sonuç…
Ambalajlanmış zehiri, vatandaş değil, devlet görecek ve gücünü gösterecek.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . .
KISACASI EYLEMİNİZ YOKSA, SÖYLEMİNİZ FASO FİSO OLUR.