İNGİLİZDEN FAZLA İNGİLİZ
İngiltere, pardon Birleşik Krallık Başbakanı Türkiye’ye sattıkları 20 Eurofigter için “devasa anlaşma, büyük bir adım” diyor. Memleketine dönünce doğrudan Eurofigter fabrikasına gidip onlara adeta müjde verip “çok iyi olacak, en az 20 bin kişi işe kavuşacak” diyor.
Adamın bir zil takıp oynamadığı kalmış.
İçimizdeki aciz eziklerden birisi ise, vaktinde kocaman elçilik yapmış, çok okumuş çok bilen bir muhterem, satışı beğenmemiş. Miktarı az bulmuş. “Yok ya” diyor, “ne var ki bunda minnacık bir satış bu.”
İngiliz’den fazla İngiliz olmak diye buna denmez de neye denir?
Z KUŞAĞINI BIRAK DELİKANLIYA GEL
Dünya tarihini kendi çıkarlarına göre düzenleyen Avrupa kökenli vatandaşlar son yıllarda bir de Z Kuşağı çıkarttılar. Efendim beyler oturmuş 20. Yüzyılda doğan insanları kendi çıkar ve anlayışlarına göre tasnif edip isimlendirmişler.
Onlara göre 1925-1945 arası doğanlar Sessiz Kuşak,1946-1964 bebek Patlaması,1965-1980 X Kuşağı,1981-1996 Milenyum Kuşağı,1997-2010 Z Kuşağı, 2010-2025 Alfa Kuşağı gibi devam edip gidiyor.
Gördüğünüz gibi bazı kuşaklar 20 yıl, bazıları 15 veya daha az. Yani belirli bir ölçü, kriter ararsanız bulamazsınız.
Ama geniş ve etkili bir propaganda ile oluşturulan algı ile bir ara Z kuşağı ile yatıp kalkıyorduk. Bu propaganda algılama yöntemi ile belirli bir yaş grubunu diledikleri gibi yönlendirdiler. Sokağa çıkan bazı gençler farklı bir şekilde yürüyor, konuşuyordu. Bazı aciz ezikler de Z Kuşağı üzerine yazıp çizdiler.
Gezi olaylarında çocukları Z Kuşağı gazı ile sokağa sürüp ortalığı ateşe verdiler. Çocuk vitrin camını indirip sonra da “Z Kuşağıyım” ben diye höykürüyordu. Otobüsler yakılıyor, dükkânlar yağmalanıyor, arabalar pert edilirken aciz ezikler Z Kuşağını “aman ne kadar da komikler. Mizah duyguları çok gelişmiş, çok yaratıcılar” diyordu.
Z Kuşağı tıpkı Batman filmindeki Joker gibiydi. Yüzünde bir palyaço maskesi veya makyajı olan Joker adlı katil gülerek öldürüyor, gülerek yakıp yıkıyordu.
Palyaço kılıklı Joker acımasız bir katildi.
Böl parçala yutun bir başka şeklidir bu. Farklı kuşakları kaynaştırmak yerine birbirine düşürerek değerleri değersizleştirmektir. Oysa aynı zaman diliminde farklı kuşaklar iç içe yaşar. Çocukluk, gençlik, olgunluk ve ihtiyarlık aynı çatı altında kuşakların birbiri ile iletişimi ve bilgi aktarımı ile geçer.
Özellikle gençlik, yani delikanlılık her zaman kendine özgü nitelikler taşır.
Bırakın Z kuşağını da delikanlılara bakın siz. Hele hele Dedem Korkut’un dilinden iyice tanıyın.
KÜTÜPHANEMDEN
DEDE KORKUT KİTABI / HAN’IM HEY
TOBB tarafından 2016 yılında yayımlanan Dede Korkut kitabı minyatürlerle desteklenmiş.
Hasan Erbay’ın editörlüğünde hazırlanan esere geniş bir uzman kadro destek olmuş, Çok sayıda minyatür sanatçısı minyatürleri ile esere renk katmış.
TOBB tarafından yayımlanan Dede Korkut kitabında kuşaklararası ilişkinin yüzlerce yıldır değişmediği görülüyor
Dede Korkut’un hikayelerini okumanızı, özellikle kuşaklararası ilişkilerin yüzlerce yıl önceki haline göz atmanızı öneriyoruz.
DİZİLERDEKİ SUÇ ÖRGÜTLERİNİ KİM YÖNETİYOR?
Özellikle Avrupa ülkelerince hazırlanan dizi ve sinema filmlerinde son yıllarda göze çarpan bazı önemli değişiklikler var. Hayır hayır tahmin ettikleriniz değil. Yani çarpık ilişkiler vb. den söz ediyoruz. Onlar zaten dizi ve sinema filmlerinin adeta omurgası oldu.
Köken olarak Afrikalı, Arap Pakistan, Hint Müslümanı veya Kürt olup, inanç olarak da Müslüman olanlar artık başta uyuşturucu olmak üzere her türlü suç örgütünü kuruyor, idare ediyorlar. Yaşam tarzları ile bulundukları ülkenin diğer insanlarından ayrılmayan, mesela bir Fransız, İspanyol, İngiliz veya bir Danimarkalı gibi görünen bu insanları esmer tenlerinden ve isimlerinden ayırt edebiliyoruz. Özellikle dinlerine ilişkin değinmeler çok ustaca yapılıyor. Bu tür insanları çok ender başka bir rolde görüyoruz.
Sinemacıların son yıllarda toplumu oluşturan bütün etnik kökenleri kullanmaları güzel ve doğru bir hareket. Ancak gerekçe ne olursa olsun belirli bazı etnik grupları ve bu grupların inandığı bir inanç sistemini bilinç altı malzemesi yapmak ta düşündürücü.
Düşünsenize Avrupa’nın hemen bütün ülkelerinde yapılan dizi ve sinema filmlerinde bütün suç örgütlerini idare edenlerin dinleri İslam.
Ondan sonra, Müslümanlara terörist demek ne kadar kolay değil mi?
