1974 Kıbrıs Barış harekatı olmasaydı belki de bir parya olmaya mahkûm Mustafa Akıncı şimdi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’dır. Cumhurbaşkanı sıfatıyla elbette istediği yerde konuşma ve istediği medya organına beyanat verme hakkına sahiptir.
Ama bu hürriyetini kullanırken, kendi adına mı yoksa temsil ettiği millet ve o milletin tarihi adına mı konuştuğunu bilmek zorundadır.
Kıbrıs’ın kaderi 1571’den itibaren Anadolu ile birlikte yazılmıştır. Kıbrıs’ta meydana gelen her değişim, Anadolu’ya; Anadolu’da yaşanan her şey de Kıbrıs’a etki etmiştir. İki coğrafyayı ayrı düşünmek, birbirinden bağımsız yaşayabileceğini, -daha doğrusu yaşatılacağını- düşünmek cahillik değil, hamakattır. Cahilin hatası kabul edilebilir, ama, hamakattan doğan hatanın affı yoktur.
Kıbrıs’ta doğan pek çok çocuğun göbek adı olan Lala Mustafa Paşa’yı, Kuzey ve Güneydeki bütün Kıbrıslılar; ama Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı çok iyi bilir. 1571 yılında Kıbrıs’ı fethetmesi bir yana; Kıbrıs Türklerinin din ve kültürlerini, kimliklerini ve isimlerini nesilden nesile intikal ettirmek için kurduğu vakıfları hâlâ ayaktadır. Onun ismini taşıyan Mustafa Akıncı da onlardan istifade etmiş ve etmektedir.