Son otuz yılın en önemli problemlerinden biri olmakla birlikte bir zamandan beri dondurulmuş olan Karabağ sorunu, Temmuz ayından itibaren yeniden ısıtılmaya başlandı. Ve nihayet sıcak çatışmaya taşındı. Birkaç gün önce Kuzey Irak- Ermenistan arasında yaşanan hareketlilik ve bir kısım PKK/PYD ve daha bilmediğimiz unsurların Ermenistan’a taşınması aslında sıcak çatışmaya giden yolun işaretiydi.
Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi sakinleştirme (!) sevdasına düşen güçler, en önemlisi de BM nerededir? 1988 yılından itibaren BM, Karabağ sorununda nerede durmaktadır? Ermenistan tıpkı Filistin’de İsrail’in yaptığı ve yapmaya devam ettiği gibi Azerbaycan topraklarını işgal etmiş binlerce insanı öldürmüş; bir milyon insanı kaçgın duruma düşürmüş ve 20. asrın en büyük felaketlerinden birini yaşatmıştır.
Hadisenin başladığı ilk yıllarda egemen dünya ve barışı tesis etmek için var olan BM, meseleye hep katarakt gözlerle bakmıştır. Tabii olarak her şey puslu görülmüş, hatta mağdurlar suçlu ilan edilmişlerdir.
İlginç bir şekilde, Ermenistan’ın son iki aydır tırmandırdığı tansiyon ve 27 Eylül Pazar günü sabah erkenden Ermenistan’ın Azeri topraklarına saldırıları egemenlerin sözcülüğünü yapan medya tarafından -eskiden olduğu gibi- ya görülmemiş veya Azerbaycan’ın saldırısına karşılık Ermenistan’ın meşru (!) cevabı olarak verilmiştir. Daha doğrusu mesele, otuz yıllık bir zulüm değil, bir gerilim olarak görülmüştür.