Napolyon, Suriye yenilgisinden sonra Rusya ile anlaşma yolları aramaktadır. Esasen siyasî durum da buna elverişlidir.
“Çar Pol I., Akdeniz’de muvazenin bozulması üzerine, Osmanlılar ve İngilizlerle Fransızlara karşı anlaşmıştı. Neticede Ege (İyonien) adaları Fransızların işgalinden kurtarılmış ve dolayısıyla, Doğu Akdeniz’de Rus çıkarlarını tehlikeye koyan vaziyet ortadan kalkmıştı. Malta da bu sıralar İngiltere’nin eline geçmişti. İlk anlarda Çar Pol I., Malta’nın Fransızlardan İngilizlere geçmesini sempati ile karşılamıştı. Fakat bu sempati, adanın eski sahiplerine, yani Malta şövalyelerine teslim edileceği düşüncesinden ileri gelmişti. Hâlbuki İngilizler, Malta’dan çıkmak veya onu şövalyelere iade etmek niyetinde olmadıklarını hissettiriyorlardı. Çar Pol’a göre, Akdeniz muvazenesi, bu sefer de İngiltere’nin lehine bozulmuş oluyordu. Ayrıca Çar, ikinci müttefiki Avusturya’dan da memnun değildi. İtalya üzerinde Rusya ve Avusturya’nın tezleri çarpışıyordu. Avusturya, İtalya’yı tamamen hâkimiyetine geçirmek istiyor, Rusya ise buna razı olmuyordu." (Karal, a.g.e. Cilt V, Sayfa 44)
Napolyon Bonapart, Rusya’nın bu durumunu biliyor ve onu kendisine çekmek için zamanın gelmesini bekliyordu.
RUS ÇARINI CEZBEDEN AVANSLAR
Rusya’ya karşı Bonapart’ın ilk avansları Çar’ı cezbedecek mahiyettedir. Elindeki birkaç Rus esirini giydirip kuşattıktan sonra fidyesiz olarak memleketlerine gönderir. Çar Pol da bu jestten memnun olur. Bonapart, Malta şövalyelerinin mukaddes kılıcını bir özel memur ile Çar’a takdim eder ve onu şövalyeler reisi olarak tanıdığını bildirir.
Bonapart’ın avansları gerçekten cezbedicidir. Çar bu defa memnun olmakla kalmaz, Kolitcheff’i Paris’e göndererek Fransızlarla barış şartlarını tesbit eder. Fakat Napolyon Bonapart için bu kadarı da kâfi değildir. Rusya ile bir ittifak yapmak ve beraberinde onu da İngiltere’ye karşı harbe sürüklemek istemektedir. İngiltere ancak bu şekilde yenilebilir. Bonapart, Rusya’nın Osmanlı İmparatorluğu hakkındaki ihtiraslarını bildiğinden, bu ihtirasları okşamakla maksadında muvaffak olabileceğini tahmin ediyordu. Mayıs 1800 tarihli, Talleyran’a yazılan özel bir mektup, bu hususu belirten açık bir vesikadır. Bu mektubunda Bonapart şöyle demektedir:
“Rusya’da bir adamımız olması çok lüzumludur. Osmanlı İmparatorluğu uzun müddet devam edemiyecektir. Eğer Pol I. nazarlarını bu cihete çevirirse menfaatimiz müşterek olacaktır”. (Karal, a.g.e. Cilt V, Sayfa 45)
NAPOLYON BİR TAŞLA İKİ KUŞ VURMANIN PEŞİNDE
Napolyon Bonapart’ın Avusturyalılara karşı kazandığı Marengo zaferinden sonra (1801) Çar Pol, Fransa ile birlikte İngiltere’ye karşı harbe girmeyi kabul ediyor ve Prusya ile Danimarka’yı da harbe sürüklüyor.
Bonapart, bir taşla iki kuş vurmak istiyor: Rus ittifakına dayanarak hem İngiltere’yi yenmek hem de Doğu hülyalarını gerçekleştirmek emelindedir. Çar ile bu hususta çok işlek bir yazışmaya girişiyor. Tabiî Çar da, birçok Rus hükümdarı gibi hayalcidir. Onun da bir Doğu hülyası vardır. İki hükümdar arasında Doğuya ait birçok projeler gidip geldikten sonra şöyle bir proje üzerinde söz kesiliyor:
“General Massena komutasında bir Fransız ordusu Ruslara katıldıktan sonra, Orenburg’tan Buhara’ya kadar olan bölgeyi işgal edecek, sonra Afganistan ile İran’ı alarak Hind’e kadar uzanacak ve oradan da İngilizleri koğarak Çar’a büyük bir Doğu İmparatorluğu kazandıracak. Buna karşılık Çar, Fransızların Akdenizle Mısır’da kesin olarak yerleşmelerine ses çıkarmayacak”.(Karal, a.g.e. Cilt V, Sayfa 45)
Görülüyor ki, dünyanın nüfuz bölgelerine taksimi demek olan bu projenin bir ucu Osmanlı İmparatorluğu’na dokunuyordu. Fakat gerek Rusya, gerekse Fransa bu projenin gerçekleştirilmesi için Avusturya’nın onayını lüzumlu görüyorlardı. Bu onay, ancak ona da hatırı sayılır bir menfaat sağlamakla elde edilebilirdi.
Bu ciheti anlamış olan Napolyon Bonapart, Viyana’dan, Osmanlı topraklarından almak istediği yerleri bildirmesini ister. Avusturya imparatoru da, pay olarak Sırbistan, Bosna, Bulgaristan ve Eflâk-Buğdan’ı gösterir. Yıl 1801. (Karal, a.g.e. Cilt V Sayfa: 45)
Oh ne âlâ memleketler! Ne de güzel paylaşıyorlar! Acaba evdeki hesap çarşıya uyacak mı? (Gelecek hafta, Evdeki Hesap Çarşıya Uyacak mı?)