NAPOLYON’UN DOYMAK BİLMİYEN HIRSI
MAKALE
Paylaş
04.03.2020 16:55
5.690 okunma
İsmail Aydın

Napolyon, Suriye yenilgisinden sonra Rusya ile anlaşma yolları aramaktadır. Esasen siyasî durum da buna elverişlidir.

“Çar Pol I., Akdeniz’de muvazenin bozulması üzerine, Osmanlılar ve İngilizlerle Fransızlara karşı anlaşmıştı. Neticede Ege (İyonien) adaları Fransızların işgalinden kurtarılmış ve dolayısıyla, Doğu Akdeniz’de Rus çıkarlarını tehlikeye koyan vaziyet ortadan kalkmıştı. Malta da bu sıralar İngiltere’nin eline geçmişti. İlk anlarda Çar Pol I., Malta’nın Fransızlardan İngilizlere geçmesini sempati ile karşılamıştı. Fakat bu sempati, adanın eski sahiplerine, yani Malta şövalyelerine teslim edileceği düşüncesinden ileri gelmişti. Hâlbuki İngilizler, Malta’dan çıkmak veya onu şövalyelere iade etmek niyetinde olmadıklarını hissettiriyorlardı. Çar Pol’a göre, Akdeniz muvazenesi, bu sefer de İngiltere’nin lehine bozulmuş oluyordu. Ayrıca Çar, ikinci müttefiki Avusturya’dan da memnun değildi. İtalya üzerinde Rusya ve Avusturya’nın tezleri çarpışıyordu. Avusturya, İtalya’yı tamamen hâkimiyetine geçirmek istiyor, Rusya ise buna razı olmuyordu." (Karal, a.g.e. Cilt V, Sayfa 44)

Napolyon Bonapart, Rusya’nın bu durumunu biliyor ve onu kendisine çekmek için zamanın gelmesini bekliyordu.

RUS ÇARINI CEZBEDEN AVANSLAR

Rusya’ya karşı Bonapart’ın ilk avansları Çar’ı cezbedecek mahiyettedir. Elindeki birkaç Rus esirini giydirip kuşattıktan sonra fidyesiz olarak memleketlerine gönderir. Çar Pol da bu jestten memnun olur. Bonapart, Malta şövalyelerinin mukaddes kılıcını bir özel memur ile Çar’a takdim eder ve onu şövalyeler reisi olarak tanıdığını bildirir.

Bonapart’ın avansları gerçekten cezbedicidir. Çar bu defa memnun olmakla kalmaz, Kolitcheff’i Paris’e göndererek Fransızlarla barış şartlarını tesbit eder. Fakat Napolyon Bonapart için bu kadarı da kâfi değildir. Rusya ile bir ittifak yapmak ve beraberinde onu da İngiltere’ye karşı harbe sürüklemek istemektedir. İngiltere ancak bu şekilde yenilebilir. Bonapart, Rusya’nın Osmanlı İmparatorluğu hakkındaki ihtiraslarını bildiğinden, bu ihtirasları okşamakla maksadında muvaffak olabileceğini tahmin ediyordu. Mayıs 1800 tarihli, Talleyran’a yazılan özel bir mektup, bu hususu belirten açık bir vesikadır. Bu mektubunda Bonapart şöyle demektedir:

“Rusya’da bir adamımız olması çok lüzumludur. Osmanlı İmparatorluğu uzun müddet devam edemiyecektir. Eğer Pol I. nazarlarını bu cihete çevirirse menfaatimiz müşterek olacaktır”. (Karal, a.g.e. Cilt V, Sayfa 45)

NAPOLYON BİR TAŞLA İKİ KUŞ VURMANIN PEŞİNDE

Napolyon Bonapart’ın Avusturyalılara karşı kazandığı Marengo zaferinden sonra (1801) Çar Pol, Fransa ile birlikte İngiltere’ye karşı harbe girmeyi kabul ediyor ve Prusya ile Danimarka’yı da harbe sürüklüyor.

Bonapart, bir taşla iki kuş vurmak istiyor: Rus ittifakına dayanarak hem İngiltere’yi yenmek hem de Doğu hülyalarını gerçekleştirmek emelindedir. Çar ile bu hususta çok işlek bir yazışmaya girişiyor. Tabiî Çar da, birçok Rus hükümdarı gibi hayalcidir. Onun da bir Doğu hülyası vardır. İki hükümdar arasında Doğuya ait birçok projeler gidip geldikten sonra şöyle bir proje üzerinde söz kesiliyor:

“General Massena komutasında bir Fransız ordusu Ruslara katıldıktan sonra, Orenburg’tan Buhara’ya kadar olan bölgeyi işgal edecek, sonra Afganistan ile İran’ı alarak Hind’e kadar uzanacak ve oradan da İngilizleri koğarak Çar’a büyük bir Doğu İmparatorluğu kazandıracak. Buna karşılık Çar, Fransızların Akdenizle Mısır’da kesin olarak yerleşmelerine ses çıkarmayacak”.(Karal, a.g.e. Cilt V, Sayfa 45)

Görülüyor ki, dünyanın nüfuz bölgelerine taksimi demek olan bu projenin bir ucu Osmanlı İmparatorluğu’na dokunuyordu. Fakat gerek Rusya, gerekse Fransa bu projenin gerçekleştirilmesi için Avusturya’nın onayını lüzumlu görüyorlardı. Bu onay, ancak ona da hatırı sayılır bir menfaat sağlamakla elde edilebilirdi.

Bu ciheti anlamış olan Napolyon Bonapart, Viyana’dan, Osmanlı topraklarından almak istediği yerleri bildirmesini ister. Avusturya imparatoru da, pay olarak Sırbistan, Bosna, Bulgaristan ve Eflâk-Buğdan’ı gösterir. Yıl 1801. (Karal, a.g.e. Cilt V Sayfa: 45)

Oh ne âlâ memleketler! Ne de güzel paylaşıyorlar! Acaba evdeki hesap çarşıya uyacak mı? (Gelecek hafta, Evdeki Hesap Çarşıya Uyacak mı?)

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
İsmail Aydın
YAZARIN ÖZGEÇMİŞİ

İSMAİL AYDIN KİMDİR?

İsmail Aydın, Hukukçu yazar. Anacığının anlatımına göre koç katımında doğmuş. Koç katımı, Yozgat’ta ekim ayının sonu ile kasım ayının başında olur. Dolayısıyla doğum günü belli değil ama Aydın, doğum günü olarak 29 Ekimi benimsiyor. Koç katımı, döl almak üzere erkek koyunun (Koç) dişi koyunlar arasına bırakılmasına denir.

Peki, hangi yılın koç katımı? O da belli değil. 1950 olabileceği gibi 1949’a da ihtimali var. Her nasılsa nüfusa 08.02.1953 D.lu olarak tescil edilmiş. Yaşı küçük diye ortaokula kabul edilmemiş, bu defa da mahkeme kararıyla, ay ve gün sabit kalmak üzere 1950 olarak tescil edilmiş. İsmail Aydın, doğum gününün bile doğru dürüst kayıt altına alınamayışını, okur-yazar olmayan tolumun  “hal-i pürmelâli” olarak niteliyor.

İsmail Aydın İlkokulu Sorgun’a bağlı Temrezli köyünde, ortaokul ve liseyi Yozgat’ta okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1977 yılında mezun oldu. Yedek subay olarak yaptığı askerlik görevinden sonra Sorgun’da altı yıl avukatlık yaptı. Ekim 1986’da Diyarbakır / Bismil’de Noter oldu. Kastamonu/Tosya, Bolu ve Ankara’da çalıştı, 2015 Şubatında emekliye ayrıldı.

İsmail Aydın çilekeş Anadolu’nun yanık sesi olarak çıkıyor karşımıza. Türkiye’mizin karşı karşıya bulunduğu sorunlara ilişkin çözüm önerileri sunuyor. Üzerine titrediği kesim Gençlik. Ağırlıklı olarak üzerinde durduğu sorun Eğitim.

İsmail Aydın, fakülte yıllarından itibaren yazı hayatının içinde oldu. İlk gençlik yıllarıyla beraber memleket meseleleriyle ilgilendi. Tartışmalı radyo ve televizyon programlarına katıldı. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları yayımlandı. Şubat 2013’ten beridir, internet ortamında yayın yapan Ana Haber Gazete’de yazmaya devam ediyor.

Meteorolojinin Sesi Radyosu’nda 2013-2016 yılları arasında yayınlanan Kıssadan Hisseler Programı’nın yapım ve sunuculuğunu üstlendi. Türkiye Noterler Birliği’nin Meslekî Forum Sitesi’nde anılarını yazdı.

Ağustos / 2016’da “Batı’nın Gücü Nereden İleri Geliyor?”, Kasım 2016’da “Yeniden Yükselişe Doğru”, Şubat 2017’de “Umut Ülke Türkiye”, Mayıs 2017’de “Bir Noterin Anıları”, Ağustos 2017’de “Kaybettiklerimiz”, Ocak 2018’de “Kıssadan Hisseler”, Mart 2018’de “Niçin Akif? Niçin Safahat?” isimli kitapları yayımlandı.

Yazı hayatını ve kitap çalışmalarını sürdüren İsmail Aydın evli ve dört çocuk babasıdır.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya