İngiliz devlet adamları, kanalın önemini kavradıktan sonra sahiplenmeyi, hiç olmazsa ortak olmayı gözeterek fırsat kolluyorlardı. Onlara bu fırsatı Hıdiv İsmail Paşa verecekti. Bu noktaya nasıl gelindi, sorusunun cevabını bulmak üzere Hıdiv’in icraatlarına ve borçlarına bakmamız gerekiyor.
Hıdiv İsmail Paşa, verdiği rüşvetler dâhil, Mısır’da giriştiği icraatları Avrupalılardan aldığı borç paralarla yapıyordu. Gerçi kendisi bin bir gece masallarında geçen hayatı sürüyordu ama her borçlanma, Avrupa sermayesinin yanı sıra yabancı siyasî nüfuzu da Mısır’a getiriyordu. Hıdivden başka, Avrupalıların da Mısır’ı sömürmeye başlamaları, tabii olarak bütün halk tabakalarında memnuniyetsizliğe yol açmıştı.
Hıdiv, borçları ödeyemez hale gelince, kanal hisselerini Fransa’ya satmayı teklif eder. Ancak Fransa, bu sıralar kendi iç işleriyle meşguldü, yeni bir anayasa hazırlanıyordu. Hıdiv, Fransa’dan ilgi göremeyince İngiltere’ye başvurur. İşte bu, tam da İngiltere’nin beklediği fırsat idi.
YAHUDİ PARASI SAHNEDE
“İngiliz başvekili Disraeli, parlâmento toplantı halinde olmadığı için bu teklif karşısında müşkil durumda kaldı. Fakat işin önemini takdir ettiğinden, bütün mesuliyeti üstüne alarak dostu olan Roçilt’e başvurarak onun vasıtasıyla Hıdiv’in hisse senetlerini satın aldı. İngiliz parlâmentosu toplanınca başvekilin yaptığı işi hararet ve minnettarlıkla tasdik etti.” (Karal, a.g.e. Cilt VII, Sayfa 50)
Bu suretle İngiltere, birden bire Süveyş Kanalı idaresinde Fransa’dan sonra gelen bir devlet durumuna geçti.
BORÇ ALAN BUYRUK DA ALIR
Borçlu Hıdiv, 1875 yılı sonunda, Mısır hazinesinin durumunu incelemek ve alacaklılara Mısır hükümetinin göstereceği teminatı araştırmak üzere, İngiltere hükümetinden bir malî müşavir ister. İngiltere bu iş için hukuk müşaviri avukat M. Cava’yı gönderir. Cava, Hıdiv’e, borçların yarısının ödenmesine tahsis edilmek üzere bir bütçe tanzim etmesini ve borç ödeme işinin murakabesi için bir de kontrol vazifesi yapacak “Düyunu Umumiye Sandığı” kurulmasını tavsiye eder. Hıdiv, istenilen sandığı kurar ve yönetimini, alacaklı devletler tarafından gösterilecek komiserler heyetine bırakır.
Başta İngiltere olmak üzere, Fransa, Avusturya ve İtalya derhal komiserlerini tesbit eder ve Mısır’a gönderirler. Komiserler içinde başlıca rol oynıyanlar İngiliz Rivers Vilson ile Fransız De Bilignier’dir. Bunlar, salâhiyetleri tahdit olunmadığı için Mısır’ın her işine karışmaya başlarlar. Malî işlerden başka subayların terfii, polis nizamlarının tesbiti, nazırların seçilmesi, hattâ bütçenin tasdikinden önce tetkiki gibi işleri de vazifelerinden saymıya başlarlar.
HÜKÜMET İÇİNDE HÜKÜMET
Bu hareketlerle Hıdiv’in otoritesine, Mısır’ın malî ve idarî istiklâline büyük bir darbe vurulmuş olur. İngiltere ve Fransa, komiserleri vasıtasıyla, Mısır hükümeti içerisinde bir hükümet teşkil etmeye başlarlar. Yapılan incelemeler sonunda Hıdiv İsmail, 250 milyona varan bir açıktan şahsen mesul tutulur ve bu açığın kapatılması için Hıdiv ailesine ait mal ve mülkün hükümete terki ve idarede tasarruf yapılması şart koşulur.
Bunun üzerine Hıdiv, 28 Ağustos 1878’de şahsi idareye son verildiğini ve hükümet sorumluluğunu nazırlara bıraktığını ilan eder.
YABANCI ÜYELİ MISIR HÜKÜMETİ
Nobar Paşa, ilk sözde mesul hükümeti kurar. Bu hükümete az yukarıda isimlerini andığımız İngiliz Maliye, Fransız da Nafia nazırı olarak katılmışlardır. Bu suretle Hıdiv İsmail Paşa, Mısır’ı müstakil ve büyük bir devlet haline getirmek isterken, ilerisini kestiremediği borçlanmalar yüzünden Mısır’da yabancı tesirin yerleşmesine ve sonra da yabancıların hükümete iştirak etmelerine muvafakat etmek zorunda kalmıştır.
Yeni hükümet, bütçede tasarrufu sağlamak için harcamaları kısar. Mısır ordusunda, ihtiyaçtan fazla 2.500 subayı yarı aylıkla emekliye sevkeder. Bu suretle yerli memurlar ve subaylar kadro harici kalırlar. Mısırlı, manasını anlamadığı, nasibini almadığı refah efsanesinin kendi sefalet ve fakirliği ile alay etmekten başka bir şey olmadığını idrak etmeye başlar ve halkın ilk hissî tepkisi, yabancıların devlet işlerine müdahalesine karşı belirir.
Şubat 1879’da büyük nümayişler yapılır, yabancı nazırlar tahkir edilir.
HIDİV İSMAİL YAKAYI KAPTIRMIŞ
Hıdiv, yerini muhafaza etmek için Nobar Paşa’yı istifaya zorlar ve kendisi hükümet mesuliyetini üzerine almak ister. Fakat Fransa ve İngiltere’nin itimadını kaybetmiştir. Bunların ısrar ve istekleri üzerine oğlu Tevfik Paşa’nın başkanlığında bir hükümet kurar. Yabancı nazırlar, bu hükümette hoşlarına gitmeyecek her teklif karşısında veto hakkına sahip bulunacaklardı. Bu suretle İngiliz ve Fransız nazırları, Mısır’ın fiilî hıdivi ve başvekili durumuna gelmiş olurlar. (Karal, a.g.e. Cilt VII. Sayfa 51-52)
Hıdiv İsmail, bu duruma fazla katlanamazdı. İlk defa olarak, Mısır umumî efkârının bir kuvvet olduğunu düşünerek ve halk ile orduda mevcut yabancı düşmanlığından faydalanarak Şerif Paşa başkanlığında, yabancıların bulunmadığı bir hükümet kurar. Düyunu Umumiye Sandığı yokmuş gibi hareket etmeye başlar. Fransa ve İngiltere bu hareketi protesto ettikleri gibi Almanya, Avusturya ve Prusya da protesto ederler. 18 Haziran 1879’da Kahire’deki İngiliz ve Fransız konsolosları, Hıdiv İsmail Paşa’ya, taahhütlerine saygı göstermediğini ileri sürerek oğlu Tevfik Paşa lehine Hıdivlikten feragat etmesi ve Mısır’dan çıkıp gitmesi hususunda bir ültimatom verirler. Ayrıca İngiltere ile Fransa, Babıâli’den İsmail Paşa’nın azledilmesini ister.
KUYRUĞU SIKIŞINCA
“Hidiv İsmail Paşa, Mabeyine bir telgraf çekmek suretiyle Sultan Abdülhamid II.’ye dehalet etti. Telgrafında, Mısır’ın Osmanlı mülkü olduğunu, kendisinin Padişahın bir memuru olarak Mısır’da bulunduğunu, bu sebeple konsoloslar tarafından yapılmış olan teklifin Osmanlı devletinin hukuk ve şerefine bir tecavüz olduktan başka, devletler hukuku prensiplerine de aykırı düştüğünü belirterek himaye edilmesini talebetti.”(Karal, a.g.e. Cilt VIII. Sayfa 89. Mehmet Kemal İnal’ın Son Sadrazamlar isimli eserinden naklen. C. VI. Sayfa 959)
Sadrazam Tunuslu Hayrettin Paşa, Hıdiv’in derhal azledilmesine taraftar çıktı. Abdülhamid II. Sait Halim Paşa’nın hıdivliğe getirilmesini istiyordu. Lakin İngiltere ile Fransa muhalefet ettiğinden, İsmail Paşa azledildi, yerine zaruri olarak İsmail Paşa’nın oğlu Tevfik Paşa Hıdivliğe getirildi. İsmail Paşa’nın İstanbul’a gelip ikamet etmesi teklifi de kabul edilmedi, Mısır’dan çıkıp Avrupa’ya gitti. (Gelecek hafta, Malî Kontrol Tekrar İngiliz ve Fransızlarda)