Birisi ilk dokunuşta feryad eder. Birisi bıçak derinlere iner farkında olmaz, birisi de bıçak kemiğe dayanınca uyanır.”
Hoca sosyal sorunlar karşısındaki duyarlılık farkını anlatmıştı. Müslümanların duyarlılık farkını.
Mehmet Akif Safahat’ta Müslümanlardaki bu duyarlılık zaafını “Köylünün başına tokmakla vurursun, komşu köyde düğün var, davul çalınıyor zanneder” diye anlatmıştı.
Kurt ile eşeğin hikayesinde ise çok daha sert bir tokat vurmuştu yüzlere…
“Kurt uzaklardan bakar, dalgın görürmüş merkebi. Saldırırmış ansızın, yaydan boşanmış ok gibi.
Lakin aşk olsun ki, aldırmaz otlarmış eşek, Sanki tavşanmış gelen yahut kılıksız köstebek!
Kâr sayarmış bir tutam ot fazla olsun yutmayı. Hasmı, derken, çullanırmış yutmadan son lokmayı!
Bir hakikattir bu, şaşmaz, bildiğin üsluba sok: Hâlimiz merkeple kurdun aynı, asla farkı yok.