Tarihin çöplüğüne baktığınızda ; Allah’ın koyduğu sınırları aşmış, Allah’a kafa tutmuş ama sonunda yerin dibine batmış, helak olmuş, tarih olmuş, yerinde yeller esen insan topluluklarını görürsünüz. İşte bunlardan birisi de Livata günahını terk etmeyen Lut (a.s.) Peygamberin kavmi olan Sedom kavmidir. Haklarında biraz konuşacak olursak;
Lut (A.S.) İbrahim (A.S.)ın yiyenidir. Aynı asırda yaşadılar. kendisine Peygamberlik verildi. Semud kavmine gönderildi. Bu kavim ahlaksızlık da zirve yapmıştı. Kendilerinden önce görünmeyen ve yaşanmayan ahlak dışı ve insanlık, ile ilgisi olmayan bir yaşantıya kendilerini, kaptırmışlar .Bu yaşantının adı Livatacılık yani erkeğin erkekle cinsel ilşkide bulunması idi Lut (A.S.) onları uyardı dinlemediler. Dediler ki<< Ey Lut sözlerinden vazgeçmezsen mutlaka kovulacaksın >> (ANKEBUT-29/169 ) Onların bu sözlerine karşılık Lut (A.S.) da onlara şöyle dedi. <<Alemlerde hiç bir kimsenin sizden önce yapmadığı bir fuhşu siz yapıyorsunuz. Demek siz cinsel arzularınızı tatmin için erkeklere yöneliyorsunuz. Kervanların yolunu kesip eşkıyalık ve toplantılarınızda açıktan açığa çirkin işler yapıyorsunuz. Öylemi? >> Bu uyarılara karşı kavminin ona cevabı Boş ver bunları: eğer iddianda samimi isen o zaman haydi durma tehdit edip durduğun Allahın azabını başımıza getir de görelim demek ten başka bir şey olmadı. Dunun üzerine Lut . Ey Rabbim! şu bozguncu insanlara karşı sen bana yardım et diye dua etti.>>(ANKEBUT-29/28.29.30 açıklamalı Kur’an-ı Kerim meali)
Lut (A.S.)ın bu uyarılarından sonra bir gün insan şeklinde melekler İbrahim (A.S)a geldiler. İbrahim (A.S.) a İshak adında bir oğlu olacağını müjdelediler.<< Biz Lut a Zulüm eden şu ülken nin halkını helak edeceğiz>>dediler. Çünkü onlar zulüm ve haksızlık da gerçek ten çok ileri gittiler. Bunun üzerine İbrahim (A.S.) << Amma orada Lut da var dedi. Melekler orada kimlerin olduğunu elbet de biz çok iyi biliyoruz. Çünkü orada kimlerin olduğunu, onlardan kimlerin kurtulup hangilerinin helak olacağını Allah bize bildirmiştir. Sen ise kendi imkanlarınla aklın ve duygularınla biliyorsun. Allahın bildirmesi ile bilinenler her zaman kendi bilenlerden daha iyi ve daha doğru bilirler. Korkma onu ve ailesini kurtaracağız. Sadece karısı kurtulamayacaktır .Çünkü o Lut u izlemek yerine kafirler ile birlikte olmayı tercih ederek geride kalanlardan olacak>> dediler. Daha sonra elçilerimiz yakışıklı birer delikanlı suretinde Lut un yanına gelince onların melek olduğunu henüz fark etmeyen Lut, A.S. kafirlerin onları taciz edeceğinden korktu, onlar için endişeye kapıldı ve misafirlerini koruyacak gücü olmadığından dolayı yüreğini bir sıkıntı kapladı, Bu arada şehre gelen yabancıların Lut un evinde misafir olduğunu haber alan sedomlu sapıklar sevinçle <lut un kapısına dayandılar. Lut onlara ey kavmim Allah dan korkun beni rezil etmeyin. Sizin içinizde aklı başında bir adam yok mu? dedi. Fakat sapıkların onu dinlemeye hiç mi hiç niyetleri yoktu. Melekler ,nihayet gerçek kimliklerini ortaya koyarak Ey Lut sakın korkma, üzülme seni ve aileni bu zalimlerin elinden kurtaracağız. Ancak inkarı tercih eden karın geride kalanlar arasında olacaktır. İşledikleri bunca günahlardan dolayı bu şehir halkının üzerine gökten bir azab indireceğiz. İşte böylece biz azgın Lut kavmini yok ettik. Aklını kullanıp ibret alan insanlar için onlardan geriye: uğradıkları korkunç felaketi anlatan apaçık işaretler bıraktık.>>(ANKEBUT29/31,32,33,34,35 açıklamalı Kuran'ı Kerim meali)
İşte bu kıssada: Gördükleri her erkekle temas kurarak cinsel arzularını tatmin etmek de sınır tanımayan kavimleri Allahu Teala böyle helak eder.
<< Azab emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik.Üzerlerine art arda dizilmiş çamurdan taş yağmuru yağdırdık. Rabbim tarafından işaretlenmiş taşlar yağdırdık. Bu taş yağmuru zalimlere uzak değildir>>(HUT-11/82,83)
Yaşanmış olan bu olaylar tüm insanlığa bir ders ve uyarıdır.Günümüz Türkiye sinde bile bu hastalığa kendilerini kaptıranların ,cadde ve sokaklarda,meydanlarda bizde varız hürüz. İstediğimiz ahlaksızlığı yaparız ve yapmaya devam edeceğiz diyenlerin akibeti bunlardan farklı mı olacaktır?acaba ALLAH HİDAYET VERSİN.
İşte kutsal kitabımız Kur’an-ı kerimde livatacı (eşcinselci) Sedom halkının helakı açık bir tarzda anlatılıyor. Dinayet işleri başkanımız, din işlerinden sorumlu biri olarak livatacılığın çirkin bir yaşantı olduğunu anlatmıştır.Allah ondan razı olsun. Görevini yapmıştır. Müslümanım diyen her insan bildiklerini anlatmak zorundadır. Bu bir görevdir.Allahın emir ve yasaklarını korkarak veya çıkar için gizlemek büyük günahtır.<<Biz kitapta(Kur’an-da )insanlara apaçık bildirdikten sonra,indirdiğimiz açık delilleri ve doğruyu gizleyenlere hem Allah lanet eder ,hemde lanet edebilenler lanet eder>> (BAKARA-159)İşte bu ayeti kerime ve benzerleri müminleri Allahın kitabında var olan hükümleri,kanun ve kuralları açıklamaya davet ediyor.
Kur’an-ı Kerimde eşcinsellik hastalığının Allahın gazabını çeken iğrenç bir yaşantı olduğu anlatılıyor.
Bu tip ahlaksızlığın yaygınlaşmaması için herkes üzerine düşen görevi yapmalıdır. Yoksa nesiller bozulur. Toplum yaşanmaz hale gelir .Sevgili Peygamberimiz döneminde böyle bir suç işlenmediğinden dolayı her hangi bir ceza uygulaması yapılmamıştır ama ceza ile ilgili görüşlerini bildiren sahabeler olmuş, Hepsi de bu suçla ilgili ağır cezalar olması gerektiği kanaatinde birleşmişlerdir.
Rabbimizin bu suçlara kendisini kaptırmış olan kavim ve toplumları helak ederek yok etmiştir.Hayvanların bile yapmadıkları böyle bir çirkinliği yapan insanlar hayvanlardan da aşağı yaratıklar durumuna düşüyorlar.Böyle bir yaşantıya fırsat vermemek ve mani olmak insanım diyen her insanın görevidir.Allah tüm Müslümanları böyle yaşantılardan uzak kılsın. Kendisini bu hastalığa kaptıranlara da hidayet versin. İşte corona virüs felaketlerinden bir ders alarak Allah’ın gazabına dayanılamayacağını, gözle görülmeyen ufak bir mikrobunun bile üstesinden gelemediğimizi kabul ederek Allah’ı gazaplandıracak her türlü hadsizlikten kaçınmamız gerekir. Had, sınırdır. Ve Allah’ın biz kullarına koyduğu sınırlar, hadler vardır ve bu sınırların aşılmasını yani haddimizi aşmayı Allah sevmez, bu Allah’ı gazaplandırır. Haddi aşmak yerine ; Allah’ın istediği şekilde bir kul olmak , mümin bir kişinin dünya ve ahiret saadeti için bir mecburiyetidir. Gelin, Peygamberimiz (s.a.v.) şu duasını bir ömür boyu dilimizden düşürmeyelim; "Allahım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin." (et-Tergib ve't-Terhîb, 2:.119, 120.)
Allah milletimizi şu mübarek Ramazan ayı hürmetine bu tip yaşantılardan ve bunların neden olduğu afetlerden korusun. AMİN
Ali Kerrar Ulu