7 Ekim 2023’ten bu yana zalim İsrail, İnsanlık katili İsrail, dünyanın başının belası İsrail Gazzede Müslümanları bitirmeye tüketmeye var gücüyle kudurmuşcasına saldırıyor.. saldırıyor.. ve korkarım ki; Gazze son nefesini vermeye az kaldı. Allah korusun bu gerçekleşirse bireysel ya da tüm insanlık olarak şiddetle kınamanın, yuhlamanın, lanet okumanın ne anlamı ne de bir faydası olacak. Orada her masumun açlığından susuzluğundan ve ölümünden mesulüz, vebaldeyiz olayı nefsimizde hiç de yumuşatmaya mazeretler arkasına sığınmaya hiç kalkışmayalım; hoş kalkışsakta kendimizden başka kimi kandırabiliriz ki?
Gazze’de silahlı insansız hava araçlarından ateşlenen çivi dolu füzeler kullanılıyor. Zor şartlar altında görev yapan doktorlar, El Cezire’ye yaptıkları açıklamalarda saçılan şarapnel parçaları nedeniyle ağır yanıklar ve yaralanmalar yaşayan çocukların hayatını kurtarmak için ellerinden geleni yaptıklarını bildirdi. El Cezire’ye konuşan Gazzeliler, son 40 gündür çivili mühimmat kullanan SİHA saldırılarının arttığını belirterek, ister pazar sokaklarında, ister su kuyruğunda ya da bir mahalle mutfağında olsunlar, kalabalık grupların işgalciler tarafından hedef alındığını söylüyorlar. Sanki Merhum Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale savaşını anlatırken söylediği;
“Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.” Dediği gibi.
Evet kıymetli okuyucularım dünya bütün bu olanları film izler gibi izliyor ya da film izlemeden bir tık farklı izliyor; izlerken yazık diyor, dayanamıyor, Siyonist İsraile lanet de okuyor ama iş orada kalıyor, belki de izlediğinden içi de yanıyor, “kızım dolaptan buz gibi coca cola’yı getir de içim serinlesin” diye her bir kuruşu masumlara mermi olarak dönen İsrail malı coca cola yı satın alarak İsrail’e destek olduğunu hiç aklına getirmiyor tam tersi teselli arıyor. Boykot lafları da lafta kalıyor ya da indirimli fiyatlar boykotu unutturuyor. Ama Gazze tükenmeye bitmeye devam ediyor…
İsrail, sığınılan çadırlara ve evlere saldırılarına devam ederken açlık ve susuzluktan her gün yüzlerce ölüm yaşanıyor. Dışarıdan gelen gıda maddeleri ve nakit yardımlarının ulaştırılması da engelleniyor.
Ey insanlık! Neredesiniz? Bu zulüm ve vahşete ne zaman dur diyeceksiniz?
İsrail saldırılara doymaz, İsrail Gazzeyle kalmaz. İşte Lübnan, işte Suriye ve işte İran.
İsrail’in nihai hedefi sadece sınır güvenliği değil, Ortadoğu’da büyük bir hegemonya kurmaktır. İsrail’in amacı, tüm İslam beldelerini himayesine almak, mal varlıklarına el koymak, Kur’an ve sünnete uygun yaşantıya izin vermemek, muharref Tevrattaki sapkın inancına doğru yürümektir. Bütün insanlığı köleleştirmektir. Bu inancının hem yol haritasında hem de coğrafi haritasında Türkiye de vardır. Bu nedenle Türk milleti her an hazırlıklı olmalı, gücünü ve kuvvetini buna göre ayarlamalı ve tetikte durmalıdır. Çünkü sıra yavaş yavaş Türkiye’ye geliyor; yani sıra sana geliyor. Bunu asla unutma, hafife alma.
Allahu Teala, bizleri açıkça uyarıyor. Onlarla dostluk kurmak, siyasi ve ideolojik düşüncelerine saygı göstermek, onların güçlenmesine vesile olacak duruşlar sergilemek sapkınlık ve hüsranın kapısını açar.
“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o da onlardandır. Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.” (Maide Suresi, 51. Ayet)
Onların birbirlerinin dostu olduklarını çok açı ve net bir şekilde tarihin sahnesinde gördüğümüz gibi şimdi de Gazze’de görmüyor muyuz? Hıristiyan dünyasının niye ses çıkarmadığı işte bundandır. İslam aleminin niye ses çıkarmadığı da ses çıkarmayan idarecilerinin koltuklarında oturmaları bu zalimlere bağlı olduğundandır.
Öyleyse böyle bir dünya tablosu içerisinde Türkiyenin çok ama çok güçlü ve caydırıcı hale gelmesi mazlumların kurtuluşu ve dünya barışı için elzem olandır, beklenendir. Allah zaten mümin kullarından bunu ister ve şöyle buyurur:
“Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve besili atlar hazırlayın. Onunla Allah’ın düşmanlarını, sizin düşmanlarınızı ve Allah’ın bildiği sizin bilmediğiniz diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız, size eksiksizce verilir ve siz haksızlığa uğratılmazsınız.” (Enfal Suresi, 60. Ayet)
Bu ayette, modern silahlar, tanklar, bombalar, uçaklar ve nükleer silahlarla donanmanın önemi vurgulanır. Düşmanın cesaret edemeyeceği kadar güçlü olunmalıdır
Kıymetli okuyucularım işin özü ve özeti şudur ki;
Devletlerin ve bireylerin yapacakları vardır. Özellikle devletler ne yapacaklarını burada yazılanlardan daha fazlasını da bilirler ama inşallah dua edelim de yapar hale gelsinler. Müslüman devletlerin görevi, İsrail’le her türlü siyasi ve ekonomik ilişkiyi kesmek; alışverişi durdurmak; onların ekonomik ve askerî gücüne destek vermemektir. Eğer askeri güce sahipseniz, zulmü durdurmak için savaşmalısınız. Bunu yapamıyorsanız, en azından kalben buğz etmeli, onlara karşı tavır almalısınız. Bu, imanın en zayıf derecesidir. Eğer kalben buğz da etmiyorsanız, imanınızdan ve insanlığınızdan eser kalmamış demektir.
Bireysel yapacaklarımıza gelince;
Güvendiğimiz kurumsal olan ya da olmayan yardım kuruluşları vasıtasıyla düzenli olarak sürekli nakit yardımında bulunabiliriz. Paramız yetmiyorsa o mazlumlar için gerekirse mutfak masraflarından kısalım yağlı yerine yavan yiyelim ama yine bir şeyler gönderelim. Varlıklı olanlarımız ise vicdanında teselli olacak kadar kazancına göre küçük rakamlar değil etkisi sermayesinde hissedilecek miktarda göndermelidir.
Namazlarında dualarında yakarışlarında içi yana yana dua etmelidir. Sanki orada evladı, eşi, anası babası kalmış gibi hissederek dua etmelidir.
Ve çok önemli olan çikletinden içeceğine, yağından deterjanına beyaz eşyasına varana kadar boykot etmeli onların ürünlerini almamalı ve market, restoran veya köfteci gibi yemek zincirleri işletiyorsa satmamalıdır.
Üç günlük dünya zalimine masumuna da, zenginine de fakirine de geçmedi mi bize de geçecek; gelin ahiretimizi kurtaracak davranış sergileyelim yoksa bizi ne mallarımız ne evlatlarımız ne de tabi olduklarımız kurtaramaz. Bu böyle biline.
İslam barış dinidir. Ancak zulüm karşısında susmak, insanlığa ve inanca ihanettir. Tüm insanlığın, İsrail’in yaptığı katliamlara dur demesi gerekir. Aksi takdirde, tüm milletler bu zulmün vebalini taşır.
Yazar: Ali Kerrar Ulu