Akıl , Allah’ın insanlara verdiği büyük bir hazinedir.Onu yerli yerince kullanırlarsa mutlu olurlar O, Allah’ın emirleri doğrultusunda tam bir iman ve inançla kullanıldığında; hem dünya, hem de ahiret huzur ve mutluluğunu elde ederler.Tüm dünya Covid=19 afetiyle çalkalanıyor, koronaya yakalananların sayısı 25 milyona doğru gidiyor.Ölenlerin sayısı milyondadır. Koronanın dışında sel felaketleri, depremler ve sayısız afetler musibetler insanlığı sarsıyor, ölümlere neden oluyor. İnsanlar bir birlerinden kaçıyor. Aileler, anneler, babalar çocuklarından kardeş kardeşinden , dost dostun dan, akraba akrabalarından herkes bir birinden uzak duruyor. Bir araya geldiklerinde korku ve endişe ile birlikteliklerini sürdürebiliyorlar. İnsanlık alemi şu halleri ile adeta küçük kıyameti yaşıyorlar.
“Kıyamette kişi kardeşinden kaçacak, annesinden babasından eşinden ve oğullarından kaçacaktır.” (Abese-34-36)
“Sura üfürüldüğünde o gün akrabalar aralarında bağlar kalmaz. Birbirlerinin hallerini soramazlar. ( Herkes kendi derdine düşer)” (Müminun suresi- 23 Ayet 101 )
Yaşadıklarımızla Allah; adeta “Ey kullarım; kıyamet gelmeden tedbirlerinizi alınız. Dünyada bir virüs korkusuyla yaşadıklarınız sizlere dersler olsun, akıllarınızı başlarınıza alınız” diyor. Yine adeta; “Dünyada yaşadığınız bela ve musibetlerden dersler alarak ahiret hayatında yaşanacaklara hazırlıklı olun” mesajı da veriliyor.
Tüm Dünyayı saran Müslüman, Hıristiyan, Musevilik, dinli dinsiz ayırımı yapmadan herkesi etkileyen ve korkutan bu ve benzeri afet ve musibetlerden kurtulmak, bunlara maruz kalmamak için neler yapılmalıdır?
Şöyle ki; yapılacak olanlar iki ana temelde toplanabilir:
-
Her türlü ilmi akli tedbirler alınmalıdır. Maskeler takılmalı mesafelere dikkat edilmelidir. Temizlik kurallarına uyulmalıdır. Hastalığa karşı ilaçlar bulunmalı, hastalar tedavi edilmelidir. Bu konularda herkes müttefiktir, ilim adamları tüm dünyada gerekenleri yapıyor, çalışmalarını sürdürüyorlar.
-
Bu konuda yapılacak olanlardan ikincisi de Dini, manevi , ahlaki tedbir ve kurallardır.
Her şeyin yaratıcısı Allah’tır, O, Rahman ve Rahimdir, yegane güç ve otoritedir. Ebedidir. Her şey yok olur ve olacaktır, O, Bakidir. Emir ve yasaklarına uyulmasını ister.
Emir ve yasaklara uyulmadığında onların akıllarını başlarına almaları için çeşitli yollarla ve şekillerde uyarı mahiyetinde cezalar afet ve musibetler verir.
Şöyle ki ‘Başınıza gelen her musibet ellerinizle yaptıklarınızdan dolayıdır.O Allah bir çoğunu affeder.Siz yeryüzünde Allahı aciz bırakamazsınız.Sizin Allahtan başka hiçbir dost v e yardımcınız yoktur.(Şura 42 ayet 30-31)
‘Eğer Allah günahları isyanları ve inkarları yüzünden insanları anında cezalandıracak olsaydı yeryüzünde cezalandırılmadık hiçbir canlı bırakmazdı.Onlara belli zamana kadar süre tanıyor, ecelleri geldiği zaman,onu ne bir an erteleyebilirler,ne de belirlenmiş süreyi öne alabilirler.(Nahl-61.ayet)
Cenabı Allah kutsal kitabımız Kuranı Kerimde peygamberlerini dinlemeyen kavimleri musibetlerle uyardığını, uyarılara dikkat etmeyip azgınlaşanları da cezalandırdığını bildiriyor. Ad, Semud, Lut , Nuh kavimleri Firavun ve ona tabi olanları helak ettiğini bildiriyor.
‘Onlar ki ülkede taşkınlık yapmışlardı, oralarda bozgunculuk yapmışlardı bunun üzerine Rabbin onlar üzerine azap kamçısını döküverdi.Şüphesiz Rabbin gözetlemektedir.’(Fecir 89.sure 11-12-13)
Allahu Teala Kuranı Kerimin hükümlerini kıyamete kadar geçerli olmak üzere göndermiştir. Ve bu Kuranı Kerim kıyamete kadar Allahın izniyle bozulmadan herhangi bir tahribata uğramadan ayakta dimdik kalacaktır.Çünkü onu indiren Allah tır ve koruyacak olan da odur.Onun için Allah ve Resulunden başka hiçbir şeye gönül bağlamayınız, onları Allah ve Resulünün sevgi ve muhabbetinin üzerinde tutmayınız.
’De ki oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz ,aşiretiniz, kazandığınız mallar, düşmesinden korktuğunuz ticaret ve hoşlandığınız evler, mevki ve makamlar size Allah tan,Resulünden ve onun yolunda cihattan daha sevgiliyse o halde Allahın emri gelinceye kadar bekleyin.Allah fasık topluluğa hidayet vermez.” (Tevbe suresi Ayet 24)
Doğrusunu Allah bilir ama; İşte şu yaşadığımız musibetler belalar ve afetlerle sanki Rabbimiz biz Müslümanları uyarıyor Kuran çizgisinden Rasulünün sünnetinden zaman zaman uzaklaşıyorsunuz sizleri , sizden önce yaşamış kavimlerde olduğu gibi bela, musibet ve afetlerle uyarıyorum , diyor. İşte Rabbimiz Kuranı Kerimde yaptıklarımızın karşılığında bir uyarı olarak bakınız ne buyuruyor?’
“Doğrusu biz Ey Muhammed senden önceki toplumlara da mesajımızı ileten peygamberler gönderdik ve onları acizliklerini anlayıp Allahın emrine boyun eğmeleri için zaman zaman çeşitli bela ve sıkıntılarla imtihan ettik.Hiç değilse başlarına bu belalar geldiği zaman boyun eğselerdi. Kalpleri kaskatı kesildi,şeytan da yaptıkları çirkin işleri onlara güzel gösterdi.Kötülüğü alışkanlık haline getirdikleri için zamanla bu kötülüklerden etkilenmez oldular ve fenalığı iyilik günahı sevap sanmaya başladılar.Vicdanları dondu,akılları tutuldu,azıttıkça azıttılar derken kendilerine yapılan bu öğüt ve uyarıları unuttular,biz de ceza olarak başlarında ki sıkıntı ve belaları kaldırdık ve önlerinde bütün nimet ve refah kapılarını ardına kadar açtık.’Ve nihayet kendilerine bahşedilen bu zenginlik ve nimetler yüzünden küstahlık edip şımardıkları ve Allahı,ahireti unutarak zevk ve sefaya daldıkları bir zamanda bir afet ,bir deprem ,bir kaza, bir hastalık bir ölüm ile onları ansızın yakaladık ve işte o anda bütün ümitleri sönüverdi.(Enam suresi Açıklamalı Kur’an meali ayet 42-43-44)
Şu yaşadığımız Koranavirüs afet ve musibetleri, deprem ve diğerleri Müslümanları akıllarını başlarına almayı çağırıyor. Ferdi ailevi ve toplumsal hayatımız , siyasi, iktisadi ve kültürel alanlarda ki uygulamalarımız tas tamam Kuran-ı Kerim’e uygun olmalıdır. Yoksa Allah’ın azab ve gazabını hem dünyamızda, hem de ahiret hayatımızda üzerimize çekmiş oluruz. Kuran-ı Kerim’de helak ve helak sebepleri bildirilen kavimlerin akıbetine düşmeyelim.
Artık her vicdan sahibi her aklıselim olan müminler yüreklerinin seslerini yükseltmeli ve demeliler ki; Ey Müslümanlar ve İslam toplulukları iman ettik Allah’ın emir ve yasaklarını biliyoruz Elimizden geldiğince ferdi olarak Müslümanca yaşamaya çalışıyoruz ama toplumsal hayatımızda ticari, iktisadi,kültürel ve hukuki alanlardaki uygulamalarımızda Kuran’a Allah’ın emir ve yasaklarına tam uymuyoruz. Örneğin faiz Allah ve rasülüne savaş açmaktır. Bunun için faizsiz alışverişe yönelik ekonomik alternatif modeller oluşturmalıyız. Zina,Fuhuş,Eşcinsellik gibi Ahlak dışı yaşantılara son vermek, helal ve haramı gözetleyecek şuur ve bilincin oluşması için maddi ve manevi tedbirleri almalıyız. Lut Kavminin ve diğer helak edilen kavimlerin akıbetleri hepimize ders olmalıdır. Fırsat eldeyken zaman kaybetmeden yaratan rabbimizin emir ve yasaklarına uygun hayat nizamını kurmalıyız. Alemlere rahmet olan Hz. Muhammed S.A.V’yi kendimize rehber edinmeliyiz. Hepimiz Allah’ın ipi Kuran-ı Kerim’e sımsıkı sarılmalıyız, Ayrılıp parçalanmamalıyız.
Cenab-ı Allah tüm Müslümanlara hak yoluna dönmeyi gerçek anlamda müminler olarak her türlü bela ve musibetlerden uzak olarak yaşayıp huzuruna varmayı nasip etsin.
Ali Kerrar ULU 03 KASIM 2020