Karabağda talan var” uzun havasını 1990’lı yılların başında Raci Alkır’dan epeyce dinlemiştim:
(Ey balam) Karabağ’da talan var/Beni derde salan var (ay balam)
Çek bayraktar bayrağın/Gözü yolda kalan var
Kaynağından epeyce güney batıda, Erzurum’da derlenmiş olan bu türküde Azerî edası korunmuştur. “Karabağ’da talan var”ın ilk derlemesi, Karabağ bölgesinde 1918’deki Ermeni mezaliminin hatıralarının henüz silinmediği 1929’da yine Erzurum’da yapılmış. Erzurum, bir kültürel geçiş merkezi olarak Azerbaycan-Anadolu yakınlığını sürekli beslemiştir.
Hikâye Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’nda sona yaklaştığı günlerde başlıyor. Ermeniler 1918 yılı başlarında Bakü’yü kontrol altına almışlar ve Azerbaycan’ın birçok bölgesinde katliama girişmişlerdir. Dönemin gazetelerinde yazıldığına göre Ermeni çeteleri insanları öldürmekle kalmamış, cesetler üstünde Ermenice müzik çalıp kadın oynatarak zulümlerini katlamışlar.
Bu vahşet, Bakü Sovyeti’nin toplantısında Ruslar tarafından “Türkiye’nin Bakü cephesi alındı” sözleriyle müjdelenmiştir. 14 Mayıs 1918 tarihinde Lenin, Ermeni lider Şaumyan’a tebrik mektubu göndermiş ve “cesur” siyasetine hayranlığını bildirmiştir. Ermeni ve Rus askerlerinin 31 Mart 1918 tarihinde başlattığı bu katliam 20. yüzyılda insanlığa karşı yapılmış en büyük zulümlerden biri olmuştur. İşte bu zulümler bölgede bir askerî harekâtı gerekli kılmış ve bir devletin doğuşuna yol açmıştır. 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan Cumhuriyeti ilân edilmiş, Feth Ali Han başkanlığında kurulan ilk hükümet Osmanlı Devleti ile Batum’da 4 Haziran 1918’de bir antlaşma imzalamıştır. Bu antlaşmanın 4. maddesi Azerbaycan Cumhuriyeti’nin iç ve dış asayiş ve güvenliğini sağlamak üzere Osmanlı kuvvetlerinin bölgeye gelmesinin yolunu açıyordu.
Enver Paşa’nın Nuri Paşa’yı Irak cephesinden çekilen askerlerin nüvesini teşkil ettiği Kafkas İslâm ordusunun başına geçirmesi ve onun Kafkaslardaki harekatı, 1. Dünya Savaşı’nın sonunda Müslümanlar/Türkler lehine ciddi sonuçlar doğurmuştur. Nahcivan’ı, Karabağ’ı kurtararak ilerleyen Kafkas İslâm Ordusu’nun 14 Eylüldeki gece hücumuyla Bakü işgalcileri şehri terk etmek zorunda kalmış ve 15 Eylül günü Bakü, kurtarılmıştır. Müstakil Azerbaycan devleti uzun süreli olamamış, Bolşevik işgali bu cumhuriyetin sonunu getirmiştir. Fakat bu başlangıcın zemininde yıllar sonra Sovyet sistemi yıkıldıktan sonra yeni bir Azerbaycan devleti ortaya çıkmıştır.