Sarmaşıkları çok severim. Hele hanımeli ve yasemini ayrı tutarım.
Köyde bahçede oldukça büyümüş, çiçek açmış bir yaseminin yerini değiştirmek zorunda kaldım.
Kök kısmını topraktan çıkarttık, özenle dallarını ve uzayan kollarını tutarak, başka bir alana ektik.
Ancak içimde bir korku vardı.
Sarmaşık ya toprağını sevmezse, ya tutmazsa, ya burada kök salmazsa diye kaygılanıyordum.
Önceleri dallarındaki yeşil yapraklar canlı gözükmeye devam etti.
Çok mutlu oldum, tuttu diye düşündüm.
Sonra yapraklar hafiften sararmaya başladı.
Ardından yaprakları tutan dallar kurumaya yüz tuttu.
Korktuğum başıma geldi.
Bu kuruma, yaprakları tutan ince dallara, o dalların bağlı olduğu daha büyük kollara ve oradan ana gövdeye doğru ilerleyecek ve sonra köke inerek sarmaşığı kurutacaktı anlaşılan.
Ve gün geçtikçe sürecin bu şekilde gerçekleştiğini gördüm.
Ancak ne yapsam durduramıyordum bu kurumayı. Ve ana gövdeye doğru ilerliyordu felaket.