Her şey ne kadar üst üste geldi…
Dünyanın en büyük salgınını yaşarken ekonomik kriz oldu.
Pandemi ve ekonomik sorunlarla uğraşırken Ukrayna’da savaş çıktı.
Derken Cumhuriyetimizin 100. yaşına girdik.
Gelin görün ki yüz yıldır görülmeyen bir afetle uyandık 6 Şubat’ta.
Deprem tüm yaşadıklarımızı unutturdu. Öylesine acı ve sarsıcıydı.
Fakat siyaset yerinde durmadı, seçimi erkene aldı.
14 Mayıs’ta sandığa gideceğiz şimdi. Bu sefer tüm gündem seçime odaklandı.
“Böyle olmamalı” diye tartışırken, Urfa ve Adıyaman’da sel haberi geldi bu sefer. O da onlarca yıldır görülmeyen büyüklükte imiş…
Depremden kurtulup selde öldü bazıları… Kimse kabullenmedi bu ihmalleri…
Ne yapacağımızı şaşırdık doğrusu…
Afete mi yanalım, sele mi? 50 bin canımız gitti… Hangisine ağlayalım bilemedik….
RAMAZAN BURUK BAŞLADI
Bugün Ramazan ayı başladı…
Her şey ne kadar üst üste geldi değil mi?
Şimdi yüz binlerce aile çadırlarda nasıl iftar yapacak?
Milyonlarca insan evini terk etmek zorunda kalmıştı, gittikleri yerde nasıl oruç tutacaklar?
Bir yandan oruç tutarken bir yanda nasıl seçim kampanyası yapılacak?
Afet bölgesinde tüm bunlar nasıl yaşanacak?
Sorular da üst üste geldi…
Fakat Ramazan’ın biraz olsun insanların manevi gücünü arttıracağını, dayanışma ruhunu güçlendireceğini düşünüyorum.
Yardımsever milletimiz Ramazan kolileri hazırlayıp afet bölgesine gönderiyor. Yardım kuruluşları harı harıl çalışıyor, aşevi açıyorlar, iftar çadırları kuruyorlar.