GÜÇLÜ OLMAK TEMİZ İNSANLARLA BAŞARILIR.

Seçimler bir süreliğine tercih beyanıdır. Mağlubiyet galibiyetin kardeşidir. Mücadeleyi gayret eden, temiz kalan, hak eden kazanır.

Ak partiye yirmi yıldır verilen destek, yüz yıldır jakoben ve baskıcı, tek tip insan yetiştirmek üzere batının desteği ile ülkemizde yönetime getirilen ve batı tarafından sürekli desteklenen iktidarlardan kurtulup, yerli ve İslami bir kimliğin topluma kazandırılması bu kimliğin kuşanılmasının önündeki engellerin kaldırılması içindi. Seçmen de yirmi yıldır bu desteğini hiç esirgememiş ve uzun yıllar Ak partiyi iktidarda tutmuştur.

Ancak Ak parti 20 yıl önceki elde ettiği 34.5 oyla elde ettiği oy oranına 20 yıl sonra geri döndü. Cumhurbaşkanına verdiği 49.5 destekle Ak partiye verdiği 35.5 destek arasında 14 puanlık fark çok önemli bir mesajdır. Ak parti bu mesajı iyi okumalıdır.

Ak parti hiçbir yerde suçlu aramadan bir eleştiri yaparak içerisindeki çürükleri acilen temizlemelidir. Yirmi yıl önce kurduğu ve partiyi iktidarda tutan kendi oyununu yeniden kurmalıdır. Yirmi yol önce kendisini iktidar taşıyan kitleler bugün partiyi neden başa döndürdüğünü iyi kavramalıdır.

Öncelikle Ak parti kendini sorgulamalı asalaklardan kurtulmalı fabrika ayarlarına geri dönmelidir ki yirmi yıldır elde edilen kazanımlar heba olmasın, umutlar sönmesin. Çünkü kazanımlar kolay elde edilmedi. Truva atları kolay yıkılmadı.

ABD ve batının hem başkanları düzeyinde, hem de dünyada etkili basılı ve görsel medya düzeyinde, hem de dünyadaki sömürü düzeninin devamında öncülük eden, ekonomik ve siyasi kurumları düzeyinde Ak partiye ve Tayyip Erdoğan’a hakarete varan ve her ne pahasına olursa olsun Türkiye’yi yönetmesine izin vermemeliyiz söylemleri partinin  ve özellikle Erdoğan’nın inancını, değerlerini öncelemesinden ve toplumda bunların yer edinmesini sağlamak için gösterdiği çabalarından ve dünya beşten büyüktür ile başlayan, arkasından batı tarafından tüm geri bırakılan ve sömürülen halklara öncülük etmesinden duyulan rahatsızlıktır. Hiçbir ülkenin seçimlerinde bu kadar cepheden ve topyekün bir savaş açılan ülke daha göremezsiniz. Bunları burada tekrar etmeme gerek yok. Tüm dünya ile birlikte ülkemiz insanı da buna şahitlik etmiştir.

Türkiye'de toplumun dindarlaşması, emperyalist devletlerin Türkiye ile ilgili baskıcı tavırlarına karşı toplumda oluşan bilinçlenme, karşı duruş, yerli ve milli olanı tercih etmesi batının yıkım projelerine engel olma düşüncesiyle ortaya çıkan Ak partiyi iktidarda tutmuştur.

Temiz bir davanın, temiz takipçileri kendilerini hak ve adalet duygularıyla besleyenler olarak bizim beklentimiz; davayı, partiyi, değerleri, toplumu, kirleten ve onca insanın çalışmasını zayıflatan, dününü unutan menfaat çetelerinin parti ve ülke kaderini etkileyen kirlenmişliklerine son verilmesini görmektir. 

2023 seçimlerine baktığımız zaman mecliste yerli, milli, dini hassasiyetleri önceleyen  pek çok düşüncenin temsil edildiğini görmekteyiz. İslam’la pek fazla ilintisi olmayan partilerde bile dini hassasiyetlerini önceleyen adayların varlığı ve mecliste yer edinmeleri iyi okunmalıdır. Chp ve yeşil sol partiden bile bu tip adaylar meclise girmiştir. Meclis aritmetiğine baktığınız zaman toplumumuzun inanç değerleri ve yerlilikten uzak milletvekillerinin pek az olduğunu görmekteyiz. Neredeyse temsil oranları %70 ile % 30 gibi açık bir şekilde görülmektedir.

Ak parti yöneticilerine ve bizlere düşen görevleri hatırlatmakta fayda görüyorum.

Adalet ve Kalkınma Partisi genç nesille temasını geliştiremedi. Bunlarla ortak dil bulunmalıdır. Gördüğüm kadarı ile özellikle mütedeyyin ailelerin çocuklarıyla bile ortak düşünme ve ortak dil konusunda anlaşmazlıkları var. Sanki farklı dünyaların adamları imiş gibiler. Bindirilmiş kıta olan gençler partiyi kandırmamalıdır.

Uzun yıllar ülke yönetiminde tek başına, mahalli idarelerde de kahır ekseriyetle yönetimi elinde bulunduran Ak parti maalesef güç zehirlenmesine yakalanmıştır.

Parti içerisinde haksızlıkları, yolsuzlukları ilke edinen pek çok menfaat şebekesi oluşmuştur. Bunlar kovulmalıdır.

Maalesef bu alçaklar İslami kimlikleri ile bulundukları makamları elde etmişlerdir

Kendilerine temiz kalmalarını emreden İslam’ın, bu emirlerine maalesef duyarsız kalmışlardır. Hem dindar, hem kirli kalınamaz

Bunlar sadece kendilerini kirletmiyor, çevrelerini de kirletiyorlar. YETER artık!

Bunların akçeli işlerdeki marifetlerini sağır sultan bile duyar hale gelmiştir.

Ülke yönetiminin her kademesinde kirliliğe bulaşmış, uzun yıllar şikayet ettiğimiz vatandaşa üstten bakan jakoben anlayışı benimseyenler türemişlerdir. Bu herkesin gördüğü bir gerçektir.  Bunlar acilen def edilmelidirler.

Hiç kimse kirlenmeyi ve kirliliği savunamaz ve savunmamalıdır.

Ancak kirlenmeler öne çıkartılarak, Türkiye'nin çökertilmesi politikaları da görmemezlikten gelinmemelidir. Batı İslam coğrafyasının ve yıllardır batı tarafından kimliksizleştirilen ve sömürülen mazlum coğrafyaların umudu olmuştur. Türkiye’ye Ak partiye, Cumhurbaşkanına saldırıları bu yüzdendir.

Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimden başarı ile çıkması için yapılan duaları da unutmamak gerekir. Tayyip Erdoğan ve Ak parti sadece Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ve partisi değil tüm dünya Müslümanlarının lideri olarak görülmektedir. Size seçim gecesi bana geç saatlerde gönderilen bir sesli mesajdan bahsetmek istiyorum. Türkiye’deki seçim gecesi bana Moğolistan’dan “ Hocam Türkiye’deki seçimler ne oldu? Biz Moğolistan’lı Müslümanlar olarak Tayip bey için dualar ediyoruz.” Diye mesaj attılar.

Ak partili yöneticiler bu beklentileri dikkate alarak yeniden örseledikleri ve değersizleştirdikleri değerlerine sahip çıkmalı fabrika ayarlarına acilen dönmeliler.

Batının saldırılarına, maalesef siyasal iktidarın bazı mensuplarının yaptığı adaletsiz, hukuksuz, kendi menfaatlerini önceleyen, hatta bazan yolsuzluk boyutlarına varan uygulamaları da tuz biber ekmiştir.

Ak partiye verilen destek yerli ve İslami bir kimliğin topluma kazandırılması bu kimliğin kuşanılmasının önündeki engellerin kaldırılması içindir

Küresel saldırılar ise, bu kimlik Türkiye’de taban bulur da Türkiye bizim kontrolümüzden çıkar diye yapılmaktadır. Bunu da çekinmeden açıktan söylemektedirler.

Seçim öncesi küresel güçlerin, Ak partinin seçimlerde yenilgiyle tattırılması, zaafa uğratılması, Türkiye’de biriken yerli ve İslami birikiminin yok edilmesi olarak değerlendiriyorum.

Küresel ve yerli saldırılar bundan dolayıdır.

Ak parti yöneticilerinin, tabandaki insanların düşünce ve yaşantısına ters olan davranışlarından vazgeçmeli, bizler gibi ülkesi için sorumluluk taşıyanların da Ak partinin arınma, temizlenme ve toplumun değerleri ile bütünleşmesi sürecine yapıcı tarzda katkıda bulunması gerekir.

Emeklerin, kazanılanların ve umudun boşa gitmemesi için!